Zorunlu şekilde merkeze yani Centreal park'a indik, helikopterin kapısı gıcırtılı bir sesle açıldı ve pervaneler durdu. Güneş ışığı o an gözlerimizi aldı ama kendimize gelemeden iki Anka helikopterin yanından fırladı ve bizi yere savurdu ardında aralarında bağırıştılar ve altı yedi Anka daha geldi ve bizi kaldırıp yaka paça bir çadıra sürüklemeye başladılar. Etraftaki diğer Ankalar ise silahlarını bize doğrultmuş şekilde bekliyor ve kaçamayacağımızdan emin oluyordu.
Luthor ve ekibinin helikopteri de o anda yere indi ve Ankalar durdu. Luthor helikopterden elinde bir tabanca ve arkasında özel Anka timi ile indi ve hepimize haşimle, nefretle ve utançla baktı. "Siz ne halt ettiğinizi sanıyorsunuz? Kendinizi çok mu akıllı sanıyorsunuz? Ama durun ben size söyleyeyim "Hayırrr". Sizler daha başını çaresine bile bakamayan ergenlersiniz o kadar!" Luthor her cümlesinde daha kabalaşıyor ve saldırganlaşıyordu. Bağırmaktan ve tabi çok kızgın olmaktan dolayı da kulakları ve suratı kızarmıştı.
"Siz veletler, hepiniz için çok çaba sarf ettik. Sizleri hep önemsedik. Ama siz yıllar süren planı mahvediyorsunuz. Burnunuzdan büyük işlere kalkışıyorsunuz.
Hele hele sen! Bunların başındaki sendin biliyorum. Her şeyin sorumlusu sendin ama en önemli parça da sensin. Senin uğruna çok kayıp verdik ama buna değmez mişsin!"
"Sen ne demek istiyorsun ha? Ne kayıbından bahsediyorsun? Ben ailemi, arkadaşlarımı, dostlarımı kaybettim, sırf hayatta kalabilmek için! Peki sen! Bunu da ben sana söylüyorum "Sen Ankayım diye gezinen bir budalasın! Bize o kadar laf söylüyorsun ve bağrıyorsun ama birkaç çocuğu kontrol edemiyorsun, bir de üstüne o çocuklarla laf dalaşına giriyorsun." Anladın mı beni. Hem ne planından bahsediyordun sen?".
"Sizler, sizler hepiniz özellersiniz, hepiniz o yaratıkların salgıladığı ve etrafa hızla yayılan mikroorganizmalara bağışıklıklısınız bu yüzden dünyanın dört bir yanında bu proje başlatıldı. İnsanlar evlerden toplanıp eğer bağışıklılarsa sığınağa girecekti ama sonunda o BAYOS ve bilim insanları panzehiri ve aşıyı bulup zengin insanlara sattı ve bu da sığınağın bileti oldu. Bizler yani gerçek bağışıklıklılarsa Anka Projesinden atıldı ve proje yoldan çıktı. Biz de sizin gibileri toplamaya devam ettik. Sen çocuk!"
Ve beni işaret etti.
"Seni almaya, kurtarmaya geliyorduk ama onlara çalışan devlet askerleri sizi çoktan bulmuştu. O an hiçbir şey yapamazdık! Müdahale edemezdik çünkü esas o zaman fark edilir ve gizliliğimizi kaybederdik! Anne ve babanın ölümünü biz istemedik! Onlar senin için kendi..."
Beni ve arkadaşlarımı tutan Ankalara baktım. Hepsi rahat ve uslu köpekler gibi sahiplerini dinliyordu. Kendimi tutamadım ve Luthor'un üstüne atladım daha doğrusu atlayamadım. Ankalar bir anda beni tuttu ve surat üstü çimlere yapıştırdılar beni, artık etkisiz hale gelmiştim. Ankalar bileklerimi kavradı ve suratıma bastırdı. "Onların ölmesini ben istemedim ama bu olmak zorundaydı." Ve Ankalar benim bileklerimi gevşettiler, onlara bu andan sonra bir daha saldırmayacağımı biliyorlardı.
"Bakın genşler! Hepimiz sadece hayatta kalmak için savaşıyoruz ama buradaki kampımız fazla dayanmaz zaten BAYOS ta yerimizi öğrendi eğer yüzeyde kalırsak BAYOS bizi robotları, askerleri, bombaları, uçak ve tanklarıyla yok eder ve bundan kaçışımız olmaz."
Bir Anka konuşmaya dahil oldu "Ama enfeksiyonlular yüzeye çıkmakta zorlandıklarından hepsi ayaklarımızın altındaki metro ve kanalizasyonlarda eğer inersek iğne atsan enfeksiyonlulardan yere düşmeyecek bir tuzağa düşeceğiz." Sinirden yumruklarımı sıktım ve öne atıldım. "Begüm yüzeyde yani onların elinde yukarıda kalmalı ve bize saldırmalarını beklemeliyiz sonra da bir başka ekip savunmasız kalan sığınaklarından Begümü kurtarır..." Luthor hemen cevap verdi ama bu gittikçe sinirlerimi bozuyordu çünkü ona karşı koyamıyordu, kontrol bende değildi ve o bende hem emir komuta zincirinde üstte hem de fiziksel olarak benden güçlüydü. "Bak eğer senin fındık aklına uyup oraya saldırırsak sığınak zarar görür, bizim derdimiz sığınaktaki masum fakat zengin insanlarla değil bizim derdimiz BAYOS'la. BAYOS un ordusu bizi anında yok edebileceğinden dolayı metrolara sığınmalıyız ve saklanmalıyız. BAYOS'un zırhlı araçları, güdümlü füzeleri ve hava araçları olmasa sadece robot ve askerlerle enfeksiyonluların arasına kesinlikle gitmez... O kadar salak değil."
"Ama biz, doğrusu sen Luthor, salağın önde gidenisin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA yok oluş
Science Fictionİnsanlığın yok oluş ile imtihanında büyük bir hayatta kalma savaşının ortasında kalmış bir grup genç ve onların hayatta kalma, insanlığı koruma ve medeniyeti tekrar kurup enfekte olmuş yaratıklara karşı mücadelesinin öyküsü... ANKA