メSoobin'den.
"İyiki doğdun sevgilim!"
Kai ne tepki vereceğini bilmiyor gibiydi, ona sımsıkı sarıldım.
"Bu gün senin doğum günün unuttun mu?"
Kai'de bana sarılıp içeri çekti. Elimdeki pastayı oturma odasındaki masaya bıraktım.
Kai hala bir şey demiyordu. Gülümsemesi yeterdi.
Yanıma geldi ve tekrar sarıldı.
"Teşekkür ederim, tamamen aklımdan çıkmış. İyiki varsın Soobin..."
Gülümsedim.
"Pastayı yiyelim" dedim. Başını salladı ve mutfağa gitti. Bıçak, çatal gibi şeylerle geri döndü ve pastasına baktı.
Pastayı penguen şeklinde yaptırmak kesinlikle kötü bir fikir değildi.
Pastayı iki dilime ayırdı ve birini bana uzattı. Yanağına bir öpücük kondurup pastaya odaklandım.
"Yarışmanın heyecanından unutmuşum. Teşekkür ederim, ayrıca pasta çok tatlı yemeye kıyamıyorum."
"Pasta bitsin hediyeni vereceğim."
Gülümsedi.
"Teşekkür ederim Soobin."
Pastalarımız bitmişti, kapıyı çalmadan önce ayakkabı dolabına koyduğum hediyeyi almaya gittim.
Pastel mavi rengindeki kutuyla geri geldim, Kai'nin yanına oturdum ve kutuyu ona uzattım.
"Bekle, ben gittikten sonra aç istersen. Tepki verme kısmına gelince biraz zorlanıyorsun."
Gülümsedi.
"Haklısın sen gittikten sonra açacağım." Dedi.
Umarım bir çift bale ayakkabısını beğenirsin sevgilim.
°
"Bu kadar stres yapma, eminim mükemmel bir performans sergileyeceksin."
Kai gözyaşlarını sildi, saatlerdir yarışma hakkında konuşuyorduk ve Kai korkuyordu.
"Benden büyük bir beklentin olmasın, hayal kırıklığına uğramanı istemiyorum."
Onu öptüm.
"Hayal kırıklığına asla uğramam. Karşımda yaptığın ilk dans bile benim için en iyi bale gösterisiydi."
Kafasını omzuma koydu.
"İyiki varsın Soobin."
°
Yarışma günü gelmişti. Kai ile giyinme odasında bekliyorduk.
"Gözyaşlarını sil, sen harikasın"
"Sandığından daha heyecanlı"
Ona aldığım bale ayakkabılarını giymişti. Onu öptüm.
"Sen inanmasanda mükemmelsin, sözüme inanmaman gerçeği değiştiremez."
Bana sarıldı.
Giyinme odasında olduğumuz halde ziyaretçilerin sesini duyuyorduk.
Gitme vakti gelmişti.
Başını iki elimin arasına aldım.
"Gitme vakti geldi, stres yapma, harika bir performans olacak, seni sonuna kadar destekleyeceğim."
Beni öptü, bende onu öptüm ve işte zamanı gelmişti.
En önden tuttuğum koltuğa oturdum. Sahnede Kai gibi ama asla onun kadar gösterişli olamayan dört balet daha vardı.
Kai'de birinin yanına geçti. Selam verdiler ve bir baletin ismi söylendi.
Kai en son çıkacak olandı, o zamana kadar hiç bir baleti izlemedim ve oylamadım.
°
Sonunda "Kai Kamal Huening" sesi duyulmuştu.
Gözlerimi sahneye çevirdim.
Kai tam ortasında duruyordu. Bana bakıp gülümsedi bende gülümsedim. Saksafon sesleri ile "Havana" çalmaya başlamıştı.
İlk dakikadan itibaren mükemmeldi. Tüm hareketleri şarkıyla uyumluydu, bir kuş tüyü bile Kai kadar zarif olamazdı. Büyülenmiş bir şekilde onu izliyordum.
Tüm salon şarkıya eşlik etmeye başladı.
Tüm salonda saksafon sesi yankılanıyordu.
Arkamdan insanların Kai'ye iltifat ettiğini duyabiliyordum.
Saksafon sesleri sona erince ve Kai dansı bitirince tüm salonda bu kez alkış sesleri yankılandı.
Kai bana baktı, gülümsedim başardın anlamında başımı salladım. Gülümsedi ve önüne döndü.
Tüm baletler sahneye geldi ve baletlere sahneye bir yakını çağırmaları söylendi.
Kai bana baktı, heyecanlanmıştım, hızlı adımlarla sahneye yürüdüm. Kai elimi tuttu. Bana gülümsedi. Diğer baletlerde sevgilisini, ablasını, en yakın arkadaşını çağırdı.
Tüm baletlere duyguları soruldu. Ve sıra seyircilerin verdiği oylara gelmişti.
Sırayla beşinci, dördüncü ve üçüncü olan baletin ismi ve oyları söylenmişti.
Kai'nin ismi söylenmemişti, ikinci veya birinci olmuştu.
Diğer balete baktı, yanında ablasıyla bekliyordu. Kai'de o da bir adım öne çıktı.
Gülümsedim. Kai hala elimi tutuyordu.
Sahneye kazananı söylemek için bir kadın çıktı. Bir kaç şey söyledi ve geri sayım başladı.
5
4
3
2
1
…ᘛ⁐̤ᕐᐷ
