Querencia

Bölüm 10

Ay hellö. Nasılsınız. Ben bu sefer iyi değilim. Modum düşük maalesef.

Neyse kendine gel bihter.

DUYURU:
TELEGRAM VE İNSTAGRAM GRUPLARI KURUYORUM KİTABIN. SPOİLER FALAN ATICAM, SİZDEN FİKİR ALICAM, DEDİKODU YAPARIZ EN SEVDİĞİMİ. KİMLER İSTİYORSA HESAPLARINI BURAYA YAZSIN VE NE HESABI OLDUĞUNU DESİN.

Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayınız🫶🏻🕊️

🕊️

Yazardan...

Kalp midir insana sev diyen, yoksa yalnızlık mıdır körükleyen?

Sahi nedir sevmek?

Bir muma ateş olmak mı yoksa yanan ateşe dokunmak mı?

Kime sorsan 'seviyorum' der zaten.. Peki ya gerçekten sevmek ne demek? Kırmadan.. Dökmeden.. Yılmadan.. Üzmeden.. Böyle seve bilir mi insan birini?

Asıl soru şu.. Siz hiç gerçekten sevildiniz mi?

Ne demiş Mevlana; Onu sevmek nefes almak gibiydi. Gel de nefes almaktan vazgeç şimdi..

Sevmek güzel birinde aşkı aramak değil. O kişide bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında kendini bulmaktır.

Sevgi birinin kusursuzluğunu değil, onun kusurlarını sevmektir.

Peki ya karşındaki kişinin kusuru onun yaralarıysa.. Onu böylede seve bilirmisin? Canı yanmışlıklarıyla, kırgınlıklarıyla ve en sonunda mutsuzluklarıyla..

Yaralarıyla canı yandığını bildiğin birini yanından ayırmak istemezken hiç kaybettiniz mi onu? Arayıpta bulamamak mesela.. Nerede olduğunu merak etmekse en zoru..

Evinin salonunda ileri geri giderek tur atan bu kişinin de arayıp bulamadığı biri vardı. Günlerdir arayıyordu onu fakat hala bulamamıştı. Sadece sağlık durumunu merak ediyordu. 'Gerçekten iyi olduğunu öğrenmek yeter bana' diye düşündü içinden. Sonra bir daha düşündü yanında olmakta istiyordu galiba. Acısını bölüşmek isterdi.. Belki böyle hafiflerdi. Fakat günlerdir ulaşamıyordu ona. Aramadığı yer, sormadığı insan kalmamıştı ama hala bulamıyordu onu.

Çok korkuyordu. Yıllar sonra ilk defa yine birini kaybetmekten çok korkuyordu.

Onu bu haline dayanmayan arkadaşı "Abi artık bir yerde dur başım döndü." dedi.

Bu sözleri söyleyen arkadaşına dönüp kaşlarını çattı. Geri gelip yerine oturdu ve elleriyle yüzünü kapattı. Onun bu halini gören arkadaşıysa yeniden "Kılıç, abicim artık yetmez mi sence de? Belli ki çekip gitmiş kız! Biz de burda deliler gibi onu arıyoruz." diyerek arkadaşını daha da sinirlendirdi.

"Gitmiş olamaz!" dedi Kılıç Ozan'a bakarak. "Gitse bile haber verirdi." derken sanki kendini bu duruma ikna ediyor gibiydi.

"Kimsin ki sen?" diye sordu Barış ilk defa sinirlenerek ayağa kalkıp. "Erkek arkadaşıyım dedin o gün orda yalandan. Sırf kardeşi durumu anlamasın diye. Görünen o ki kendini bu duruma fazla kaptırmışsın!"

Bu sözleri duyan Kılıç daha da sinirlendi ve o da Barış gibi sinirli bir şekilde ayağa kalktı. "Görünen o ki öyle söylemem birilerinin zoruna gitmiş!" dedi Kılıç alay ederek gülerken.

Barış arkadaşının bu sözlerine sinirlenip onu göğsünden vurarak itti. "NE DİYORSUN LAN SEN?!" Bağırmasının ardından Kılıç'ta aynı onun gibi elleriyle Barış'ı itti.