🎐 Kurdu, Kurdunu Kendine Eş Seçmişti 🎐

164 21 21
                                    

Herkese selam, nasılsınız?

Bu bölümde bol bol zaman atlaması var, bazen günler, bazen haftalar bazen de aylar atlattım. Uzun uzun yazmayı düşündüğüm bazı sahneleri üstten geçtim. Yoksa kitapta geçmek istediğim kısıma geçemeyeceğiz.

Hafta sonuna yetiştiremediğim için üzgünüm. Medyaya da şarkı eklemedi Wattpad bir türlü.

Kontrol ettim ama varsa yazım yanlışları ve hatalar için üzgünüm. 🖤

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. 💫

İyi okumalar. 🌻

•》💠《•

"Bölüğümüz sizin taburunuzla birlikte Silla'ya doğru yola çıktılar. Komutan Jung ön bir inceleme de bulunmak, büyük oranda düzenlemeyi tamamlamak istedi."

"Biliyorum, bunu onunla istişare etmiştik. Biz oraya gittikten sonra da peşimizden General Min gelecek. Onları ilk önce yoracağız, daha sonra onları geri çekildiğimize inandıracağız. Onlar kazandıklarını düşündüğü anda tekrar en ağır şekilde saldıracağız. Bu şekilde şehir düşmüş olacak. Baekje'den yardım istemeyi düşünmeyecekler, akıl ettiklerinde ise ellerinde bir krallık kalmamış olacak."
Prens Kim önündeki haritadaki bölgeleri kılıcının ucuyla göstermişti. Kral Jeon da onu dikkatle dinlemişti. Ben haritayı görmüyordum ancak ağızlarından çıkan her bir kelimeyi dikkatle dinliyordum.

"Komutan Jung ve Komutan Han'a köyleri ele geçirmeye başlamaları için talimat verebiliriz. Onlar bu noktaya kadar ilerlediğinde..." parmağını belirli bir nokta üstünde daire çizmek için kullanmış, ardından elini tamamen çekip deniz yolundaki güzergahı göstermeye başlamıştı. "General Min o zamana kadar denize demir atmış olur. Biz onları biraz da bu iki noktadan hırpaladıktan sonra geri çekilmeye başlarız." babamın gösterdiği kıyıları gördükten sonra eski yerime geri dönmüş, dinlemeye devam etmiştim.

"Ardından takviye ekiplerimizle karadan, General Min de denizden çıkarma yaparak en ağır şekilde saldırır ve Silla'yı ortadan kaldırırız." Prens Kim babamı onayladıktan sonra birkaç ufak ekleme yapıp haritayı ortadan kaldırmıştı. İçkisini bir kerede dikmiş, boş bardağı masaya geri bırakmıştı. "Bu süreçte aynı zamanda da nişan hazırlıklarını tamamlar, Silla'yı almanın mutluluğuyla eşsiz bir nişan yaparız. Size olan hediyelerimizi almışsınızdır, sizi memnun etmeyen bir şey var mı?"
Prens Kim'in donuk bakışları birden tarif edemediğim bir hâl alıp boş bardağa henüz yeni getirilen şarabı boşalttı.

"Hepsi birbirinden güzeldi Kral Jeon . Cömert hediyeleriniz için teşekkürler ederiz. Bizim hediyelerimiz de General Min ile gelecek. Onları sizlere sunmak için can atıyorum." bakışları saliselik de olsa beni bulduğunda gözlerimi üstünden çekmedim. Onun hakkında ne düşüneceğimi bilemiyordum. Geldiğinden bu yana aramızda iki kelam geçmemişti. Ancak her an onunla bir münasebet içindeydim. Kısa kısa da olsa bakışları üzerime değiyor, anlamını bilmediğim ifadelere maruz kalıyordum. Kimi zaman gözlerini hemen geri çekiyor kimi zamansa biraz daha bakıp benle ilgisini öyle kesiyordu. Demek istediği bir şey olduğunu düşünüyordum. Ancak bu düşüncemi de fırsatı olduğu halde yanıma gelmeyişi çürütüyordu. Benim de yanına gitme gibi bir düşüncem yoktu. Belirsizlik içinde geçiyordu günler.

Savaş hazırlıkları tamamlanmıştı nihayet. Ordunun pek azının sığabildiği geniş alanda Kral Jeon ve Veliaht Prens Kim ihtiraslar dikiliyor, kalabalığın sakinleşmesini bekliyorlardı. İkilinin arkasında ise biz Jeon hanedanının diğer üyeleri bulunuyor, yapılacak olan konuşmayı bekliyorduk. Çok geçmeden Kral Jeon sus emrini vermiş, konuşmasını başlatmıştı. Neler dediğini idrak edemeyecek kadar doluydu zihnim. Prenses Jeon ile yan yana durmak aklıma yaptıklarını getiriyor, parçaları birleştirmeye uğraşırken başka şeylere odaklanamıyorum. General Min'e yazdığım mektubun cevabı da gelmişti. Bunun öncesindeyse Prenses Jeon şişenin kaybolduğunu öğrenmiş olacak ki sarayın altını üstüne getirmişti. Prens Kim'in ona hediye ettiği kolyesini kaybolduğunu öne sürmüş, her yeri herkesi artmıştı. Şişeği bulamadığı her geçen gün yüzü daha da asılmış, sevimsiz bir suratla dolanmıştı ortalıkta günlerce. Kolyesi yerli yerindeydi. Saklamak amaçlı kolyeyi boynuna takmış, hanbokuyla örterek görünmemesini sağlamaya çalışmıştı. Ancak bunu becerememişti.

Dynasty: Bloody Love●TkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin