4

5.7K 201 6
                                    

İçimdeki o kötü his için dualar edip, timime döndüm ve planın üstünden geçtik. Bi zaman sonra pilot bana seslendi
"Komutanım burdan ilerisine gidemiyoruz atlaya bilirmisiniz?" Diye sordu.
"Atlarız biz tim herkes hazırsa teker teker atlıyoruz anlaşıldımı?" Hep bir ağızdan
"Emredersiniz Komutanım!" Dediler ve atlamaya başladılar en son ben atladım ve
"Herkes sağ salim indimi?" Diye kulaklıktan seslendim.
"Evet Komutanım hepimiz sağ salim indik" deyince onayladım ve Alper Komutanıma seslendim
"Nerdeyiz şuan Alper yüzbaşım ne kadarlık bi zaman var?"
"Komutanım şuan operasyon yapılacak yere 4 km falan var 1 saate varırız Komutanım" demesiyle harekete geçtik. Biraz zaman sonra emrenin sesi duyuldu
"Komutanım operasyon dan sonra artık bi yemek ısmarlarsınız artık" demesiyle
"Olm hiçmi doymuyon sen ya,aç da bırakmıyozki seni" diye söylendim. Bunu söylemekle bi şaplak sesi ve emrenin sitemli sesi duyuldu
"Komutanım niye vuruyorsunuz şimdi ne dedimki"
"Sus emre sus" dedi hakan. Ve yolun devamı sessiz geçti.

🦨🦨

Sonunda operasyon yapılacak yere varmıştık. Hepsi benim hareketimle hepsi durdu.
"Herkes ne yapcani biliyor demi mert ve rüzgar siz kendinize uygun yer bulun ve geçin diyerleri Samet hakan siz ikiniz sağ taraftan ilerleyin , Alper ve emre sizde sol taraftan başlayın , ben karşı timin yanına gidicem,erdem sende benle gel. Herkes anladı demi ne yapcanı Herkes gördüğü tüm itleri öldürüyor ve hepiniz birbirinize emanetsiniz kimse yaralanmıyor yaralanan olursa benden çekeceği var. Herkes anladımı" Hep bir ağızdan
"Anlaşıldı Komutanım!" Diye bağırdı ve yerlerine geçti.

Bende karşı timin yanına gittim. Erdemde hemen yanıma geldi. Karşı timden Furkan komutanın yanına gittim.
"Furkan Komutanım kaç kişi yaralı askerlerimizden" diye sordum
"3 kişi yaralı ve mühimmatımız az kaldı bitmek üzereydi iyiki yetiştiniz Arel Komutanım" dedi bende onaylayıp Furkana biraz mühimmat verip ateş etmeye başladım. Kulaklıktan diğerlerinin küfür ede ede vurdunu duydum,bunu her zaman yapıyorlardı
"Millet çeneniz çalıştığı kadar elinizde çalışsın" dememle emre
"Komutanım biz ikisininde çok iyi yapıyoruz merhaba etmeyin" demesiyle hafif bi tebessüm ettim ve itleri öldürmeye devam ettim. En sonunda çatışma durdu. Dürbünle etrafıma baktım ve temiz oldunu gördüm yinede her ihtimale karşı birileri etrafa baksa iyi olur bu yüzden konuşmaya başladım
"Samet, mert,emre ve Hakan siz etrafa bakın bakalım birileri varmı temiz mi diye" dedim ve onlarda mevzilerinden çıkıp etrafı gezmeye başladı bende o sıra
ayağa kalktım ve yaralı olan askerlerimizin yanına gittim ve yaralı askerlerin arasında kaani görmemle donup kaldım. En sonunda hareket edip kaanin yanında oturdum ve
"Kaan Komutanım beni duyuyormusunuz?" Dedim
"A-Arel Komutanım iyiyim ben endişelenmeyin diğerlerine bakın"
"Alper Komutanım karargahla iletişime geçin buraya helikopter yollasınlar ağır yaralılar oldunu söyle" dedim ve yaralı askerlerimize yardım ettik ve helikopterin geleceği yere ilerlemeye başladık. Biz vardıktan biraz sonra helikopter indi ve helikoptere bindik bi zaman sonra karargaha vardık. Ordan hızlı bi şekilde ağır yaralı olan askerlerimizi hastaneye yetiştirdik ve ameliyathane'ye aldılar. Kaanin ameliyathanenin orda beklemeye başladık. Kaana inşallah birsey olmaz eğer olursa ben yaşayamam. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Cemil babama döndüm
"Baba birsey olmaz demi. beni bizi bırakıp gitmez demi."
"O bırakamaz bizi kızım üzülme sen. Eğer bırakırsa onu yaşatıp kendi ellerinle öldürceni biliyor yani bi yerleri yemez merak etme sen." Deyip beni sakinleştirmeye başladı. Artık ağlıyordum ya bir şey olursa oda annem gibi bizi bırakırsa. Ama onu böyle yapanların kanını tabiki yerde bırakmadım, hepsini öldürdüm o itlerin, hepsinin canı cehenneme.
Biraz sonra kendimi sakinleştirip ağlamayı bıraktım. Karşımda bizim timden kisler vardı. Hepside oturmuş birinin çıkıp bir şey demesini bekliyor. Ben böyle düşünürken yanımda hareketlilik hissettim ve oraya döndüm gelen kaanin timinden Furkan komutan'dı
"Efendim Furkan"
"Şey Komutanım timimizden bir şehit var" demesiyle yutkundum.
Zorda olsa kim diye sordum.
"Üsteğmen yusuf şehit oldu Komutanım ve karısı şuan çok kötü bi durumda, hamile birsey olucak diye korkuyoruz konuştuk ama sakinleşmiyor, siz ilgilenirmisiniz dicektim." Demesiyle onu onayladim. 1 dakika işareti yapıp yanımızdan ayrildi ve birkaç dakika sonra yanında hamile olan Zeren ile yanıma geldi.
"Başımız sağ olsun"dedim oda ağlayarak
"Vatan sağolsun" dedi Hıçkırıklarının arasında bende yanına gidip sarıldım ve ağlamasına izin verdim bi süre, ağladıktan sonra ona dönüp
"Zeren hadi yeter bu kadar, ağlama artık hem bak minik bebeğe birsey olur. Ağlama böyle hem Yusuf'ta seni böyle görse üzülürdü. Hem senin dik durman lazım sen asker karısısın bunları bilerek onunla evlendin. Bunlar er yada geç olacaktı degilmi?" Dedim. Oda kafa sallayıp göz yaşlarını silip dik durmaya çalıştı ve
"Evet ben bunları bilerek asker karısı oldum.boşuna olmadım ben asker karısı. o itleri mutlu etmiycem ağlayarak. " Dedi küçük bi tebessümle
"Sende kaan Komutanımi bekliyorsun?"
"evet onu bekliyorum burda oda yaralanmıştı ağır gibi duruyordu inşallah sağ sağlim çıkacak burdan Yusufu şehit eden diyer itleri öldürcek daha o" dedim tebessüm ile.
"Hadi sen ailenin yanına git daha fazla burda durma bebeğe birsey olmasın. Eğer bir şey olur yada ihtiyacınız olursa beni araman yeter. numaram var zaten sende" dedim
"tamam ararım birsey olursa sende beni haberdar et birşey olursa tamammi"
"Tamam tamam ederim merak etme sen hadi git bakalım hatta dur hakan sen Zeren'i bırak hadi koçum" dedim son cümlemde Hakan'a bakarken. Oda başını sallayıp zerenin yanına gitti ve koluna girip onu götürdü. Bende cemil babama döndüm. Lan o yanındaki benim biyolojik ailem degilmi. Benmi yanlış görüyorum yoksa. Off bunlar nerden tanışıyor ki neyse öğreniriz şimdi. Cemil babamın yanıma gittim ve biyolojik aileye baktım ve
"Niye gelmiştiniz?" Diye sordum.
Orhan beyde
"Cemil albayka önceden tanışıyoruz yanında olmak icin gelmiştik ama sen niye buradasın?" Diye sordu tam cevap vericekken abi kişisi birsey söyledi-ben hala bunların ismini bilmiyorum- "kesin sevgilisi falan o yüzden buradadır" demesiyle sinirlendim taktılar olm bunlar benim sevgilimin olup olmamasına
"Ne diyon olm sen ne sevgilisinden bahsediyon,yok benim sevgilim falan,taktınız iyice ha sevgili işine yeter "diye bağırdım artık sabahtan beri bi diyeri bi o yeter derin derin nefes alıp verdikten sonra Orhan beye dönüp
"sizin sorunuza gelirsek kaan benim herseyim ailem oldu bu zamana kadar o yüzden burdayım ait olduğum yerdeyim"
son cümlemi abi kişisine bakarak dedim. Bozulmuş bi şekilde bana baktı bende ona göz devirip cemil babama döndüm.
"Baba istersen sen eve dön yoruldun iyice daha fazla yorulma burda hem biz buradayız"
tam itiraz edecekken
"itiraz kabul etmiyorum sen eve gidip dinleniyorsun bende burda birsey olursa sana haber veriyorum"
zor bela cemil babamın ikna ettikten sonra bizimkilerin yanına gittim ve oturaklara oturdum yaklaşık bi yarım saat sonra ameliyathanenin kapısı açıldı ve doktor çıktı. Hemen doktorun yanına gidip sorular sormaya başladım
"Kaan nasıl iyimi nolur iyi olsun"
diye sorarken doktor konuşmaya başladı "Kaan bey iyi merak etmeyin çok fazla kan kaybetmiş ama kan tahliyesine bulunduk şuan normal odaya Alıcaz"
demesiyle çığlık atıp yanimda olan Alper abiye sardım oda beni döndürüp yere indirdi herkes rahatlamıştı biz bunca yıl beraberdik kaanla farklı timlerde olsakta biz hepimiz birbirimizin ailesiydik. Kaan normal oda alınmıştı bizde odanın önüne geldik etrafa baktığımda Orhan beyleri gördüm yanlarına gittim ve
" siz gitmediniz mi? Ben siz gittiniz sanmıştım"
"Yok gitmedik biz kaan'in çıkmasını beklemiştik "
"Kaan iyi şuan sizde yorgunsunuzdur evinize gidip dinlenin"
"Tamam gideriz ama Aral gelecekti o kalsın bari yanınızda"
tam itiraz edecekken
"itiraz kabul etmiyorum kızım bu zamana kadar seni koruyamadik kollayamadik bu saatten sonra sana yardim edelim seni mutlu edelim senle ilgilenmemize izin ver "
"Peki tamam olur"
deyip kaanin odasına gittim herkes ayakta durmuş konuşuyorlardı duyduğum kadarıyla rüzgara kaan'ı anlatıyorlar onlar orda konuşurken aklıma cemil babama haber vermediğim aklıma geldi ve aradım
"Alo baba"
"Noldu Arel kötü birseymi oldu"
Diye tek nefeste konuştu
"Yok baba kötü birsey olmadı senin paşa oğlun ameliyattan çıktı normal odaya aldılar turp gibi oğlun Turl senden benden iyi sadece şuan uyuyo uyanmadı daha"
"Ohh şükür ya iyi tamam ben geliyorum bu sefer sen itiraz etmiyorsun" dedi otoriter sesiyle görmesede tebessüm edip
"Tamam baba" dememle telefon yüzüme kapatılması bir oldu. Telefonun yüzüme kapatılmasından nefret ederim ama bende birazcık yapıyor olabilirim
birazcıkmi tamam biraz fazla olabilir eminmisin biraz fazla olduna hep öyle yapiyon
sen nerden çıktın ya yoktun uzun zamandır ortalıkta geldiğin yere geri git bakim
tamam be gittik ama bi daha ararsin sen beni derde benim bu sesim diye o zaman da ben gelmem
tripmi atıyor bu bana neyse,bizimkilere dönüp
"iyi hafi bakın kaan iyi sizde karargaha gidin orda biraz dinlenin yoruldunuz burda iyice" dememle Samet abi kaşlarını çattı ve "iyimisin sen Arel ne yorulmasi bundan daha kötü şeylerde yaşadık farkındaysan biz bunla yorulmayiz hem" demesiyle onlara tebessüm ettim ve
"Tamam ama kaan uyanınca gideceksiniz oki"
"okeeeyy komutan okeyyy" dedi mert.
"ha burada ben bizimkini tutamadım yine geliyo"
"Ne bekliyorduk evde öylece oturmasını falanmi" dedi hakan
"yioo"dediler bir ağızdan. Daha sonra herkes kendi arasında konuşmaya başladı, bende kaan'in yanına gidip elini tuttum.
Ya sana birsey olsaydı napıcaktım ben he kaan hadi beni geçtim baban cemil babam çok kötü olur daha hala oda Nuray annemin ölümünü kaldırmış değil hala bide üstüne seni kaybederse ben onu toplayamam toparlanamaz geri bu halini alamaz. Bende kendimi toparlayamazdım kaan biz senle neler yaşadık aştık beni bırakıp gidemezsin. Sen benim ilk ailemsin ben sensiz yaşayamam. Iyiki beni, bizi bırakmadın bana sevgiyi şefkati hep siz öğrettiniz sizsiz ben bi hiçim.
Tuttuğum ele hareketlenmeye başlayınca hemen kafamı kaldırıp kaana baktım. "Nasılsın? ıyimisin? Dur doktoru çağıralım kerem doktoru çağır" dedim tek nefeste
"Hey sakin ol iyiyim ben" dedi kaan elimi sıkarak gülümsedim ona bakarak oda kollarını açtı bana gülümseyerek bunun anlamı gel sarılalım demekti tabi bende hemen yarasına dikkat ederek hemen sarıldım o sıra kapı çaldı ve içeri içeri önce doktor onun peşine cemil babam ve kerem gelmişti. Doktor;
"hastamiz uyanmış nasıl hissediyorsunuz kaan bey?"
"Ben iyiyim kendimi iyi hissediyorum. Ne zaman çıkarım hastaneden?" Diye sorunca ona dönüp
"Ne çıkmasından bahsediyon kaan sen daha yeni ameliyat oldun da uyandın sen farkındaysan ölümden falanda döndün yat yattığın yerde benim sinirimi bozma" diye bağırdım. Doktor da benim peşime
" bugün gözetim altında olun yarın çıkarsınız" dedi daha sonra birkaç şey daha dedikten sonra odadan çıktı. Cemil babam gözleri dolu dolu kaan'in yanına geldi ve önce sarıldı sonra elini tutup konuşmaya başladı
"Bian annen gibi bizi bırakacaksın sandım ne kadar korktum haberin varmı senin aslan oğlum bir daha böyle yapmak yok dikkat ediyorsun eğer bi daha böyle olursa önce ben seni öldürürüm daha sonra Arel seni öldürür bu onlarin seni vurmasına benzemez bak he " diye soylendi. Hepimiz onları tebessümle izliyorduk. Cemil babamın bunu dalgaya vurarak dediği çok belli oluyordu. Biraz zaman geçtikten sonra bi daha konuşmaya başladı cemil babam
"Bizi Cidden çok korkuttun,bizi bıraktın sandım, annenin yanına gittin sandım, bi kayıp daha kaldıramam oğlum annenin ölümü hala gözlerimin önündeyken senide kaybedersem çok kötü olurum yapma bunu bize" bunları söylerken tutmaya zorladığı o göz yaşları teker teker intihar etti. Babamı en son ne zaman ağladını hatırlıyorum Nuray annemin şehit olmasında ağlamıştı ,onu kurtaramadı diye kendini hırpalanmış tı falan en son o zaman ağlamıştı bide şimdi çünkü kaan hiç bu kadar ağır yaralanmamış tı. Hepimizden fazla cemil babam etkilenmisti Nuray annemin ölümünden. Ben hemen size anlatayım nasıl öldüğünü. Cemil babamlarin yakalamaya çalıştığı bi terör örgütü vardı bu itler Nuray annemi kaçırmışlar 1 hafta boyunca Nuray annemi her yerde aramıştık dağlarda taşların altına falan ama bulamamıştık karargahta otururken birden ekrandan bi görüntü açıldı ekranda Nuray annem vardi ve yüzü gözü kan içindeydi daha sonra ekrana itlerin başı olan kişi geldi ve Nuray annemin başına silay dayadı ve birseyler söylemişti tabi ben o sıra sadece silah ve Nuray anneme odaklandığım ne dediğini duymamıştım ve birden silah patladı ve Nuray annemin orda can vermişti.tam o sıra zamanı durdurmak istemiştim Birkaç saat sonrada karargaha Nuray annemin cesedi gelmişti çok kötü olmuştuk hepimiz cemil babamı toparlamak çok zor olmuştu. biz tabi o zamanlar 18 yasindaydik. Ne kadar cemil babam kendini suçlu hissediyorsa bizde kendimizi kötü hissediyorum bizim de suçumuz vardı bulamamıştık annemi yurtdışında biyere götürmüşler annemi tabi bunu acısını tabi çıkardık annemin kanını yerde bırakmadık o iti bulmuşlardı bizde gittik ve onu bizde biraz dövmüştük babaları zor bela ikna edip ondan sonra ztn geri gelmiştik ve biz kaanla o günden sonra daha fazla hırs edip en iyi askerlerden biri olduk ikimizde tek başınıza dağlara gizli görevlere çok gideriz ve bi şansımız vardır orda ben gölge ,kaan ise fırtınay'di. Nuray annem bizle gurur duyardı bu halimizi görse ama olması o itler yüzünden neyse düşüncelerimden ayrılıp konusmayi dinledim bi süre sonra kaan acıktığı için kafeterya'dan yiyecek birseyler almaya çıktım kapıyı açtım ve karşımda birini gördüm.......
.
.
.
.
.
Bölüm nasıldı bu aralar fazla yeni bölüm atamiyorum kusura bakmayın. yazım hataları olabilir. Bu bölümü yazarken az daha ağlıyordum çok duygusaldı. Kaanin annesini ölüm hikayesini yazarken hele çok fazla ağlamak istedim neyse yorul yapmayı fln unutmayın canlar bi dahaki bölümde görüşürüz...
1995 kelimeee en uzun bölüm buydu bu arada

ASKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin