9|mentor minho

1K 140 55
                                    

önceki bölümü okuyup okumadığınızı kontrol edin bazıları görmemiş 🤕

bunun beni felix'e karşı hayırsız arkadaş durumuna düşürüp düşürmeyeceğini bilmiyordum fakat kim seungmin'le iyi anlaşıyorduk. yani iyi anlaşıp anlaşmadığımızı belirleyecek bir etken var mıydı bilmiyordum ama yanındayken kendimi kötü hissetmiyorsam ve rahatça konuşabiliyorsam iyi anlaştığımızı düşünüyordum.

son birkaç gündür kulüple ilgili toplantılarda ve buluşmalarda seungmin ve jeongin ile birlikte takıldığımda kendimi kötü hissetmiyordum. seungmin felix'e arkadaş olmamı sorun etmiyordu. hatta umrunda olduğunu bile düşünmüyordum. zaten başından beri onun bu konuda bir sorunu yoktu. felix'in de yavaş yavaş alışacağını umuyordum. açıkçası ikisinin aslında iyi anlaşacağını düşünüyordum ve birlikte arkadaş olmayı isterdim de.

şu anlık bu meseleyle uğraşamayacak kadar yoğundum ama. çünkü şu anda bir toplantıdaydım. yani toplantı demek için fazla resmiyetsiz bir şeydi ama başka diyecek bir şey de bulamadım. sonuçta bir grup kişi toplanmış ve bir mesele üzerinde konuşuyorduk. her neyse.

"hep birlikte haftanın iki günü film izleme etkinliği yapıp bittikten sonra da balo meselesini yapabiliriz gibi duruyor."

beomgyu'nun konuşması ile ilgimi yeniden ortama verebildim ve ben daha söylediğini algılayamadan jeongin cevap verdi.

"mantıklı. insanlar vizelerinden çıkınca böyle şeylere daha çok ilgili olur zaten."

onaylar mırıltılar oluştu. on kişilik ekip olarak herkes bir fikir sunuyordu, yani ben hariç. biliyorsunuz ki ben iyi bir dinleyiciydim. hatta sadece dinleyiciydim, toplu alanlarda yani.

"afiş ayarlamamız gerek. okuldaki panolara falan asarız. bir de sadece kulüptekileri mi davet edeceğiz?"

yoo jeongyeon'un söylediği şeyle bakışlar ona döndü. gerçi bakışların ona dönmesi için konuşmasına gerek yoktu. zaten dikkat çekici derecede güzeldi. sevgilisi jimin hyungla yakışıyorlardı.

"kulüp dışındakilerin ikramları parayla almasını sağlayalım. etkinlik giderlerini bir şekilde karşılamamız gerek," dedi seungmin. daha önce de dediğim gibi, ne istediğini ve konuşmasını bilen tavrı ile lider olduğunu belli ediyordu.

toplantımız biraz daha sürdü. mimarlık okuduğum için ve dolayısıyla bir tasarımcı olduğum için afiş yapma işini bana vermişlerdi. seve seve kabul ettim ben de. iki gün içinde bir şeyler yapıp sonra da basıma vermem gerekiyordu. teknoloji çağında olduğumuz için genelde afişler telefon yardımıyla yayılıyordu fakat kulüp grubu dışındakilere de ulaşıp onları da davet edebilmek için asmamız mantıklıydı.

mekan işini başkan ve yardımcıları ayarlayacaktı. kaç kişinin katılacağı belli olmadığı için biraz zor bir işti bence fakat seungmin'in halledeceğine emindim. açıkçası onun bu işe baş koyduğunu düşünüyordum. tam bir potterhead olmasının yanında kulübü için dişini tırnağına takan o kişilerdendi. ona kendimi yakın hissettiğimden midir, beni cesaretlendiriyordu da.

toplantıdan sonra yurda döndüm. kasımın sonuna gelmemizden dolayı havalar soğumaya başlamıştı ve odaya girdiğim gibi kendimi sıcak yatağıma atmıştım. kucağıma da bilgisayarımı çekip içimdeki heves tazeliğini korurken afiş için çalışmalara başladım hemen.

birkaç saatimi onunla harcamama rağmen yorgunluğumu bile hissetmedim. yaptığım birkaç afişi kulüp grubuna gönderirken kötü şeyler söylenecek endişesine boğulsam da aynı zamanda heyecanlıydım da. neyse ki güzel olduğunu söyleyip içlerinden birini seçmişlerdi. yarın seungmin'le birlikte bastırmaya gidecektik.

scary love [minsung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin