'Artık ne zaman durmayı düşünüyorsun baba.Beni hergün dövüyorsun ama dön bir bak düne ait hiçbir iz bırakmıyorum kendime.Vuruyosun düşüyorum,kalkıyorum.Tekrar vuruyorsun,tekrar düşüyorum,bu sefer daha güçlü bir şekilde kalkıyorum.Sen beni kendine karşı pes ettiremeyeceksin Tamer Ateş.'
'İşe iyi tarafından bakmak lazım.Benim sayemde hayatta güçlü kalmayı öğreniyorsun.' dedi.
Artık son noktaya gelmiştim.Yaptıkları da,söyledikleri de,her şeyi yetti.
'Sen varya bu hayatta benim gördüğüm en adi,en pislik,en şerefsiz,en iğrenç insansın ve babasın.Hah,baba demeye bin şahit ister orası ayrı...' cümlemi tamamlayamadan yüzüme yediğim tokat gözümden bir damla yaşın akmasına sebep oldu.Hemen yanımızda duran vazoyu alıp,kafasına geçirdim.Gözümün önünde acı içinde yere düşerken,ben de telefonumu ve cüzdanımı alıp evden çıktım.Kapıyı o kadar sert kapatmıştım ki ben bile sesinden korktum.Ama bir daha ne olursa olsun asla o eve geri dönmeyeceğime dair kendime söz verdim.Hızlıca yürüyordum,nereye gittiğimi bilmeden.Sahile geldiğimi fark ettim.Ayakkabılarımı çıkarıp fırlattım ve kendimi kumun üzerine attım.Her yerim ağrıyordu.Vücudumda çoğu yerde morluklar vardı.Dudağım hep patlaktı zaten.Kollarımda hem morluklar hemde çizikler vardı.Hergün dayak yememe rağmen hiçbir yerimde kırık,çıkık yoktu.
Düşüncelere dalmış bir şekilde kaç saattir bu pozisyonda durduğumu bilmiyordum.Yanaklarım yanıyordu.Yerden kalkmaya bile halim yoktu.Üşüdüğümü fark ettim.E tabi gecenin bu saatinda askılı bir tişörtle sahile gelirsen olacağı buydu İdil.Bari üstüme bir ceket alsaydım.O sırada üstüme bir şey örtüldüğünü hissettim.Gözlerimi açıp baktığımda bir çift ela göze rastladım.Hızlıca yerden kalkıp 'Kimsin' diye bağırmaya başladım.
'Sakin ol bağırma.Birkaç defa sana seslendim ama duymadın.Ölü sandım seni.Geldim baktım nefes alıyorsun ama titriyorsun.Bende ceketimle üstünü örttüm.Uyanmasaydın, gidiyordum zaten.'
Şaşkınlıkla ona baktım.Cidden seslenmiş miydi bana ama ben hiçbir ses duymamıştım.
'Kusura bakma birden öyle şey olunca korktum.' Hiçbir şey demeyip kafasını 'Anladım.' der gibi salladı.Ters yöne dönüp gitmeye başladığında 'Ceket için teşekkür ederim ama sen de üşüyeceksin.' dedim ve gerçekten de üşüyecekti üstünde salaş bir askılı vardı.Tekrar bana döndü 'Sen sokakta mı yaşıyorsun?'
'Neden sordun ki?'
'Gecenin bu saatinde daha önce hiç kız rastlamadım buralarda.'
'Aslında hayır,aslında evet,şey bilmiyorum kafam çok karışıkta.' deyip kafamı sağa sola sallayıp denize bakmaya başladım.
'Gidecek bir yerin var mı ?'
'Hayır yok.'
'Dur tahmin edeyim,sen evden mi kaçtın ?'Yüzümü ona çevirdim,bomboş gözlerle bana bakıyordu.
'Evden kaçmadım.' dediğimde dudakları yana doğru kıvrıldı.
'Ağzından lafı iple mi çekip almamı bekliyorsun ?'
'Evden kaçmadım,evi terk ettim.' diye bağırdığım da benden böyle bir şey beklemiyormuşçasına şaşırıp,gözlerini büyüttü.Şu an içimdeki her şeyi çığlık atarak denize haykırmak istiyordum.Üstümdeki ceketi ellerine tutuşturdum.Ayağa kalkıp,ayaklarımı suya soktum ve bağırmaya başladım.'HEP BÜYÜMEK İSTEDİM.KENDİ AYAKLARIMIN ÜSTÜNDE DURMAK İSTEDİM.BEN BÜYÜDÜKÇE ÇOCUKLUĞUM ÖLDÜ.BEN BÜYÜDÜKÇE SEVDİKLERİM ÖLDÜ.BEN BÜYÜDÜKÇE KALBİM ÖLDÜ,HER ŞEYİM BİTTİ,HERKES GİTTİ,HER ŞEYİM ÖLDÜ.BANA EN BÜYÜK YARAYI SEN AÇTIN BABA.EN BÜYÜK HANÇERİ SEN SAPLADIN KALBİME.SEN BENİM ÇOCUKLUĞUMU ALDIN ELİMDEN.UÇURDUĞUM UÇURTMANIN İPİNİ KESTİN,ŞİŞİRDİĞİM BALONLARI PATLATTIN,BEBEKLERİMİN KAFALARINI KOPARDIN,O KADAR KÖTÜ ŞEYİN İÇİNDE TEK GÜZEL ŞEY ANNEMDİ VE SEN ONU DA BENİM ELİMDEN ALDIN.BEN NE YAPTIM,BEN SANA NE YAPTIM BABA.BENİ BU HALE GETİRECEK NE YAPTIM SANA...'
Yere dizlerimin üstüne düştüm.Ne bacaklarımda ayakta kalabilecek gücüm,ne de ses tellerimde konuşacak derman kalmıştı.Belimde ve bacaklarımda bir el hissettim.Beni kucağına almıştı.Ona nereye gittiğimizi bile soracak kadar gücüm yoktu.Gözlerimi kapattım ve kendimi tamamen kollarına bıraktım.Gözlerimi aralamak istediğimde canım acımıştı.Sonunda gözlerimi açabildiğimde hızlıca yataktan kalktım.Etrafa baktığımda dünü hatırladım.En sonu beni yerden kaldırmıştı ve ben itiraz edememiştim.Burası oldukça güzel bir odaydı.Yavaşça yataktan kalktım ve odada banyo olduğunu düşündüğüm kapıya doğru ilerledim,kapıyı açtığımda burası içi boş bir giyinme odasıydı.Öteki kapıyı açtığımda banyoyla karşılaştım.Lavaboya doğru yöneldim ve aynadan kendime baktım.Kaşım çizik ve kanlı,dudağımın kenarı şiş,mor ve kanlı,gözlerim kırmızı ve şiş,saçlarımın her bir teli kendi halinde.Gözlerimi yavaşça boynuma kaydırdım,oralar da kızarık ve şişti.Kendime acımayı bırakıp elimi yüzümü yıkadım ve kanlardan kurtuldum,sonra saçlarımı yeniden topladım.Üstüm değiştirilmişti.Siyah bir eşofman ve üstüne oldukça büyük gri bir tişört.Banyodan çıktığımda,kendime gelmiş gibi hissettim ve aşağıya inmek üzere odadan çıktım.Uzun bir koridor ve odalar vardı.2 tane merdiven vardı.Sağ taraftaki yukarıya,sol taraftaki ise aşağıya iniyordu.Sola doğru yöneldim ve merdivenlerden inerken konuşma sesleri işittim.Duraksadım ve dinlemeye başladım.
'Abi çok kötü durumdaydı kız.Yüzüne karşı söylemedim,sormadım da ama her yerinde morluklar,çizikler,kızarıklıklar,şişlikler vardı.Dudağının kenarı hep kandı.Ne yapmış Tamer Ateş bu kıza.'
'Bilmiyorum Mert bilmiyorum.Ben uzun süre önce onlarla ilişkimi kestim.'
Sesi ilk başta tanıyamasamda son söylediği şeyle anında sesin sahibinin abim olduğunu anladım.'Ben ilk tanıyamadım ama biraz daha dikkatli bakınca tanıdım.İyi ki de çekip gitmemişim.Zaten yanına gittiğimde titriyordu,soğukta mahfolurdu.'
'İdil çok büyümüş.'
Daha fazla merdivende dayanamayarak oturdukları alana doğru ilerledim.Hepsinin gözleri anında beni bulmuştu.Ama benim gözlerim ise sadece abimin gözlerine bakıyordu.Yanına oturdum.Elimi yanağına koydum.Sanki onu ilk defa görmüş gibi elimi yüzünde gezdirdim, daha sonra ona tokat attım ve hızlıca ayağa kalktım.'Sen nasıl benim karşıma çıkarsın,nasıl benim yüzüme gözlerimin içine bakabilirsin.' Birden beni bulan oğlana döndüm.'Neden beni orda gördün ki,niye beni buraya getiriyorsun.' Hepsinden uzaklaştım.'Neden,neden,neden...' diye bağırmaya başlayıp,kendimi yere attım ve kulaklarımı kapattım.Abim hemen hızlıca yanıma koşup,yüzümü avuçlarının arasına aldı.
'Kendine gel İdil.Tamam güvendesin,ben yanındayım.Sakin ol,hepsi geçti.' Onu ittirip ayağa kalktım,o da kalktı.'Güvende falan değilim,kendimde de değilim.Yanımda değildin,değilsin,olamayacaksında.
Hiçbir şey geçmedi,hiçbir şeyin geçtiği yok.' diyerek onun omuzlarına yumruklar attım.Ellerimi tuttu ve başımı göğsüne yaslayıp kollarıyla bedenimi sardı.Ayaklarım daha fazla dayanamayarak bedenimi abimin kollarına bıraktı.Gözlerim bir kez daha kapandı.Umarım sonsuza kadar uyanmam.Herkese merhaba :)
Umarım okurken keyif alırsınız.
Herkese iyi okumalar :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Aşk (+18)
Fiksi RemajaHenüz 18 yaşında olan İdil,babasından şiddet gördüğü için evi terk eder ve abisinin de hayatına girmesiyle kendi hikayesini yeniden yazmaya başlar.Bu hikayede ablasının intikamını almak için onu öldürmek isteyen Emre,İdil'e hep yasak gözüyle bakıyor...