《14 》

98 12 0
                                    


"Evimde ne işin var Jeon?" Cevap bekliyordum çünkü ne olduğunu anlamıyordum. Oturur pozisyona geldi ve gözlerini eliyle ovuşturdu. "Ben- benim gitmem gerek" ayağı kalkıp gideceği sırada bileklerini yakaladım ve geri oturmasına sebep oldum. Bana yalvarır şekilde bakıyordu ama konuşacaktım. Dizlerinin tam önünde durdum ve ellerimi çıplak bacaklarına götürüp yavaşça okşadım.

"O konuşma sonrasında bir daha sana ulaşamadım. Sebebini öğrenmeye ihtiyacım var kookie'm" ağlamamak için kendimi sıkıyordum ki oda benden farklı değildi. Asla konuşmuyor, sadece başını yere eğmişti.

"Biri birşey mi söyledi? Neden ayrılmak istedin? Beni görünce pişman mı oldun yoksa? Çok mu çirkinim? İdeal tipin olmadığım için mi ayrıldın benden?" Peş peşe sorduğum sorularım arasından sadece birine cevap verdi. "Pişman oldum evet" dedi ve ellerimi ittiği gibi evden koşarak çıktı. "Bebeğim dur bir dakika!" Bende peşinden bağırarak koştum ve kapıda durdum. Ailesi çoktan kapıyı açmış ona sarılıyordu.

"Günaydınlar Jeon ailesi! Damadınıza günaydın yokmu?" Demeyi çok isterdim ama sessizce onları izliyordum. Annesi ağlıyordu ve adını sayıklayarak saçlarını öpüyordu. Tanrım, nasıl bu bebekten ayrılmayı düşünmüştüm ki? Bir ayda ona o kadar aşık olmuştum ki gördüğüm an üstüne atlamamak için kendimi zor tutmuştum. Ayrıldığımız günden beri köpek gibi ozlemistim. Jimin'in bizi bastığı gün aklıma geldikçe kasıklarıma ağrılar giriyor, bir kaç günlük güzel anılarda takılı kalıyordum.

Onları sessizce izlerken bay Jeon'un bana doğru geldiğini gördüm ve üstümü başımı düzelttim. "Oğlum hoşgeldin seni görmeye gelemedik kusura bakma. Oğlumla tanışmak ister misin?" Eliyle eriyip bittiğim çocuğu işaret edince kaşlarını çatmış bize bakıyordu. Sinirli değildi, ama sakin de değildi.

"Bu gece bizde kalmış, amcam sayesinde tanıştık. Tanıştığıma bir kez daha çok memnun oldum Jungkook" sahtecilikte üstüme yoktu. Rolde en iyisi, okulda en iyisi, herşeyde en iyi bendim. Ama bir konuda tereddüt ediyordum... Onu tekrar nasıl kazanıcam?

"Taehyung bizimle kahvaltı yapmak ister misin?" Bayan Jeon konuşunca başımı iki yana salladım. "Teşekkür ederim ama hiç gerek yok. Sigara içmek için birşeyler yemem gerekiyordu bu yüzden kahvaltı yaptım" yalancılıkta da iyi olduğumu söylemiş miydim? Sanırım hayır. "Şey bavulumu getirir misin rica etsem?" Başımı tekrar yana salladım ve "üzgünüm hemen çıkmam gerek sen alırsan daha iyi olur" diyerek içeri girdim. Peşimden ayak sesleri gelince gülümsedim ve adımlarımı yavaşlattım. Kapı kapandığı saniye arkamı dönüp onu kapıyla arama alıp elimi saçlarının arasına daldırdım.

"Çok özledim..." Söylediğimle birlikte gözlerime bakarak serçe yutkundu. Bileğimi yakaladı ve elimi saçlarından çekti. "Bavulumu alıp gidicem" fısıltısını sessiz ortama bırakınca elimi bu sefer yanağına çıkardım ve yavaşça okşarken kulağına fısıldadım. "Biraz benimle kal güzelim" kulak memesini dişlerimin arasına alıp hafifçe ısırdım. Tüm vücudu titremişti. Islak sesle kulağınndan ayrılıp bu sefer yanağını uzunca öptüm. "Lütfen" kapıya yasladığım elimi beline koyup kendime biraz çektim ve aramızdaki mesafeyi kapattım. Göğüslerimiz çarpmadan iki elini araya koyup engel oldu.

"Yapma Taehyung... Seni sevmek istemiyorum... Aşığım ama doğru insan değilsin. İzin ver lütfen" yalvarır gibi konuşunca kafamı salladım ve geri çekildim. Üzülmüştüm ama onun da ne istediği önemliydi. Burdan gitmesine engel olmak zorundaydım ama nasıl? Benden uzağa gitmeliydi. Yanımdan geçerken saçını hafif çektim ve afallamasını sağladım. "Bu burda bitmedi Jeon Jungkook!" Peşinden keyifle bağırdım ve girdiği odaya girdim.

"Sigara içtiğine inanamıyorum! Bunu nasıl benden sakladın aylarca? İlişkimize hiç mi saygın yoktu?" Bizim hakkımızda konuşması aşırı hoşuma gitmişti. Kapının pervazına yaslanıp yerde bavulunu toplayışını izledim. "Peki sen? Senin hiç mi saygın yoktu Jungkook? Hiç bir sebep yokken bir anda ayrılıp her yerden engelledin. Nasıl olduğunu kimseye soramadım. Neden ayrıldın benden Jungkook?" Derin bir nefes alıp ayağı kalktı. Yanıma geldi ve kapının diğer pervazına yaslandı. Aramızda az mesafe olduğu için vücudumu dikleştirdim ve onu belinden tutarak kendime çektim. Bacaklarım bacaklarının arasında kalmıştı.

"Söyledim ya?" Etkilendiği için sesi kesik gelmişti. "Soylemedin Jeon?" Elini belindeki elime götürüp çözmeye çalışıyordu ancak daha da sıkıp kendime çekiyordum. Göğüslerimiz çarparken başımı boynuna gömdüm ve kokusunu içime çektim. "Doğru insan değilsin Taehyung-"

Hıçkırdığı an dudaklarımı sıcak tenine bastırdım ve biraz öyle kaldım. Ondan ayrılmayı nasıl düşünmüştüm ki? Tanrım tam bir geri zekalıyım! İki kolumu beline dolayıp iyice kendime çektim. O da başını boynuma gömünce gülümsedim ve bacaklarından yakaladığım gibi kucağıma aldım.

Ani hareketimle derince inledi bu aşırı hoşuma gitmişti doğruyu söylemek gerekirse. Hala kucağımdayken yatağıma yavaşça oturdum ve kucağımda oturmasını sağladım. Birbirimize o kadar sıkı sarılmıştık ki, tek bir beden olmuştuk. Başımı biraz kaldırıp yanağını öptüm ve konuşmaya başladım.

"Yanlış insan isem, doğru insan olmak için ne yapmam gerekiyor?" Boynumdan başını kaldırdı ve yüzüme uzunca göz gezdirdi. " Benden uzak dur. Hayatımdan çık" kucağımdan kalkıp bavulunu aldı ve evin kapısını çarparak çıktı.

Amcam bu gece gelemeyeceğini ve başımın çaresine bakmamı istemişti. Kara kara akşam ne yiyeceğimi düşünüyordum çünkü yapmayı hiç beceremiyordum. Sipariş vermekte istemiyordum çünkü sağlıksızdılar. Sigara içen ben! Cidden mental sağlığım pek iyi sayılmazdı. Kendimle birlikte getirdiğim büyük hoparlörlümden açtığım dertli şarkıyla hem içkimi yudumluyor, hemde şarkıya eşlik ediyordum. 2 adım kadar uzağımdayken bir o kadar da kilometrelerce uzakta hissetmek nasıl bir acı?

Jungkook

"Tatlım yemek yiyoruz sende gel" karşı daireden gelen müzik yüzünden kulaklarımı kapatıp okuduğum kitaba odaklanmaya çalışıyordum ancak bu mümkün değildi. Ayağı kalkıp içeri geçerken babam konuşmaya başladı.

"Bu çocuk açtır şimdi çağıralım da beraber yemek yiyelim" Ah! Ciddi misin baba? Eski damadını yemeğe mi çağırıyorsun? Demeyi çok isterdim ama sessizce kafamı salladım. "Hadi çağır onu Jungkook aç kalmasın çocuk"

"Onun yüzünden ne dersimi tekrar edebildim nede kitabımı okuyabildim. Neyse çağırayım ben" usulca ayağı kalktım ve dış kapıyı açtım. Raftan aldığım bir ayakkabıyı gelişi güzel kapıya attım ve açmasını bekledim. Ancak açmıyordu.

"Anne şu çocuğun numarası varsa verin açmıyor" içeri seslendim ve annemin numarayı söylemesini bekledim.

Arama başlatıyor

"Kimsiniz?"

"Aç şu kapıyı yeter"

"Ne diyon yarram kimsin?"

"Terbiyesiz, içmişsin. Jungkook ben kapıdayım"

"Vayy! Hayatımın anlamı kapıma gelmiş geri çevirmek olmaz hemen açıyorum. Bu arada numara senin değil mi?"

" Evet, bekliyorum"

Arama sonlandırıldı

Mary Jane ✔️ | T.KHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin