Oyun

47 3 0
                                    

İnsanların bakışları üzerimden yavaşça giderken geriye bir tek bir çift mavi gözler kalmıştı.

Garson gelip kahvemi masama bırakmıştı kısaca gülümseyip teşekkür ettim ve bardağımı elime alıp büyük bir yudum aldım kahvemden. Yaklaşık 5 dakika daha gergince sallanıp telefonumdan arama ya da mesaj var mı diye baktım hakan hâlâ gelmemişti.

Çaktırmadan gözlerimi onların masasına çevirmiştim, gülerek sohbet ediyorlardı. Yamuk bir şekilde yarı oturup yarı uzandığım için belim ağrımıştı ve dikleşip düzgün oturmam gerekiyordu

Dikkat çekmemeye çalışarak yavaşça kendimi yukarı doğru itip dikleşmeye çalıştım, belimin ağrısı biraz daha hafifleyince kafamı öne eğip duruşumu düzelttim. Kafamı kaldırıp kahve bardağıma uzanıp aldım ve geriye yaslandım.

Yaklaşık 3-4 dakika sonra sahilde gördüğüm ve az önce isminin Mehmet olduğunu öğrendiğim çocuk geldi ve büyük bir isyanla karışık söylenen çocukların gazabına uğradı

"Yarım saate ordayım dedin 2 saat oldu Mehmet hiç gelmeseydin evde buluşurduk zaten abisi" dedi aralarından bir genç

"Yav abime sanki git fetih yap dedik ha" dedi sarışın olan çocuk

"Ya kardeşim Mekke'ye sefere gitsen daha çabuk dönersin ya" dedi ulaş

"Bence sahilde ki mültecilerle kavga etti, ülkemizden güzelce kovdun mu bakalım aslan parçası" dedi genç kız

Gizlice dinlediğim sohbeti bir de gizlice izlemeye başladım

Mehmet bıkmış bir tavırla gözlerini devirerek ulaşın yanına oturmuştu.

Kızın söylediği şeye herkes gülmüştü bende dahil ama bu sessiz bir gülüştü, benim aksime gençler bayağı bir keyifle gülüyordu. Mehmet hepsine göz devirerek baktıktan sonra kafasını bana doğru çevirmişti. Ani gelen hareketle çaktırmadan yarım ağız gülen benimle göz göze gelmesi bir olmuştu.

Diğerlerinin gülüşleri yavaş yavaş kesilip yerini sade sohbetler alırken, Mehmet bana bakıp gülümsedi ve samimi bir şekilde gözlerini kırptı

Samimiyetine karşılık büyükçe ve utanarak gülümseyip kafamı aşağı eğdim. Zaten o da kardeşlerinin sohbetine dönmüştü.

Dizlerimi oturduğum yerde titretip parmaklarımdaki etleri yiyordum, önceden üstümde bir kişinin bakışları varken artık 2 kişinin vardı, birisi ulaş diğeri ise Mehmet.

Kafamı hafifçe kaldırıp onlara doğru baktım Mehmet'in ve ulaşın bana bakıp konuştuğunu gördüm ulaş'ın Mehmet'e anlattığı şey her ne ise
Mehmet duyunca kaşlarını kaldırıp biraz kafasını sallamıştı. İkisi konuşmaya devam ederken bu kez dinleyen kişi ulaş olmuştu.
Mehmet hafif tebessümle konuşurken
Ulaş da duydukları karşısında gülümsüyordu kafasını kaldırıp benim olduğum tarafa baktı.

Bakışlarımı hemen başka yere çevirip bir süre onlardan uzak durdum. Kafamı geriye yaslayıp Denizi, gökyüzünü ve insanları izlemeye başladım

Masada uzun bir sessizlik olunca ne olduğuna bakmak için kafamı onlardan tarafa çevirdim hepsinin fısır fısır konuştuğu ve gizlice bana baktığını görünce büyük bir dedikodu fırtınasının estiğini anlamıştım.

Mehmet ayağa kalkıp birşeyler daha söyleyince herkes onu onaylarcasına kafasını sallamıştı. Ayağa kalkıp benim masamın önünden geçerken hemen elimi önce saçıma atıp düzeltiyormuş gibi yapıp sonra da yüzümün yanına koyup bir nevi kamufle olduğumu düşünüyordum.

Kafeden içeri girdiğinde elimi indirip kafamı aşağı eğdim ve kollarımı göğsümde birleştirdim. Yanıma birisi yaklaşınca geçip gider diye düşünürken buram buram kokan parfüm kokusunun ardından omzumda bir dürtü hissettim ve ismimi naif bir şekilde duydum,kafamı kaldırıp baktığımda, görmekten korktuğum tek şeydi; bütünüyle maviden ibaret olan bir kelebekti.

BÈYTO-GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin