My True Alpha // Jenlisa

Bölüm 27; Disco disco, party party.

Üzerime ceketimi de geçirerek aynada kendine baktım. Bu parti için hâlâ içimde garip hisler vardı. Sanki bir şey olacak da bir sorun çıkacak gibiydi.

Sıkkın bir nefes verip yatağıma oturdu. Aynada yine kendime baktım. Acaba gitmesem mi ? Ama bizim ekip gidecekti. Onları yalnız bırakamazdım. Kalbimdeki bu sıkıntı dünden beri geçmiyordu. Belki de Jennie ve Kai olayını içimde fazla büyütmüştüm. Bu da bana zarar veriyordu.

Derin bir nefes verip ayaklandım, yapacak bir şey yoktu. Kabanımı da alarak aşağı indim. Bizimkileri önden yollamıştım, zaten Jisoo da Roséyle gidecekti. Annem ise yine hastanedeydi.

Of.

Çıkmadan önce sehpadan motorumun anahtarını aldım. Muhtemelen Jennie de orada olacaktı ve bu 1% olan gitme isteğimi de 0'a indiriyordu. Onunla yeniden tartışmak istemiyorum. Yoruldum gerçekten. Bana inanmak istemiyorsa kendisi bilirdi.

Yol boyunca aklımda bu düşüncelerle birlikte parti yerine geldim. Müzik sesleri mahalleyi inletecek kadar yüksekti. Daha 3 ev ötedeyken bile müzik seslerini duyabiliyordum ve yüksek sesten nefret ederdim.

Kapıyı çaldığımda Seulgi gülerek açtı. "Hoş geldin Lisa, geç." Galiba ben en son gelenlerdendim. Çünkü herkes buraya toplanmış gibiydi. Ellerinde içkileriyle, müzik eşliğinde dans ediyordular.

Gözlerimi evde gezdirdim. Bizimkileri arıyordum. Sonunda bana doğru el sallayan ikiliyi gördüğümde gülümsedim. Yoongi ve Samdi. Jacob ve Jisoo da onların yanındaydı.

"Neden geç geldin ?" Jacob kolunu omzuma atarak sordu. Ben de elimi beline yerleştirdim. "Gelmek istemiyordum."

"Dünden beri nedense canın sıkkın." Sam de anlamıştı bunu. Aynı evde yaşadığımıza göredir belki de.

"Neden ? Bir sorun mu var ?" Jisoo'nun sorusuna kafamı iki yana salladım. Hiçbir sorun yoktu. Nedensizce böyle oluyordu ve bu canımı daha çok sıkıyordu.

Gözlerimi mekanda gezdirirken kenarda durmuş Kai ile gülen Jennie'yi gördüm. Bakışlarımı fark etmiş olacak ki, gülmesini durdurarak bana baktı. Onunla bu kadar eğlenmesi neden kalbimi bu kadar kırıyordu ? Belki de bana inanmaması, benim şu anda üzgün olmam ve onun bu kadar eğlenmesi beni kırıyordu.

"Sana bir içki getireyim." Yoongi yanımdan ayrılarak içkilerin olduğu yere doğru ilerledi.

Jennie ise onlarla konuşmayı bırakmış bana bakıyordu. Ben de gözlerimi kaçırmadan ona bakıyordum. Bir an gözlerim yanında duran Kai'ye kaydı. Pişmiş kelle gibi sırıtarak bana bakıyordu. Ağzına bir çarpacağım şamar oğlanı gibi yatacaktı iki seksen.

Çatık kaşlarımı farkeden Jennie hızla arkasını döndü. Kai yüz ifadesini o kadar hızlı değiştirmişti ki, Jennie bunu görememişti.

Orospu çocuğu!

Bu sefer çatık kaşlarla bana bakan Jennie'ydi. Tabii ki yine ben yanlış olmuştum. Yoongi'nin bana verdiği içkiyi tek seferde kafama dikmiştim. Boğazım yanarken yüzümü buruşturdum.

Bunu nasıl içiyordular ki. Jennie yüz ifademe gülerek bakıyordu. Ona gözlerimi devirerek bardağı Jacob'a uzattım. Gülerek elimden aldı ve yanına koydum. Güldüğü için tek kaşımı kaldırarak ona baktım. Hızla ifadesini düzeltmişti.

Aferin.

Jennie'nin gülme sesini duyduğumda ona baktım. Gülerek bana bakıyordu. Yüzünde yine her zamanki sakızlı gülümsemesi vardı. Benden başka kimseye o şekilde gülsün, o sakızlı gülümsemesini göstersin istemiyordum. Sevdiğim insanları paylaşmağı sevmezdim. Ayrıca neden paylaşayım ki ? Onlar yemek mi ?