20.

3.9K 176 431
                                    

1 saat sonra

"hoşgeldin, jeon jungkook."

ona öfkeyle bakıyordu taehyung, daha yeni gelmiş olmasına rağmen. fakat jungkook ona direkt sarılmıştı. kendini boşuna suçlu hissediyordu.

taehyung, jungkook'u kendisinden ayırdı. direkt sadede geldi.

"seni affetmemi gerçekten istiyor musun?"

"çok istiyorum."

taehyung, güldü.

"o zaman, sana bir ceza vereceğim."

jungkook, korkmuştu. sonra taehyung, onu bileğinden tutup yatak odasına götürmüştü. eline bir sigara ve çakmak aldı. sigarayı yakıp derin bir şekilde içine çekti dumanı.

sonra ise jungkook'u kavradı. dudaklarına yapıştı ve tüm dumanı ona doğru üfledi. jungkook, öksürmek istiyordu fakat taehyung buna izin vermeyecekti.

ağzındaki nefesi vermek istiyordu. taehyung'u ittirmeye çalışıyordu. fakat gücü yetmiyordu. kıpkırmızı olmuştu artık. bunu farkeden taehyung onu bıraktı.

"taehyung! naptın sen?"

taehyung, yatağın yanındaki çekmecelere uzanırken duyduğu bu cümle, jungkook'u duvarla arasına almasına sebep oldu.

"bana sakın hesap sorma. daha yeni başlıyoruz güzelim."

çok korkan jungkook, yanında durduğu kapıyı açmaya çalışıp gitmek istiyordu fakat kilitlemişti. taehyung güldü.

"sende beni tuvalete kilitlemiştin değil mi sevgilim?"

"bana ne yapacaksın?"

taehyung güldü. tekrardan çekmeceye yöneldi fakat bu sefer üzerinde duran bluetooth cihazını telefonuna bağladı. bir şarkı açtı.

Who Is She?

jungkook'u yakasından kavrayıp yatağa doğru itti. ardından ona emretti.

"soyun."

tam o anda cama vuran yağmur damlaları hızlanmış, aynı zamanda şimşekler çakmaya başladı.
jungkook hala ona korkarak bakınca, taehyung, tam yerleşmesede üzerine doğru geldi.

"ya dediklerimi yaparsın, ya da çok kötü olur."

ne derse yapmak zorunda gibi hissediyordu. ilk tişörtü olmak üzere, tüm bedenini ayırmıştı kıyafetlerden.

sonra çekmecelerin birisini açtı. jungkook, ne olduğunu uzandığı için göremiyordu.

"senin için her şeyin en iyisi."

sonra çekmeceden eline bir bıçak aldı.

jungkook, korkudan ağlıyordu sessiz sessiz. fakat bıçağı görünce bağırmaya başladı.

"taehyung, napacaksın bana!?"

"öldürmem sevgilim, hiç şüphen olmasın."

elindeki bıçağı sol eline alıp, jeon'a yaklaştı ve saçlarını okşadı.

ardından üzerine yerleşti. gömleğini çıkardı ve JJ dövmesini gösterdi.

tam aynı hizaya denk gelen yere, yani jeon'un boyun ve göğüs kısmının birleştiği yere bıçakla bir şeyler kazımaya başladı.

KTH

o bunu yazarken jungkook, ağlıyor, bağırıyor, oradan kaçmak için çırpınıyordu. taehyung'sa müzikle beraber onun çığlıklarının ne kadar güzel olduğunu düşünüyordu.

"ne kadar ağladın? sadece sende benim adımı o pürüzsüz vücuduna kazı istedim sevgilim."

nefes nefeseydi jungkook. kıpkırmızı gözleriyle ona bakarak konuştu.

"t-taehyung... canım çok yandı."

"şşttt."

üzerinden kalkıp ucu kan olmuş bıçağı yere attı. tekrardan o çekmeceye gidip bir jilet aldı. bıçak kısmını çıkardı ve az önce sigarasını yaktığı çakmakla ısıttı.

"taehyung hayır."

taehyung o itiraz ederken üzerine doğru yerleşiyordu.

"yalvarırım yapm-"

o jileti boynuna bastırdığı anda attığı çığlık, taehyung'un hoşuna gidiyordu.
çok geçmeden boynundan çekti, ve yere attı.

sonra o ağlarken, acı içinde kıvranırken, şarkının sözünü kalın sesiyle mırıldandı.

"oh, who is she?"

"yemin ederim... yemin ederim sadece iş içindi."

taehyung ona bakıp güldü.

"uyu."

—————

obsession -tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin