12 - doğum günleri

598 74 37
                                    

bölüm 12:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bölüm 12:

sesimde söyleyemediğim sözler var

-

24 saat önce, Nesteren

"Paris, Lyon Garı için bir bilet alabilir miyim?"

Acente görevlisi kadın bilgisayardan kafasını kaldırmadan biletin tarihini soruyor.
"Milano ile Lyon arası yolculuk ne kadar sürüyor?" diyorum düşünceli bir ifadeyle.

Kadın biraz duruyor,
"Yaklaşık 7 saat." diyor.

"9 Şubat'a bilet alayım o hâlde." diyorum.

Kadın birkaç saniye bir şeyler yapıyor. Ardından kafasını kaldırıyor ve bana bakıyor nihayet,
"9 Şubattaki seferimizde boş koltuk kalmamış."

Alt dudağımı dişlerimin arasına alıyorum. Kafamda kabaca bir hesap yapmaya çalışıyorum. Lyon Garından Rouen'e gitme süremi de düşününce vaktinde orada olmam mümkün gibi geliyor. Elimdeki telefonumdan takvime bakıyorum. Gülümsüyorum. Ardından,
"10 Şubat sabahına olsun öyleyse."

Kadın onaylıyor, yeniden işlem yapmaya başlıyor.

Bilet işini hallettikten sonra acenteden çıkıyorum. Kapının önünde telefonla konuşarak beni bekleyen Begüm ile göz göze geliyorum.
"Tamam anne tamam, akşam konuşuruz hadi görüşürüz. Öptümm..." diyor ve kapatıyor telefonunu. Bana dönüyor,
"Aldın mı biletini?"

"Aldım aldım." diyorum. Telefonumu cebime atmadan önce gözüm hâlâ ekranda açık olan takvime takılıyor,
10 Şubat
Asım Emir'in doğum günü.
Notunu görüyorum ve ekranı kilitliyorum. Heyecanlıyım. Mutluyum. Onu yeniden görmek istiyorum. Son gecemiz hâlâ rüya gibi geliyor. Rüya kadar güzel. Onunlayken gerçekten rahat ve mutlu hissediyorum. Beni olduğum gibi kabul ettiği gerçeği olağanüstü derecede güzel. Hayatım boyunca neden böylesin cümlesini duydum ve hayatım boyunca kendime neden böyleyim diye sordum. Ama Asım Emir'in yanındayken olduğum kişiden utanmıyorum. Rol yapmaya çalışmıyorum. Huzursuz hissetmiyorum. Sadece benim, Nesteren.

Begüm koluma giriyor,
"Ne zaman gidiyorsun?" diyor.

"10 Şubat'a bilet bulabildim." diyorum montumun şapkasını başıma çekerken. Havanın iyice soğumaya başladığını hissediyorum. Kafamı kaldırıyorum kısa bir an, gökyüzünü kaplayan kara bulutları görüyorum. Benim baktığımı Fark edince Begüm de kafasını kaldırıyor,
"Fırtına olacakmış. Geç kalmayalım da hostele dönelim." diyor.

"Fırtına mı?"
Ofluyorum. İtalya'daki son günlerimi hostele kapanarak geçirme fikri hiç hoşuma gitmiyor.

"Maalesef."
Diyor Begüm,
"Ama sıkma canını, akşam yemeği için pizza alalım da öyle geçelim hostele. Sonra beraber örgü öreriz."
Her zamanki gibi kendine neşelenecek bir sebep buluyor ve hevesle konuşuyor.

Asım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin