Kilisenin loş havasında oturduğum oturaklardan birinde diğer rahibelerin yaptığı gibi dua kitabından bir şeyler okurken iç çektim.
Resmen her gün yapılan bu etkinlikten sıkılmıştım. Ben de istiyordum dışarıda diğer insanlar gibi olmak... Ama buraya giren bir daha geri çıkamıyor gibiydi.
Çıkmak istesem de ailemin parası dışında beş parasızdım. Ki buradan gitsem bir daha onların yanına da dönemezdim. Zaten bu bataklığa onlar tarafından itilmemiş miydim? Bir de ne yardımı edeceklerdi ki?
Yıllardır burada olmanın bende yarattığı şeyle omuzlarımı indirerek dua kitabını kapattım. Bana nazaran hepsi hevesli bir şekilde okuyordu duaları. Bense okuyacak bir şeyim yok diye okuyor, sonra kendi kendime içimden bu saçmalıklara gülüyordum.
Gözlerimi kitaptaki yazılardan çekip salonda gezdirdiğimde diğer rahibelerin arasına benden daha çok karışmış şekilde oturan kızılı gördüğümde tebessüm ettim. Cidden, buraya benden daha çok uyum sağlıyordu ve bundan büyük bir mutluluk duyuyor gibiydi.
Onu kıskanıyordum, dışarıda normal bir insan burada ise fani olarak yaşayabiliyordu.
Ona bakmayı keserken kitabı kapatıp dikkat çekmemeye çalışarak oturaktan kalktım, elimdeki kitabı da göğsüme bastırmış bir şekilde odama doğru ilerledim. Bu saçma sapan yer bir kafesten farksızdı benim için ve hep de öyle kalacaktı.
Kulaklarıma dolan sesle duraksadım. "Nereye?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dead girl walking | sahyo
FanfictionJihyo; yirmi birinci yüzyılda hâlâ dinine çok bağlı olan bir ailede, rahibe olarak yaşamaktan sıkılmıştı. Ruhu ölüden farksızdı kendince. Sana ise her haftasonu kiliseye gelirdi.