«20. Bölüm»

299 14 3
                                    

"Minik panda! Tavşanlarda havuç yemeyi sever"

"Eee?"

"Sen benim havucumsun, o yüzden seni yemeliyim!"

"Yok yok, havuç değilim ben bak siyahım beyazım, pandayım ben"

"Yok yok havuçsun, öyle kolay kaçamazsınız hanım efendi"

"Hıı diyorsuun?"

"Hıı diyoruum?"

Koşarak kapıya gittim, kilitliydi. Ne ara ya?

"Ne ara kitledin ya?"

"Ben değil, Jimin yaptı"

Dedi ve sırıttı

"Nasıl yani?"

"Hyung'unun kaş göz hareketleri sayesinde"

Yavaşça üzerime gelmeye başladı, ben zaten kapının önündeydim

"Şimdi Havuç hanım, nasıl kaçacaksınız?"

"Bilmem, nasıl kaçacağım?"

"Kaçamayacaksınız"

"Hımm peki şimdi ne olacak?"

Son sorumu sordum ve şuan dibimdeydi. Kolu kafamın yanında, diğeri çenemde. Hafifçe eğildi ve yüzlerimizi hizaladı.

"Bu tavşancık, sizi yiyecek"

"O tavşancık beni yeme işini sonra yapsa?"

"Neden?"

"Açım, yemek yiyeceğim"

"Bu tavşanda aç ama tek sorun; Tavşanlar beklemeyi sevmez"

Dedi ve gene dudaklarını dudaklarıma değdirdi. Gene öpmüyor, sadece değdiriyordu. Hafifçe ittirdim.

"Eee Tavşancığın karnı doydu mu?"

"Hayır, sadece havuca değdi. Onun tadına daha bakmadı çünkü havuç daha reşit sayılmaz"

"Doğru, o havuç daha 16 yaşında. O yüzden şimdi gidiyor"

Tam gidecekken durdurdu

"Ve böyle diyerek tavşanın fikrini değiştirdin"

Dedi ve bu sefer öpmeye başladı. Bu adamı cidden çözemiyorum. Bir öyle diyor, bir böyle. Nefesi tükenince ayrılmak zorunda kaldı.

"İşte şimdi doydu ve havucunu doyurmaya götürüyor"

Düz bir şekilde kucağına aldı ve aşağı indi.  Tezgaha oturttu.

"Ee ne yemek istersiniz panda hanım?"

"Bir havuç bir panda gidip gidip geliyoruz. Hadi bakalım hayırdısı"

"Başbaşayken havuç, herkes duyarken panda. Evet, şimdi ne yemek ister bu pandacık?"

"Hmmm, salata!"

"Kızım az kilo al bu ne yahu? Salata yiye yiye dal kadar oldun. Ben sana bence bir ramen hazırlayayım, birlikte yiyelim"

"Tamam! Bana uyar~"

(...)

Ramenimizi yedik, ev çok sessizdi. Çünkü Jimin arkadaşlarıyla buluşmaya gitmiş, Bayan Jeon'uda işten çağırmışlar. Yani başbaşayız.
Oturmuş, romantik romantik film izliyorduk. Kafasını benim göğüsüme yaslamıştı ve belime sarılıyordu. Bende onun saçlarını okşuyordum ve kokusunu içime çekiyordum. Bu koku beni çok mayıştırıyordu. Ta ki ani bir hareketle tam tersini yapana kadar. Şuanda onun yaptıklarını ben, benim yaptıklarımı o yapıyordu.

"Oha o hız ne öyle"

"Biraz yer değişikliği daha güzel olur"

Gülümsedim, oda bunu bekliyormuş gibi saçlarıma kokumu içine çekerken kocamaan bir öpücük bıraktı.

Misafirler vardı o yüzden geç attım kusura bakmayın, iyi geceler sizee<3(uyumicam ama olsun)

Bay Jeon//JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin