2 ay sonra
"biz jimin'le takımız!"
yoongi, jimin, jungkook ve taehyung lazer arenaya gelmiş, takımlarını seçiyorlardı.
"sevgililerimizle takım olmayacak mıyız?"
jimin ve jungkook beraber takım olmak istiyordu fakat, taehyung jungkook'unu istiyordu.
"lütfen sevgilim."
taehyung onu kırmıyordu artık.
"peki. yoongi, seninle takımız o zaman."
yoongi kafasını onaylar anlamda salladı.
hepsi kıyafetlerini giydikten sonra renkleri seçildi. yoongi - taehyung takımı mavi, jimin - jungkook takımı ise kırmızı renkteydi.
yukarı çıktıklarında jimin ve jungkook yanyana durmuş plan yapıyorlardı. bir yandanda saklanıyorlardı. ellerinde silahları, arkalarında duvar.
karanlık labirent ortamında ışıkları vurulmadıkları sürece açıktı. vurulduklarında ise 5 saniyeliğine ne birine vurabiliyorlar, ne de vurulabiliyorlardı.
oyun başlayıp ışıkları açıldığı anda jimin ve jungkook etrafa dağıldı. jimin, durdukları duvarın sağına döndüğü an elinde silahla yoongi'yi gördü.
jimin, yoongi'den önce davranıp onu vurdu. yoongi'nin ışıkları sönmüştü. jimin ise kaçmakla meşguldü.
taehyung, temkinli bir şekilde jungkook'un onu görmesini engelleyerek duvarların arkasına saklanıp duruyor, aynı zamanda onu takip ediyordu.
arkadan da vurulabiliyordu fakat, yapmadı.
ayak seslerini duyan jungkook, hemen arkasını dönüp rastgele bir atış yaptı ve taehyung vuruldu. ışıkları kapandı. o yüzden görünmüyordu.
jungkook, vurduğu an oradan kaçtı. arkasına baktığında kimsenin olmadığını görünce rahatlayıp duvara yaslandı ve soluklandı. tam o sırada yüzünün önünde mavi ışıklı kıyafete sahip adamı gördü.
jungkook'la birbirlerine çok yakınlardı. o kişi bariz taehyung'tu. jungkook dirseğini yaslandığı duvara dayayıp taehyung'u önündeki yere isabet edicek şekilde vurdu.
ardından taehyung biraz oyun oynamak istedi.
"ahh! çok acıyor jungkook."
yere düşüyor gibi yapıyordu bir yandan. eliyle kalbini tutuyordu. ışıkları tekrar yanmasına rağmen.
jungkook onun bir oyun olduğunu, canının yanmadığını bilse de refleks olarak onun elini tutup yerden kaldırmaya çalıştı.
jungkook onu çekerken taehyung onu arkasında ki duvara yaslayacak şekilde itti ve ayağa kalkıp silahıyla onun ışıklarını söndürdü.
"dudaklarını özledim sevgilim."
ardından jungkook'a yaklaşıp kırmızı silahla kendisini vurdu. iki ışığında sönük olduğu an yapıştı dudağına.
jeon dilini de devreye sokmasına alışmıştı fakat taehyung bu sefer, öpüşürken dişleriyle dudaklarınıda soyuyordu. ikisininde ışıklarının yanmasının ardından ayrıldı dudakları.
"dudakların soyulmuş."
jeon güldü.
"sende soydun mu?"
taehyung'ta güldü.
"soydum."
hemen ardından jimin taehyung'u sırtından vurdu. ikiside jimin'e baktığında, jimin silahını üfler gibi yapmıştı. tabi jimin'in arkasında yoongi'nin durduğundan haberi yoktu.
yoongi de onu sırtından vurduktan sonra jimin ona hızlıca dönmüştü, şaşırdığı her halinden belliyken, refleks olarak ağzı açılmıştı.
yoongi de ona yaklaşıp ağzına üfledi.
jimin güldü onun bu hareketine karşılık."ya ben acıkıyorum artık!"
gelen ses en arkadaki duvara yaslı jungkook'tan gelmişti. ardından jimin konuştu.
"sen 2 haftadır hep açsın zaten."
yoongi güldü ve taehyung'a baktı.
"hamile mi bıraktın çocuğu hep aşeriyor?"
taehyung kısa bir kahkaha attı.
"henüz değil."
———————
ancak bölüm yazmak için toparlandı beynim. kafam çok doluydu deprem yüzünden.
herkes iyi mi? iyi misiniz?
çok büyük bir felaket atlattık hepimiz. herkese çok geçmiş olsun.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
obsession -tk
Fanficdünyaca ünlü şarkıcı Jeon Jungkook, ona takıntılı fanı olan Kim Taehyung'u farkeder. -taekook // yoonmin texting + düz yazı