Bir hayaletin gölgesi olur muydu?
Eğer adamı çok seven bir kadın varsa, o hayaletin bir gölgesi artık var demektir...
Hayalete giden yol TSK'dan geçiyorsa, Gölge seve seve o yolu gider.
!Eski adı Hayaletin Gölgesi!
!ASKERİ BİR KURGUDUR!
!KURT PENÇES...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kurt Pençesi ve Gümüş Tanrıçası -2- 🦅 "Gölge..."
🦅
Gölge.
"Hura! Hura! esker geliyor!" Hay sizin sesinize!
Sinirle sırt üstü uzandığım yatakta oturur pozisyona gelip ayaklarımı yere indirdim, ayağımdaki postalın bağcıklarının sağlamlığına baktım, bir sorun yok.
Ayağa kalkıp komidinden iki tabancayı da alıp belime yerleştirerek balıkçı yaka siyah kazağımı düzelterek etekleriyle silahı gizledim, dar siyah rahat kotumuda hafif düzeltip deri ceketimi giyerek silahları hepten gizlemiş oldum.
postalımdaki çakıma bakıp yan taraftaki komidinden ince otomatik çakımı alıp onuda diğer postal tekime koydum.
Açık saçlarımı tepede at kuyruğu yapıp kapıya ilerleyerek kilidi açıp çıktım.
"Noluyor? Hura bir sorun mu var?" Hura sorumla beraber telaşla bana döndü.
"Esker geliyor, gitmeliyiz." Esker ne ya?! Türk Askeri, diyeceksin.
Başımla onu onaylayıp hızlıca kapıdan çıktım, o da benim arkamdan çıkarken çaktırmadan sırıttım, Korkak herif.
Etrafı kontrol ede ede binadan çıkıp hızla uzaklaşmaya başladım, Hurada arkamdan korkak korkak geliyordu. Yaparım, ederim, yakarım, öldürürüm, parçalarım, yıkarım demeyi biliyor ama piç!
"DUR!" Gelen bağırtıyla sakince durdum, Hurada dururken zorla sırıttım, türk askerleri hakkında bir şey demeyi unutmuşum...
Boşuna kurt değiliz, her yerden çıkarız.
Sakince arkamı dönüp zoraki gülümsememle ona baktım, asker! (askeeer)
Aman ne hoş(!)
O gözlerini irice açarken ben şirince sırıtmaya devam ettim.
Gözlerini bizden ayırmazken binaya giren askerleri ben görüyordum açıkcası... "ROJBÎN VE HURA BURADA!" Lanet...
Hızlıca arkamı dönüp Huranın bileğini tuttuğum gibi koşmaya başladım, ikiye ayrılan yerden sola sapıp Huranın bileğini bırakarak silahımı çıkarttım.
Sürgüyü hızlıca çekerek boş sokağı fırsat bilip başımı koşarken arkaya sağ tarafımdan çevirip sağ elimdeki silahla ona isabet etmeyecek şekilde rasgele sıktım, bu biraz onu yavaşlatırken önüme dönüp elimde silahla koşmaya devam ettim.
"İlerde araba bizi bekliyor Rojbîn, sınır ayarlandı." Eyvallah heval(!)
