《13 》

97 11 1
                                    

3 gün sonra

"Kalbim durucak galiba" kalbini tutup derin nefesler alan Jimin ile bende sakin kalamıyordum. Yanımızda yakın olduğumuz arkadaşlarımız vardı. Sınıf arkadaşlarımız Felix ve Hyunjin de vardı.

"Sakinleş amına koyayım bende heyecan yapıyorum. Eğer kötü olursa herşeyi senden bilirim!" Sinirle çıkmıştım çünkü mal gibi heyecandan bağırıyordu.

"Son 3 dakika çocuklar boş şans!" Nicole hoca bizimle kısa bir konuşma yaptı ve en ön koltukta bizi destekleyeceğini söyledi. Arkadaşlarımız da bize sırayla sarıldı ve odayı terk ettiler. En son Hyunjin kaldı. Bana sarılınca bir an irkildim ama kısa sürede ona karşılık verdim. Kulağıma söylediği sözlerle kasıklarıma keskin bir ağrı girdi.

"Bol şans güzelim" Gözlerim şokla irileşti ve öylece kalakaldım. Elini belimden yavaşça aşağı indirip kalçamı sıkıca kavradı. Aniden geri çekildim ve Jimin anlamasın diye sahte bir gülüş yerleştirdim yüzüme. "Teşekkür ederim" göz kırptı ve geri geri yürüyerek odadan çıktı. Kapıyı kapatıp çıkınca makyaj masasına oturdum ve transparan fondöteni sertçe yüzüme sürdüm.

"Sakin ol jungo heyecan yapma" kıkırdayıp duruyordu bu canımı sıkmıştı. Aklımdan Hyunjin'i kovdum ve Taehyung'u soktum. Ah Tanrım, onu o kadar özlüyordum ki anlatılmaz yaşanır bir acıydı bedenimde. Sesinden bir gün bile ayrı kalamazken 1 aydır ne adını nede sesini duyuyordum. Gösteriden hemen sonra ailemi görmeye gidicektim. Sınavlarıma motive olmamı sağlayacak tek şey onlardı artık

Kim bilir ne kadar değişmiştir doğup büyüdüğüm şehir?

________________

"Kusursuzdunuz çocuklar! Hongik üniversitesi sizinle gurur duyuyor" dekan bizi tebrik edip yanımızdan ayrılınca diğer öğretmenler de tebrik etti ve bizi yanlız bıraktılar. "Çok iyiydik ha jungo?" Nefes nefese kalmış aynadan kendine bakıyordu. "Jungkook uçağına 1 saat var seni bırakayım hadi" Namjoon hyungun söylediği ile ayaklandım ve içerideki perdeli kabine girip giyinmeye başladım.

"Bari yarın sabah gitseydin Jungkook. Yorgunluktan ölüceksin sonra" Jimin'e cevap vermek için kafamı çıkarıp " Vaktim yok biliyorsun. En azından gidip görürsem sınavlara daha hevesle hazırlanmış olurum"

"Peki ordaki tanıdığın herkesi görücek misin?" Kaşlarım çatılmış, ona bakıyordum anlamsızca. "Ailemi ve akrabalık bağım olan insanlar var işte? Her ne kadar sevmesem de beni görmeye geliceklerdir. Herkesten kastını da anlamadım sanma" kafamı geri soktum ve hızla giyinmeye devam ettim. Hazırlayıp kendimle getirdiğim büyük bavulumu aldım ve beraber arabasına bindik. Hemen telefonunu çıkardı ve birini aradı.

"Selam dostum naber?... Bende iyi saol... Evet araba kullanıyorum da ben eve gidince seninle önemli birşey konuşucam... Arkadaşım Jungkook Busan'a gidiyor da onu bırakıyorum şimdi... Bilmiyorum 1 saat sonra uçağı kalkıyor işte 1 saatte yolculuk ancak 2 saate iner... Tamam görüşürüz kendine iyi bak"

"Kimdi hyungie?"

"Eski komşunun oğlu ya önemli değil"

.......

Uçağa binip beyaz kulak üstü kulaklığımı taktım. Gözlerimi yorgunlukla kapattım ve derin bir uykuya daldım. Omzuma dokunan elle irkilip gözlerimi aralayınca host bana eliyle kapıyı gösterip "çıkış bu taraftan efendim" kafamı sallayarak ayağı kalkıp getirdiğim küçük sırt çantamı aldım ve aşağı indim. Görevliden bavulumu alıp hızla dışarı çıktım ve taksi çağırdım. Kısa sürede gelmiş, aile evime sağ salim vardım. Kapıyı heyecanla çalınca uzun süre kimse açmamıştı. O kadar sert çalıyordum ki karşı komşu kapıyı açmıştı.

"Evlat hoşgeldin" Karşıma rol model aldığım bay Kim çıkınca çok sevindim ve önünde eğilip selam verdim. "Hoşbulduk bay Kim. Annemler evde değil sanırım" Gülümsedi ve "Hayır oğlum evdeler bu akşam sürpriz mi yapmak istedin yoksa? Saat çok geç oldu uyumuş olabilirler" Moralim bi tık düşmüştü doğrusu. "Sıkma canını bende kal bu gece yarın erkenden kalkarsın" başımı salladım ve içeri girdim. "Gerçekten çok teşekkür ederim söz veriyorum bende size bi iyilik yapıcam. Birde nerde kalıcağımı öğrenebilir miyim acaba?" Sadece arkadaş ortamında küfür kullanan, aslında büyüklerine gayet saygılı biri olmuştum. Bu yüzden akranlarımla değil de benden büyük insanlarla iyi anlaşıyordum.

"Benim de yeğenim gelmişti. Oğlum ve kızım evlenip gittikleri için beraber kaldıkları oda boşaldı. O orda ve çoktan uyudu. Sende yanındaki yatakta uyuabilirsin istersen. Eğer rahatsız olacaksan salonda uyuyabilirsin"

"Aslında... Ben salonda uyursam daha sağlıklı bir karar vermiş olurum. Malum kimse gece yanlız uyurken sabah hiç görmediği birini görmek istemez" son derece samimi cümlemle gülümseyip ayağı kalktı. "O seninle iyi anlaşıcak eminim" hemen karşıdaki odaya girince bende peşinden ayağı kalktım ve bavulumu peşinden sürükledim. Karanlık odadan kısık sesli horlama sesi gelince ister istemez güldüm. "Bavulunu köşeye bırak ve kıyafetlerini al. Bu odada banyo var giyinebilirsin. Bende sabah işe gidiyorum uyumam gerek. Yorgan ve yastık bırakıcam. İyi geceler ufaklık" saçlarımı karıştırıp odadan çıkınca elimdeki telefonun fenerini açtım. Yeğeni uyanırsa hoş bir durum olmayacaktı çünkü.

Hızlıca giyindikten sonra parmak ucunda odadan çıktım ve salondaki koltukta uyudum.

Taehyung

Sabah gözümü açar açmaz telefonu elime aldım ve hesabımda gezmeye başladım. İdollerimin hesaplarını kontrol ettikten sonra yorganı üstümden kaldırdım ve ayağı kalktım. Bu bavul ne zaman buraya gelmişti? Tanrım yoksa yine mi misafir gelmişti? Sabah sabahın 7 siydi ve bugün hafta sonu olduğu için okul da yoktu. Kimseyle arkadaş olmadığım için gezecek yerleri de amcam ile öğreniyordum. Banyoya girip hızlı bir duş aldım ve temiz kıyafetlerimden giyip salona çıktım. Amcam kapıdan çıkmak üzereyken adını seslendim.

"Bay Kim bekle!" Baş parmağını dudağına bastırıp susmamı işaret etti. Yanına vardım ve daha kısık bir sesle konuştum. "Noluyor? Odadaki bavul da kimindi?" Cevap bekleyen bakışlarımı üstünde gezdirince "karşı komşumun oğlu geldi dün gece. Ailesi uyuduğu için açmayınca kapıda kalmasın diye eve aldım. Onu iyi tanıyorum iyi çocuk"

"İyi olup olmaması beni alâkadar etmiyor amca"

"Senin yanındaki yatakta uyumasını söyledim ama senin rahatsız olmanı istemediği için koltukta uyudu. Uyanınca evine gider merak etme, geç kalıyorum hoşçakal" Ardına bakmadan çıkınca tanımadığım biriyle yanlız kaldığım için sinirlenmiştim. Salona geçip yanındaki koltuğa geçtim ve onu izlemeye başladım. Yorganı kafasına kadar çekmiş hayvanlar gibi horluyordu. Sert sayılmayacak bir tekme attım susması için. "Kalk yerine yat ayı!" Yüksek bir sesle söylediğim için homurdandı ve daha çok yapıştı yorganına.

"Kalk git amcamın evinden" ayağı kalktığım gibi yorganı kaldırıp hangi malla uğraştığımı öğrendim. Gözlerim şokla irileşti. Tanrım! O şuan tam karşımdaydı!

"Siktir git be!" Yorganı beline kadar çekti ve uyumaya devam etti. Dizimin üstüne çöktüm ve öylece yüzüne bakmaya başladım. "Bebeğim-" hıçkırığım kelimemi boğazıma dizerken dolan gözlerimle onun gözlerini yakaladım. Uyanmıştı.

"Evimde ne işin var Jeon?"

Mary Jane ✔️ | T.KHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin