Gözlerimi araladığımda depo gibi bir yerdeydim. Susuz olduğumu fark ettim, etrafa göz gezdirdim karanlıktı ama çaprazımda olan duvarda küçük bi pencere gördüm. İçeriye ışık sızıyordu.
Ellerim ve ayaklarım bağlıydı ağzıma bez parçası sıkıştırılmıştı. Berbattım. Etraf pislik içindeydi ve kan kokuyordu.
Bi anda ışıklar yandı ve kapı gür bi sesle açıldı. Adım sesleri yankılanırken gözlerimin önünde iki tane adam belirdi. Konuşmak istiyodum ama ağzımı dahi açamıyodum. Sarışın olan adam yanındaki kumrala
"Çöz şunu biraz konuşturalım sonra bakarız"
dedi ve kumral olan beni çözdü. Sarışın olan bi tabure ile karşıma geçti beni mal gibi inceledi kesin berbat görünüyodum.
"Deniz ben buda yakın dostum Demir. Nasıl yapalım sen mi konuşmak istersin yoksa biz mi konuşturalım?"
"Ne istiyorsunuz, bişey yapmadım yaptığımıda hatırlamıyorum. Şimdi çöz beni evime gitmek istiyorum. Burda bi işim yok benim."
Adı Deniz olan adam bana alaylı ve küçümseyici bir ifadeyle baktı. Gözlerimi gözlerine dikip dik dik baktım.
"Emir mi veriyosun sen bana?"
"Emir falan vermiyorum beni bırakmanı söylüyorum. Neyini anlamıyosun?"
"Herşeyini biliyorum. Bana şimdi herşeyini anlat baştan sona her şeyi tam tamına anlatırsan seni sessizce bırakırım ama bana yalan söylersen, bişeyler uydurursan seni eziyetle acı çektirerek öldürürüm kimse fark etmez. Anladın mı?"
Gür bi kahkaha attım ve aniden gülüşümü kestim. Bu adam çok komikmiş ya cidden. Başımı yüzüne çevirdim ve dik dik bakmaya devam ettim söze girmem gerekiyordu artık.
"Komik bişey mi var"
"Evet var ki güldüm. Neyse. Sen bi benim yaptıklarımı bana anlatsana ya neler yapmışım merak ettim şuan cidden."
"Benle konuşurken ciddi mi olsan pek sevmiyorum da gıcık insanları?"
"Denerim" derin bir nefes çektim ne yapmıştım ki ne yaptığımı bilmiyodum. Korkmuyomuş gibi yapıyorum ama deli gibi korkuyorum, sadece belli etmiyorum. "Anlatmicaksan karşımda durmanın ne anlamı var? Anlat açığa varalım ve bende eve gideyim."
Deniz Demir ile 4 saniye bakıştı ve "Mavi dosyayı getirir misin anlatıp bunu Arda'ya bırakmak istiyorum"
Demir başını sallayıp "Tamam getiriyorum" diyip ilerledi ve kapıdan çıktı.
"Ben şimdi sana senin yaptığın bokları anlatayim sende sonra itiraf et yaptığını. Dürüst olursan cezana indirim yaptırırım. Anladın mı?"
Başımı sallamak ile yetindim. Saçmalıkları dinlemeye hazır değildim ama bir an önce bu iğrenç yerden çıkmak istiyodum bu yüzden sessizce dinleyip duracaktım.
Kapı açılma sesi geldi kafamı çevirdiğimde Demiri gördüm elinde mavi dosya ile geliyordu. Yaklaştı ve dosyayı Denizin eline bıraktı.
Deniz dosyanın sayfalarını karıştırdı ve durdu kağıtları çıkardı.
"Şimdi ben konuşuyorum sen susup dinliyosun sen beni nasıl dinlersen bende seni öyle dinlerim. Sana bu yaptıklarını niye anlatıyosam artık neyse başlıyorum."
Derin bir iç çekti ve konuşmaya başladı. "29 tane çocuk öldürmüşsün? 12 aileyi babasız bırakmışsın, gençlere uyuşturucu içirmişsin, yeni doğan bebeklerin vücuduna şırınga ile deterjan vs. aşılayıp zehirlenmesini sağlamışsın toplam 117 kişiyi öldürmüşsün. Kız çocuklarını tecavüz ettirmişsin. Cidden bu kadar iğrenç olduğuna inanamıyorum. Demir sen devam et biraz daha devam edersem şimdi bunu öldüreceğim"
