Bölüm 17

456 45 56
                                    

Bir gün anlarsın hayal kurmayı
Beklemeyi, ümit etmeyi
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi
Lanet edersin yaşadığına...
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden.
Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın...

Bir gün anlarsın,
Ümit Yaşar Oğuzcan


🕊️

YAZARDAN...

İnsan yalanı avuç avuç içerde, bir damla gerçeği yutamazmış...

Eğer yalanı kendine söylüyorsa hiç yutamazmış. Çünkü etrafımıza söylediğimiz yalanlar bir süre sonra kendi gerçeğimize dönüşüyor. Fakat kendimize söylediğimiz yalanlar hep vicdan azabı gibi içimizde kalıyor.

Herkese, her şeye yalan söylersinde bir tek kuru toprağa söyleyemezsin. Bir tek o inanmaz sana.. Bir tek ona inandıramazsın kendini.

Kılıç'ın şuan yaptığı gibi mesela. Annesinin mezarında oturmuş sağ eliyle toprağı okşuyordu sanki ona dokunuyormuş gibi. Sanki annesi yanındaymış gibi.

İnsanların yanındayken annesiyle ilgili bir şey söylemeyerek inandırıyordu kendini onu özlemediğine ama yalnız kalınca anlıyordu içindeki özlem hala dünkü gibi..

Başını kaldırdı göğe baktı sonra bakışlarını yine mezara dikti. "Annem," dedi en içten ses tonuyla. "Katilin geldi... Ben geldim, bak buradayım. Nereden bile bilirdin kendi oğlun yüzünden öleceksin? Nereden bile bilirdin ki kendi evladın tarafından ölüme terk edileceksin? Bilemezdin... Ama biliyor musun ben de bilemezdim."

...

"Anne hadi saklambaç oynayalım." dedi küçük çocuk. "Anne hadi ya! Mızıkçılık yapma!"

Kadın küçük oğluna bakıp gülümsedi. Ona asla hayır diyemezdi. Ama buna rağmen şımarık bir çocuk değildi. "Oğlum, ben yorgunum biraz. Hadi sen dışarı çık çocuklarla oyna."

"Ama anne, onlar beni istemiyor. Benimle oynamıyorlar." derken yüzünde en mutsuz ifadelerinden biri vardı. "Sende mi benden bıktın yoksa?"

Kadın bu soru karışısında afalladı. Dizlerini çöküp oğlunun boy hizasında oturdu. "Hiç öyle bir şey ola bilir mi sence? Ben senden sıkıla bilir miyim? Asla!"

"Ee oynamıyorsun ama benimle! Yoksa sana da mı babam benimle oynamamanı söyledi? Dışarıdaki çocuklara öyle demiş! Kılıçla oynayanı görürsem ailenize söylerim demiş. Anne, babam beni niye sevmiyor?"

"Öyle şey olur mu hiç oğlum? Babalar evlatlarını hep sever. O seni korumak için öyle söylüyor. Dışarıda oynarken düşersin maazallah yaralanırsın." Kadın bu söylediklerine hiç inanmıyordu. Ama oğluna her şeyi söyleyip onu üzemezdi. Daha yedi yaşı vardı Kılıç'ın.

"Benim hiç arkadaşım olmayacak mı o zaman?"

"Olacak tabi olmaz olur mu.. İlk benimle tanıştıracaksın arkadaşlarını söz ver bakalım."

"Söz. İlk seninle tanıştırıcam. Sende söz ver, arkadaşlarım olursa bile yine benimle oyun oynayacaksın."

"Söz. Anne sözü."

QuerenciaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin