Yeni okulumun ilk günüydü.Daha henüz yeni hayatıma bile alışamamışken peş peşe yenilikler geldi ve alışmaktan başka bir çarem kalmadı.Abimle aramız hâlâ bozuktu.Yaptığı şeyi bir türlü sinderemiyordum.O günden sonra Emre'yle de hiç karşılaşmamıştık,karşılaşmak istemiyordum zaten.Ayça'yla daha çok yakınlaşmıştık.O gün içeriye giren adam bu okulun sahibi ve abim onunla konuşmak için onu eve davet etmişti.Okul bir kolejdi ve çok büyüktü.Bana isteyeceğim her şeyi bu kolejde bulabileceğimi söylemişti o adam.
Arabadan indiğimizde kapıdan içeriye girmeden önce kafamı kaldırıp baktığımda Beyhan Koleji yazısını gördüm.Bakalım burası bana neler yaşatacaktı.
Abim kağıtları imzalayıp işini bitirdikten sonra sınıfımı öğrenip dışarı çıktık.
Abim bana dönerek 'Sana güveniyorum İdil.Başarabilirsin.' dedi ve sarıldı.Ona sadece tebessüm ettim ve içimden 'Umarım.' dedim.
Sınıfın kapısını çalıp içeriye girdim.Hoca benim yeni öğrenci olduğumu anlamıştı ve hemen yanıma gelerek elini uzattı.'Merhaba canım,ben Aslı Dilek.Edebiyat öğretmeninim ve aynı zamanda sınıf rehber öğretmeninim.' dedi.Kalçasının biraz yukarısında bakır saçları,yeşil gözleri,kalem gibi kaşları ve dolgun dudakları vardı.Çok güzel bir kadındı.Bende elimi uzatıp tebessüm ederek 'Merhaba,bende İdil.' dedim.Beni kollarımdan tutup sınıfa çevirdi.Sınıfta az kişi vardı.Benimle birlikte 15 kişi olmuştuk.'Benim yanıma oturabilir hocam.' diyen kıza döndüm.Yanına geçip oturduğumda elini uzatıp 'Ben Melis.' dedi.Masmavi gözlerine bakıp gülümseyerek 'Memnun oldum.' dedim.
Aslı hoca, 'Bize kendini tanıtmak ister misin İdil ?'
Ayağa kalktım.'Ben İdil Ateş.18 yaşındayım.İstanbul'da yeniyim.Burada yepyeni bir hayata başladım ve bu yeniliğin içinde eğitim hayatımda dahil.' diyerek geri yerime oturdum.Hevesli değildim ve şimdiden sıkılmıştım.
Zil çalmıştı ve ilk ders bitmişti.Hava çok güzeldi ve okul boğaza sıfırdı resmen.Manzarası çok güzeldi.
'İstersen biraz okulu gezelim.' diyen Melis'e döndüm.Kafamı onu onaylar anlamda salladım.Okulun her yerini tek tek gezmiştik,her tenefüs.Sonunda bahçeye çıkabilmiştik.Çok güzel tertemiz bir haçesi vardı.Aynı hizada ağaçlar vardı ve her iki ağacın arasında renkli,kapalı çardaklar vardı.Bahçenin ortasında etrafı çiçeklerle kaplı bir süs havuzu vardı.Tamam kabul,bu beni biraz şaşırtmıştı.'Bak orada ki grubu görüyor musun ?' diyen Melis'e verdim dikkatimi.Kafasıyla işaret ettiği yere baktım.5 erkek oturuyorlardı.2'si sarışın,1'i esmer,diğer ikiside beyaz tenliydi.'O grup okulun en gözde grubu.Aralarına hiç kız almazlar yani kız arkadaşları yok.Sevgilileri olduğunu da daha önce görmedik.' dedi Melis banka otururken.'Dokunulmaz grup gibi bir şey mi ?' dedim.Melis kafasını olumlu anlamda salladı.'Saplantılı bir şekilde onlara aşık olanlar var tabii ki.' dediği sırada telefonum titredi.Açıp baktığımda abimden mesaj vardı.
Gönderen : Abim
'İlk günün nasıl geçiyor ?'Gönderilen : Abim
'Sıkıcı.Zevk almıyorum.'Gönderen : Abim
'Hayallerini düşün o zaman zevk alırsın.'Mesajına gülücük atıp telefonu kapattım.Abime kızgınlığım azalmıştı ama hâlâ kırgındım.Zilin çalmasıyla birlikte okula girdik.Sınıf kapısının önünde Selim'i gördüm.Yüzüm güldü.'Hey!Ne işin var senin burada ?' diyerek seslendim ona.Kafasını kaldırıp gülümseyerek 'Son dersin değil mi ?Çıkışta ben alacaktım seni ama dayanamadım gelip bir göreyim dedim küçük hanımı.' diye cevap verdi.Yanımdaki Melis'te gezindi gözleri.'Ah,arkadaşım Melis.' dedim,daha sonra Melis'e dönerek 'Abimin arkadaşı Selim.' dedim.Birbirlerine başıyla selam verip 'Memnun oldum.' dediler.'Benim şimdi sınıfa geçmem gerekiyor.Çıkışta görüşürüz.Kendine dikkat et,kızlara yem olma.' dedim göz kırparak.' Güldü.'Karşı cinse,karşıyım.' deyip gitti.
Sonunda eve gelebilmiştim.'Özlemişim bee.' diyerek kendimi koltuklardan birine attım.Ayça sesimi duyar duymaz aşağıya indi.'Sensiz bir canım sıkıldı bu evde,anlatamam.' dedi gülerek.Selim,Mert'i indirdi merdivenlerden.'Bu evin sensiz neşesi yokmuş kızım.Bugün bunu anladım.' dedi Mert.'Şımartmayın beni lütfen.' dedim gözlerimi kırpıştırarak.
'Abine daha ne kadar böyle davranacaksın ?' diyerek bahçeden içeri giren Aydın'a çevrildi gözlerim.
'Bilmiyorum.' dedim derin bir nefes alarak.'Ona kızgın değilim,çok kırgınım.'
Aydın, 'Aklını başına toplamalısın İdil.Emre'nin ne bok olduğu başından beridir belliydi zaten.Şimdi gerçekten bir amacı olduğunu öğrendik.'
'Haklısın.Sağol uyarın için.' dedim.
Selim, 'Sen bizi ne kadar abi olarak kabul etmesende biz senin abileriniz İdil.Senle Ayça bizim kardeşlerimizsiniz.Ellerimiz kirli olabilir ama yüreklerimiz temiz.Bundan emin olabilirsiniz.' dedi.Ona gülümsedim.'Siz bu kadar iyiyken nasıl insan öldürebiliyorsunuz anlayamıyorum.' dedim kaşlarımı kaldırarak.'Bakma burda böyle kedi gibi olduğumuza,sen bizi bir de düşmanlara karşı gör.' dedi Selim.
Aydın'a döndüm.'Neden bu kadar sessizsin.'
Dikkatini bana verdi.'Pek sevmiyorum konuşmayı.Daha doğrusu insanları.'
'Sen hiç onu hayvanları severken gördün mü İdil ?' dedi Mert.Kafamı olumsuz anlamda salladım.'Hayvanları seviyorum,insanları değil.Onlar masumlar,insanlar kirli.'
Sizde kirlisiniz diye geçirdim içimden.'Ben gidip üstümü değiştirip,derslerimi tekrar etmem gerekiyor.' diyerek yerimden kalktım.'Vayy bee,bak sen bizim İdil'e.Nasıl da çalışkan çıktı.' diyen Mert'e gülümsedim.'Hayallerim Mert,hayallerim...' dedim.Siyah taytımın üstüne turuncu renkte bol bir tişört giydim.Elimi yüzümü yıkayıp,saçlarımı tepede topladım.Çalışma masasına oturdum.Bu duyguyu tatmayalı epey bir olmuştu.Ah baba ah,benden neler alıp götürdüğünü bir bilsen...
2 saati aşkındır ders çalışıyordum.Zevk almıştım ders çalışmaktan.Kapım tıklatıldı.'Müsaitim.' dedim ve içeriye abim girdi.'Güzelim,duydum ki bayadır ders çalışıyormuşsun.Yorulmadın mı ?' diyerek masamın başına geldi.'Hayır,en azından beynim düşünmeyi bırakıyor.' dedim.'Ben gerçekten özür dilerim İdil.Sana kendimi nasıl affetireceğimi bilmiyorum.' Çaresizdi bana karşı.Bu gözlerine bakınca anlaşılıyordu.'Sorun değil.' dedim tebessüm ederek.'Senin için bu sorunken ve gerçekten kırılmışken nasıl insanları affedebilecek koca bir yüreğe sahipsin hâlâ,hayat sana bu kadar acı çektirmişken ?'
Derin bir nefes aldım.Bu sorunun cevabını bende bilmiyordum.Yerimden kalkıp abime sarıldım.'İnanır mısın bende bilmiyorum bu sorunun cevabını.Bildiğim tek bir şey var sevgi her şeyin anahtarıdır.Ben affederim ama öteki dünya insanları affeder mi bilemem.' dedim.Oda sarılmama karşılık verdi.Daha sonra ayrılıp ellerimi tuttu.'Birgün bana bir şey olursa bu hayatta en çok seni sevdiğimi asla unutma.Kalbin hep temiz kalsın.Benim ellerim kirli ve kanlı.Ama sen hep temiz kal.Biri birgün canını acıtırsa ellerini kirletmeden intikamını al.Ama temennim kimsenin canını acıtmasına izin vermemen olsun.Hep sev,sevil ve hayallerinin peşinde koşup,onları gerçekleştir.'
Gözlerimdeki yaşlara engel olamadım.Baş parmağıyla yanağımı silerken 'Bana bir söz vermeni istiyorum İdil.' dedi.Abim benim bu hayattaki tek sığınağım,dayanağımdı.'Ne olursa olsun hayallerini gerçekleştireceksin ve hep temiz kalacaksın.Ne olursa olsun hep dimdik durup,gülümseyeceksin.Söz mü ?' dedi.Titrek bir nefes aldım ve gözlerimi birkaç saniye gözlerinden kaçırdım.Gözyaşlarımı sildim,omuzlarımı dikleştirdim.Tekrar gözlerinin içine bakarak 'Söz veriyorum abiciğim.'Güzel olan her şeyin bir sonu vardır.İyi veya kötü.Sevgi insanı insan yapan şeydir,acılarda insanı ayakta tutar.Her gözyaşı bir tebessümün çukurunda biter.
Güzel düşüncelere dalmışken kapı çalındı.'Gel.' diye seslendiğimde içeriye Selim girdi.Yüz ifadesi sinirliydi.Abim 'Ne oldu Selim ?' dediğinde Selim'in gözleri beni buldu.
'Abi...' dedi sustu ve sonra devam etti.
'Emre kapıda.'
Herkese merhaba :)
Bölüm hakkındakı düşüncelerinizi yorumlarda bekliyorum :)
Sizce İdil'in hayatı nasıl olacak ?
Emre'nin amacı ney ?
Emre İdil'e nasıl zarar verecek ?
Hikayemi yıldızlarsanız çok mutlu olurum :)
İyi okumalar :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Aşk (+18)
Ficção AdolescenteHenüz 18 yaşında olan İdil,babasından şiddet gördüğü için evi terk eder ve abisinin de hayatına girmesiyle kendi hikayesini yeniden yazmaya başlar.Bu hikayede ablasının intikamını almak için onu öldürmek isteyen Emre,İdil'e hep yasak gözüyle bakıyor...