özel bölüm|birtakım istekler ve ufak bir debriyaj meselesi

498 57 62
                                    

hayatı bir sitcomdaymış gibi düşünmek konusunda size söylediğim şeyleri hatırlıyor muydunuz? hani ne zaman garip bir şey yaşasam veya kendimi kötü hissetmemi sağlayacak bir durumda olsam bu şekilde düşünüp de başıma gelenlerin aslında bir kurgudan ibaret olduğu hakkında bir şeyler söylemiştim size. ya da buna benzer bir şeyler demiş olmam gerek, her neyse işte. konumuz bu değildi zaten. önemli olan çok garip bir anda olduğumu size anlatmaya gelmiş olmamdı.

bu arada uzun zaman olmuş, nasılsınız? umarım beni unutmamışsınızdır ve özlemişsinizdir. sizin haberiniz olmasa da ben aslında size bunca zaman danışmaya devam ettim. içinizde benden sıkılmış olanlar da aramıza yeni katılmış olanlar da var ama ben hiçbirinize darılmam. zaten bana bunca zaman katlanmış olmanıza da şaşırıyordum ya neyse. şaka yaptım, kızmayın hemen.

çok uzattım, sadece sizinle yeniden görüşmenin güzel olduğunu söylemeye çalışıyordum ama sanırsam ki olaya girmem gerekiyordu. biraz çenemin düşüklüğüne aldırmayın lütfen.

her şey bir hafta önce minho'nun babasının arabasını almış olmasıyla başlamıştı. ara tatil bitmiş ve bahar dönemine girmiştik, minho ise evinden babasının arabası ile gelmişti. nasıl ikna etti de babası arabasını bir dönem boyunca minho'ya verdi bilmiyordum ama minho için durum fazlasıyla hoştu. otobüs veya metrolarda sürünmeyecekti, bu aralar başındaki mezuniyet projesi belasıyla da bu durum fazlasıyla işine geliyordu. bir de staja gidiyordu zaten, büyük ihtimalle de bu yüzden arabayı almıştı.

bu yüzden almıştı almasına ama sanki yıllarca bunu bekliyormuş gibi bana araba sürmeyi öğreteceğini söylüyor ve daha seul'e dönmeden önceden beri beni darlıyordu. gerçek manada darlıyordu hem de. ehliyet almak havalıydı, evet lakin bunu kursa gidip hocasından öğrenmem gerekiyordu ama minho ısrarla ilk önce ondan öğrenmem konusunda kafamın etini yemişti. o kadar istekli ve hevesliydi ki tüm korkuma rağmen kabul etmek zorunda kalmıştım ve işte şimdi buradaydık, bir köy yoluna doğru giden boş bir yolda yani.

"bana güven," dedi aracı durdururken. sırf bu iş için sabahın köründe kalkıp iki saatlik yol gitmemize inanamıyordum ama artık gerçekten de kabullenme aşamasına geçmem gerekiyordu sanırsam ki. bu yüzden usulca teslim olup "güveniyorum tabii ki," dedim sevgilime. ardından da bana normal şartlarda aklımı başımdan alabilecek bir göz kırpma sunup arabadan indi.

ben de indim. sürücü koltuğuna doğru gidecektim ama onun kaputu açması ile yanında durmak zorunda kaldım. ben daha ne yaptığını sormadan bana kaputun içinde neyin ne olduğunu göstermeye başladı. ona ciddi olup olmadığını bile sormadım çünkü bu işi gerçekten ciddiye aldığını daha fazla belli edemezdi. sadece sessizce onu izleyip dinlerken başımı salladım. kaputu kapadıktan sonra da sonunda sürücü koltuğuna oturabilmiştim. söylediği hiçbir şey de aklımda kalmamıştı bu arada.

kemerlerimizi bağladık, işte şimdi biraz heyecanlanmaya başladım. paniklememem gerekiyordu çünkü paniklediğimde beynimin işlevini yitirme gibi bir problemi vardı ama bir yanlış yaparsam diye korkmadan edemiyordum. minho'ya güveniyordum ama işin sonunda ayaklarının altında pedalları olan kişi bendim işte ve bu kesinlikle gericiydi.

"anahtarı iki kere çevir," dedi. öncesinde elimi tutup güç verici bir gülümseme göndermeyi ihmal etmemişti. aldığım güçle birlikte dediğini yaptığımda aracın açıldığına ilişkin ışıklar yandı. ardından ne yapmam gerektiğini anlattı bana. ayaklarımı debriyaj ve frene basarken aracı tamamen çalıştırdığımda direksiyonu sımsıkı tutmadan edemiyordum.

"vitesi bire alacaksın ve freni bırakacaksın. beş saniye sonra da debriyajı yavaşça bırakman lazım. birden bırakma."

dediği şeyleri yaptım. bunu yapabilmiş olmak bile beni mutlu etti. onu da mutlu etti, çocuk gibi sırıtıp ona baktığımda onun suratında da aynı sırıtmayı görmüş olmak bana güç vermeye yetmişti. sonrasında söylediği her şeyi yapmaya çalışmamda da onun sabrı, tatlı dili ve beni tebrik etmeleri fazlasıyla güç vericiydi. birkaç kere arabayı stop ettirmeme rağmen bana hiç kızmamış ve bazen girdiğim moral bozucu triplerde bile beni yeniden teşvik etmişti.

scary love [minsung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin