"Cebine bereket hyungieeee" sosa batmış ellerimi Namjoon hyungun omzuna sürüp hem teşekkür ettim hemde elimi temizledim. "Ulan Jungkook- kapıya biriniz baksın ben tişörtümü değiştiricem" Taehyung ayağı kalkıp kapıya giderken arkasını dönüp benimle göz göze geldi. Birbimize hayran hayran bakarken üstüme gelen sucukla önüme döndüm.
"Manyak kendine gel! Üstüm battı işte"
"Gözlerinizle yiyip bitirdiniz birbirinizi yemeğe gerek kalmaz bence"
"Jungkookieeee geçmiş olsun"
"Geçmiş olsun meleğim"
"Lan göt geçmiş olsun"
"Geçmiş olsun jungo! selam Jimin"
"İnanmıyorum! Jisung, Minho, Hosoek, Yoongi? Hepiniz buradasınız çok mutlu oldum. Hoşgeldiniz"
Hepsini bir arada görmek beni çok mutlu etmişti gerçekten. Çok özlemişim hemde çoooookkk. Yoongi ve Minho Jimin'in yanına oturmuştu, jisung ve Hoseok ta Namjoon hyungun yerine oturmuştu. Bakışlarım tepemde dikilen adama baktım ve dudağımı büzdüm.
"Yana kay yoksa büzdüğün dudağından öpücem" kısık sesle sözüyle boğazımı temizleyip yanımda oturması için yer açtım. Elini kimsenin görmeyeceği şekilde belime koyup kalçamla arasında gidip geliyordu. İnlememek için dudaklarımı birbirine bastırıp derin nefesler aldım.
"Taehyung değil mi?" Hoseok lafa girince anlık yanımdaki bedene döndüm. "Evet, Hosoek galiba değil mi?" Ağlicam galiba yüzü gülüyor.
"Adın grubumuzda geçmedi değil Tae" Jimin de lafa girince yukarıdaki bizi basması geldi aklıma. Tanrım çok utanmıştım. Taehyung konuşacağı sırada Namjoon hyung aşağı indi.
"Gençler? Selam" Herkes ayağı kalkıp birbirini selamladıktan sonra ben lafa girdim. "Madem herkes burda hadi doğruluk cesaretlik oynayalım havamız değişsin sıkıldım artık"
_________________
Mutfaktan boş bira şişesiyle gelen gizemli sevgilimin yanına oturacağını düşündüm ama tam tersi tam karşıma oturdu. "Ben başlıyorum" Jisung uzanıp şişeyi çevirdi. Kimi göstereceğini beklerken Taehyung Namjoon hyunga çıktı.
"Doğruluk mu cesaret mi Namjoonie?" Merakla onu izlerken ağzından "doğruluk" kelimesi çıktı. "Ben sorabilir miyim lütfen?" Jimin Taehyung'a dudak büzüp bakarken başını sallayıp ona izin vermişti. Jimin bana göz kırpınca sessizce güldüm ve konuşmasını bekledim.
"Unutamadığın biri varmı hyung?" Ahh işte benim kankam beee! Nereden vuracağını iyi biliyordu. "Var" uzaklara dalıp gitmişti saniyeler içinde. Kim olduğu çok belliydi bence. Sırf bu yüzden grubumuz bile dağılmıştı. "Ben çeviriyorum" Namjoon hyung çevirince karşımdaki beden ve ben çıkmıştık. Birbirimize gülümsemeyle bakarken konuşmak adına ağzımı araladım. Doğruluk mu cesaret mi?" Kısa bir düşünme ardından "doğruluk tabiki saklayacak birşeyim yok" yerimde kıkırdadım ve söyleyeceğim şeyi aklımda kurguladım.
"Hmmm, sevgilini gerçekten seviyor musun?" Diğerleri için basite kaçmış bir soru olsa bile benim için değeri büyüktü. Ama bunu onların bilmesine gerek yoktu. Birbirimizin gözlerine bakarken "hemde nasıl. Herşeyden çok hemde. Görünce öpeceğime söz verdim" diğerleri gibi normal tepki verdim ve şişeyi ona ittim. O çevirince Yoongi ve Minho çıkmıştı.
"Doğruluk mu cesaret mi Yoongi?"
"Cesaret tabi"
"Jimin'i öp" gözlerim fal taşı gibi açıldı. Ne yapacağını izlerken Jimin konuşmaya başladı. "Olmaz tanımadığım birinin beni öpmesine izin vermem! Hem oyun mu oynuyoruz biz?"
"Evet" hep bir ağızdan konuşunca oflamıştı. Bakışlarını Yoongi'ye dikmiş dikkatle onu inceldi ve sonunda başını önüne tuttu. "Peki" Yoongi'nin heyecanlandığını her halinden anlıyordum. Sevdiğini öpmek... Ne güzel bir his iyi biliyorum artık. Birbirlerine iyice yaklaşıp tam birbirlerini öpeceği sırada ben bağırdım. "Durun! Taehyung telefonum nerde?" Endişeli sorumla Yoongi bizi takmadan yüzünü avucunun içine aldığı gibi Jimin'i dudağından öptü. Anlık şok olsam da bunun için telefonumu istemiştim.
"Offf ya videoya alıcaktım anı kalıcaktı" huysuzca dudağımı büzdüm ve kollarımı birbirine kenetledim. Onları izlerken Jimin'in kıpkırmızı kesildiğini gördüm. Etkilendi mi yoksa? Yuh ebesinin nikâhı o zaman.
"Hadi devam edelim" sevinçle haykıran Taehyung gözüme çok tatlı gelmişti. Hala gizemli sevgilimin o olduğuna inanmak istemiyordum. Birbirinden çok farklı kişilerdi oysaki. Hoseok Taehyung'a soruyordu.
"Cesaret tabiki"
"Sorsaydım en azından neyse. Hmmm sevgilini ara ve ayrılmak istediğini söyle" gözlerim yerinden çıkacakmış gibi gozlerinin içine bakıyordum. Bir bahane bulup kurtulmak zorundaydı.
"Arayamam. Ayrıca neden sürekli sevgilim hakkında sorular soruyorsunuz ki? Sizene!" Sesi yükselmişti. İlk defa görüştüğü insanlara karşı böyle bir tavır takınması şaşırtmıştı.
"Sevgilin onu aldattığını duyunca ne tepki verir düşündün mü?" Jimin bunu demiş olamazsın? Anlamadı mı yani birbirimizi bulduğumuzu? Zeki bir çocuk sonuçta bizim civciv.
"Düşünmedim, aldatıyor muyum sence?" Taehyung biraz daha sakin bir sesle konuşmuştu bu sefer. Ortam gerildikçe geriliyordu ve bu hoşuma gitmiyordu.
"Yukarıda yaptıklarınızı ortaya dökmem için mi böyle konuşuyorsun? Jungkook'la aranızda birşey mi var yoksa? Açık konuşun lütfen" ne yapmaya çalışıyordu? Yoksa herşeyi anlamış, bizi mi sıkıştırıyordu?
"Jungkook? Ah aramızda hiçbir şey yok. Yukarıda gördüğün halimiz ise onun stresini almak içindi. Sürekli ağlayıp kendini yıpratıyordu ve rahatlatılması gerekiyordu. Bende bunu yaptım" Gülümsemesini eksik etmemişti yüzünden. Beni kırmayıp bunu devam ettirmesi çok hoşuma gitmiş, onu daha çok istememe neden oluyordu. "Peki o zaman biz kalkalım okulda görüşürüz" Yoongi ayağı kalkıp onları da kaldırdı. Sarılmak için ayağı kalkacakken Taehyung dibimde belirdi ve yardımcı oldu. " Canım benim kendine iyi bak tamam mı? Odana kimseyi almamaya özen göster. Taetae'n senin onu aldattığını düşünmesin dikaktli ol"
"Ah Jimin! Git artık" Kahkaha attı ve koşarak evden çıktı. "Bu çocuk beni öldürücek" Yoongi'nin bu haline güldük hepimiz. Araba ile uzaklaşırken Namjoon hyung konuşmaya başladı. "Benim markete gitmem gerek, 2 saate ancak dönerim. Keyfinize bakın okey?" Ceketini alıp evden uzaklaşınca Taehyung kapıyı kapattı ve beni kucağına aldı. Kollarımı boynuna doladım ve "sakladığın için teşekkürler" yanağıma ufak bir öpücük bıraktı ve "bebeğim ne isterse o, ilişkimizin daha stabil ilerlemesi için bunun olması gerekiyor"
Merdivenlerden yukarı çıkarken çığlık attım bir anda. Tanrım nasıl unutabilirim! "Duurrr! Namjoon hyung'dan muzlu süt istemeyi unuttum" Duraksadığı basamaklarda tekrar hareketlendi ve odama girinceye kadar durmadı. Beraber yatağa oturup birbirimize bakmaya başladık.
"Ne bakıyorsun be?" Sahte sinirim hoşuna gitmiş olacak ki kıkırdayıp başını önüne eğmişti. Başı hala yerdeyken titrediğini gördüm ve endişeyle yüzünü tutup başını kaldırdım.
"Noldu? Yanlış birşey mi söyledim?" Ellerimi yüzünden ayırıp avuç içimi uzunca öptü. Öptüğü yeri koklarken kendimden geçmiştim adeta. "Ben kookie'mi çok seviyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mary Jane ✔️ | T.K
MizahFake hesaptan tanışan iki üniversite öğrencisi Texting + düz yazı ( Saçma bir konusu vardır. Ciddiye almayınız)