-1-

641 64 170
                                    

Selam Maviler!

Konuşmanın devamı bölüm sonunda, bölüm sonunu okumayı unutmayın.

! Bazı nedenler sebebiyle kurgu kaldırılmış, adı değiştirilmiş, düzenlenerek geri yayımlanmıştır. Eski adı Hayaletin Gölgesidir. !

5 Şubat 2023 Pazar, 22.05 🦅

Kurt Pençesi ve Gümüş Tanrıçası -1- "Rojbîn"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kurt Pençesi ve Gümüş Tanrıçası -1- "Rojbîn"

🦅

Vücudumun her yerine iğne batırılıyormuş gibi bir acı hissederken acıyla inleyerek gözlerimi açtım, sikeyim ya!

Kollarım neden arkama kafamın üstünden uzanıyor ve bileklerim neden acıyor?

Oturduğum yerde inleyerek hafif hareket edip kollarımı indirmeye çalıştım, kulağıma hareketimle beraber zincir sesi gelirken gözlerimi dehşetle açıp sol kolumu hafif kaldırıp başımı altından geçirerek bileklerime doğru döndüm dizlerimin üstünde.

Siktir, siktir, siktir! bileklerim kelepçeliydi ve buda yetmezmiş gibi kelepçe kalın bir zincirle siyah demir bir sandığa bağlanmıştı, daha kötüsüyse galiba sandık yerle bütün...

Sinirle ellerimi bir kaç kez çekiştirip etrafa baktım, en yakın şeyle aramda iki basamaklı metreler var resmen!

Lanet olası...

Ellerimi sandığın şekilli yüzeyine bastırıp zorla ayağa kalktım, bir kaç kez daha çekiştirirken bileklerimin daha çok acıyıp kızarmasıyla nefretle baktım zincire.

"OOFF! LANET OLSUN LANET!" sinirle sandığa tekme atmamla o öne doğru biraz hareket ederken gözlerim şaşkınlıkla açılıp mutlulukla parladı, demek yere sabit değilsin...

En az askeri botlar kadar sağlam olan deri, siyah uzun yuvarlak burunlu postalımla bir kez daha vurup sandığı hareket ettirecektim ki hangarın kapısı açıldı.

İçeri giren üniformalı türk askerleriyle nefretle onlara baktım, en önde albayları geliyordu.

"Demek Rojbîn. Gün gören demek..." Albayın konuşmasıyla nefretle ona baktım, balık sırtı örgülü saçım nefretle başımı iki yana sallamamla sol omzuma düşmüştü.

"Sakin, Rojbîn. Sana zarar vermeyeceğiz, sadece bilgi istiyoruz." Nefretle onlara bakıp alayla güldüm.

"Vereceğimi mi sanıyorsun, Türk?!" Sanki albayın postası gibi duran kadın asker albaya kısaca baktı, ben aralarında ne çevirdiklerini anlamaya çalışırken o yanıma gelip tekme atmama imkan tanımadan yüzüme sert bir yumruk indirdi.

"Eğer bir daha komutanımla böyle bir üslupla konuşursan, andım olsun onların içlerinden geçirdikleri tüm işkence arzularını ben gerçekleştiririm. ANLADIN MI?!" O korkuyla başımı sallamamı beklerken alayla güldüm, bu onu daha kızdırırken hızlıca dizimi kasıklarına geçirdim.

Kurt Pençesi ve Gümüş TanrıçasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin