20|ilham kaynağı

848 115 101
                                    

önceki bölümü attığım gün wattpad sıkıntı çıkardı diye yayınladığım bölümü silip yeniden paylaşınca beğeniler gitti arkadaşlar önceki bölümü bi beğensenize...


daha önceleri aşık olmak konusunda çok düşünmüştüm. kitaplardaki veya filmlerdeki peri masalı aşklarından yaşamayacağımı ve bir gün aşık olursam da kesin sancılı geçeceğini düşünmüştüm ama. hatta bundan da oldukça emindim. birisinin bana aşık olacak kadar sevebileceğini düşünmemişim hiçbir zaman çünkü.

bir de bu duygunun nasıl bir şey olduğunu hep merak etmiştim. gerçekten de söylendiği gibi ona bakınca dilin damağın kuruyor muydu veya o midede kelebeklerin uçuşması gerçek miydi merak ediyordum. fantastik şeyler okumaya ve izlemeye bayılan birisi olarak biraz inanıyordum da aslında.

cevabını bulup bulmadığımı merak ediyorsunuzdur büyük ihtimalle. bulamadım, çünkü midemde kelebekler uçuşmadı veya ona bakınca dilim damağım falan kurumuyordu. yani bu durumda ya henüz aşk denecek kadar derin hislere düşmemiş oluyordum ya da tüm bu söylemler abartıdan ibaretti.

ama doğrusunu söylemem gerekirse iki durum da umrumda değildi. çünkü hislerimin derinliğini ben belirleyemez veya ölçemezdim ama artması benim elimde olabilirdi. midemde kelebekler hissetmiyordum belki fakat ne zaman onunla acayip derecede huzurlu bir anda gibi hissetsem karnıma ufak bir sızı gerçekten de giriveriyordu. biraz da kalp çarpıntısı oluşuyordu tabi.

zaten bu duygunun oluşturduğu semptomlar da umrumda değildi ki. ben hala alışmaya çalışma aşamasındaydım, bu kadar derinden düşünmek istemiyordum da zaten ve sanırım hayatımda ilk defa bir konuyu derinden düşünmüyordum. düşünmemem için özellikle çabalıyordu sanki o da ve işte bunu düşünmek tam da şu anda karnımdaki o tatlı ağrıyı ortaya çıkardı birden bire. sonra da gözlerim yeniden masada oturup da bilgisayarıyla bir şeyler yapan ona kaydı.

bana bakmaması işime geldi, zira şu anda zaten biraz duygu yoğunluğundayken göz göze gelmemiz beni çok da iyi etkilemeyebilirdi ve işte olduğumu düşünürsek bu da iyi sonuçlanmayabilirdi işte. hatta ben en iyisi bakışlarımı da ondan çekmeliydim. çektim, sonra da fazlasıyla haşır neşir olduğum kahve makinesine çevirdim.

"bir latte, jisung." chaeyoung noonanın söylediği şey de işime geldi ve siparişi hazırlamaya başladım hemen.

bu dönem çalışma günlerim sadece cuma ve hafta sonuydu, hafta içi bir günümün iş anlamında boşalıp da derse gitmesi iyi mi kötü mü oldu bilemiyordum şimdilik, henüz dönem başlayalı iki hafta olmuştu ama part-time çalışan olduğum için maaşımın da ona göre verileceğinden dolayı endişelenmiyor değildim. birkaç ay kendimi sıkmak da problem olmaz diye düşünerek kendimi rahatlatıyordum.

siparişi yaptıktan sonra tezgaha koyduğum sırada gözüm yine onu buldu ve bu sefer göz göze geldik. gülümsediğinde ağzım istemsizce ona eşlik etmişti bile. birkaç metre ötemde artık kahverengi ve uzamış olan saçlarıyla oturup proje çizen lee minho bana zarar verebilirdi ve ben de pekala buna engel olamazdım. ama neyse ki o düşünceli birisi olarak bakışmamızı bölüp yeniden işine döndü ve ben de yeni siparişi yapmaya geçtim.

bugün cumaydı, yani benim dersimin olmadığı ve onun da bana sürpriz yaparak dersinden sonra yanıma geldiği bir gündü. geçen hafta gelmemişti ama bundan sonra sürekli gelecek diye korkmuyor değildim. lee minho bazen hiç anlamlandıramadığım birisine dönüşüyordu. özellikle de konu ben olduğumda ne yapacağını kestiremiyordum. bu söylediklerimi küstahça bulmanızı istemiyordum ama başka nasıl ifade edebileceğimi de bilmiyordum ki.

akşam çıkış saatime kadar işe devam ettim. o da üç saat boyunca sipariş ettiği kahvesi ve tatlısıyla birlikte bilgisayarından ödevini yapmakla uğraştı. arada birbirimize bakarken göz göze geldik, yorgunluğum uçuverdi. bazen boşken onu izlemeden duramadım ve söylemem gerekiyordu ki bilgisayarına odaklanmış şekilde duran lee minho akla zarardı. üstelik gözlük takıyordu. gözlük taktığını da yeni öğrenmiştim ve onu biraz daha böyle görürsem benim yanımda değilken takmasını yasaklayabilirmiş gibi düşünmeden edemiyordum.

scary love [minsung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin