Mor ve Ötesi-Bir Derdim Var
Ben bir canavardım.
Ben bir canavardım ve artık bundan şüphem yoktu.
O an masum insanlara zarar verebilirdim, ağaçlara zaten verdim. En önemlisi hayvanlara zarar gelebilirdi. Bitkileri tekrar büyütebilirdim ama hayvanlara ve insanlara zarar gelseydi hiçbir şey yapamayacaktım. Gerçekten düşünmüştüm, ama artık kesinleşmişti. Ben bir canavardım.
Saat 17.58
Koştum, arkama bakmadan koştum ve okuldan yeterince uzaklaştığım an o büyük rüzgar, çok normal gibi yerini güneşe bıraktı. Otobüsü kaçırmıştım, benim yüzümden çoğu kişi kaçırmıştı. Koşmayı bıraktım, yürüdüm ve daha çok yürüdüm. Yol çok uzundu ama ben eve yaklaşmıştım. Fakat eve gitmek istemiyordum. Ablamın gözlerine bakıp yalan söyleyecek halim kalmamıştı. Bir parkın bankına oturdum.
Artık bir derdim vardı.
Ve içimde tutamıyordum.
Kimseye söyleyemezdim.
Kimse bana inanmazdı.
Göstersem, herkes benden korkardı.
Kimse bir canavarı istemezdi.Son söylediğim sözle tebessüm ettim. Zaten şuan da istemiyorlardı.
Bunları düşünürken gelen yumuşacık bir hisle bacağıma baktım. Bir kedi bana sırnaşıyordu. Az önce yaşanandan beri ilk kez mutlu olduğum için gülümsedim. Fıstık yeşili gözleri, sapsarı ve bembeyaz tüyleriyle tam bir mucizeydi. Miyavlamasıyla birlikte onu kucağıma aldım ve orda sevmeye başladım.
"Demek seninde mi arkadaşa ihtiyacın var ha güzelim. Gerçi herkes seni sever ama olsun. Sen bu popülerliğinle bir canavara yanaştın sonuçta. Bu bile mutluluk verici."dedikten sonra güldüm. Bir kediyle konuşuyordum. İlk kez yaptığım bir şey değildi. Küçüklüğümden beri kedilere bayılırdım. Onların hep beni anladığını hissederdim. Ki anlıyorlardı da.
*Üzgün olduğunuzda kediler sizi, insanlardan daha iyi anlayabilir. Belki saçlarınızı okşayamaz, yanaklarınızdan öpemez fakat siye yakın olmak, dokunmak onların en etkili iletişim biçimidir. Üzüntünüzün karnınızda toplandığını da bilirler mesela. Burada kalbinize giden yolu tıkamak için üzüntüyü karnınızda tutmaya çalışırlar...
Bu güzelliğe bir isim koymalıydım. Ona sormaya karar verdim. Deli miyim? Belkide gerçekten deliyimdir.
"İsmin Fıstık olsun mu?"dedim ilk aklıma gelen isimle. Sesi çıkmadı.
"Pamuk?"çok normal isimlerdi bunlar. Oda benim gibi düşünüyor olacak ki yien ses çıkarmadı.
Düşündüm,beni mutlu eden bu tatlıya onun gibi güzel bir isim koymalıydım. Sonra aklıma dank etti. Arya tabiki... Asaleti ve soyluluğu temsil ediyordu, ayrıca müzik eseri anlamına da geliyordu. Onun kabul edeceğinden emindim.
"Peki Arya? Bunu seveceğine eminim!"gerçekten de bir anda miyavlamaya ve elimi yalamaya başladı. Arya... yeni bir dostum olmuştu.
Mutlu mutlu gülerken ve Arya ilekonuşmaya devam ederken saatin 19.30 olduğunu gördüğümde ufak bir çığlık attım ve Arya da benimle zıpladı. Fakat konu Arya değildi. Ablam beni haşlayacaktı. Daha daha ve daha kötüsü ise onu çok ama çok üzecektim. Arya'yı kucağımdan indirip ona bir veda konuşması yaptım ve onu tekrardan görmek için dua etmeye başladım fakat koşarken Arya'da benle koşuyordu. Durdum. Ablam onu eve hayatta almazdı, kedilere aşık olduğu söylenemezdi. Bir anda beni bırakması için tekrar koşmaya başladım ama bbu güzellik benim peşimi bırakmıyordu. Apartmanın önüne kadar beni takip etti. En sonunda pes ettim. Manyak kedi, manyak arkadaşını bırakmıyordu! Derin bir nefes aldım. Onu kapının önünde, Şubat ayının soğuğunda bırakamazdım. Onu kucakladım ve zile bastım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eltran
FantasyIrmak Göklü ablasıyla yaşayan, kendi halinde ve normal bir kızdır. Fakat onun için normal bir günün ona yeni başlangıçlar açacağını öğrenecektir. Irmak bir kelebek gibi ruhunu özgür mü bırakacaktır, yoksa geçmişin acılarını hatırlayarak kendi kendin...