Evet dün sabah atacağım bölümü simdi atıyorum ama olsun. Depremden etkilenen herkese çok geçmiş olsun diyorum. Umarım iyisinizdir😿
__________________________"Ben doğru mu gördüm? Az önce noldu?" Chang Jisung'un atak geçirdiğini bilmediği için şaşkındı. Ben Jisung'u öperken o da peşimiz sıra yürüyen merdivene biniyormuş. O arada da görmüş bulunmuş.
"Bir şey olduğu yok Chang. Atak geçiriyordum. Sakinleşmem içindi."
"Oh anladım. Daha iyi misin şimdi?"
"İyiyim. Jeongin sayesinde. Artık gidelim mi?" kafamızı salladık.
Avmden çıkıp arabaya doğru yürümeye başladık. O sırada bir arabanın altından yavru bir kedi çıktı. Onu görür görmez kucağıma aldım. Çok tatlıydı. Koşa koşa Chang ve Jisung'un yanına gidip kediyi gösterdim.
"Ya çok şeker bir şey bu." Jisung kediyi sevmelere doyamıyordu.
"Ji'ye katılıyorum. Aşırı tatlı." Chang Jisung'a Ji diyordu artık. Herkese ismini kısaltıp söylemez. Demek ki sevmişti onu. Bende herkese adını kısaltıp söylemezdim. Çok yakın olduklarıma sadece. Sanırım Jisung'a artık bende Ji diyecektim. Artık o da bizden biriydi.
Kediyi de alıp eve doğru yola çıktık. Yine bir sessizlik çökmüştü arabaya. Bu sessizliği bozan kucağımdaki kedi oldu.
"Eve geçmeden bir veterinere mi uğrasak? Daha iyi olur sanki." Chang arabayı bizden cevap almadan yakınlardaki bir veterinere doğru sürmeye başladı.
Veteriner de kedinin kontrollerini yaptırdık. İyi gözüküyordu. Gerekli malzemeleri de almamız gerekiyordu. Hep beraber kedi için bir şeyler seçtik. Hepsi ya pembe ya da mordu. Kedi kız olduğu için onu aşko kuşko yapmak istiyormuş Chang. O yüzden ne kadar süslü püslü şey varsa aldık sanırım.
Ji'yi evine bıraktık. Arabadan inerken bir kez daha teşekkür etti. Bizde eve geldik. Kedinin eşyalarını nereye koyacağımıza karar veremeyince benim odamın önüne koyduk. üst katta en sondaydı benim odam. O yüzden o boşluğu da doldurmuş oluyordu.
Kediyi banyoda bir güzel yıkadık, kuruladık. Tasmasını da taktık. Pembe taşlı olanı. Çok daha şeker bir şey olmuştu. Şimdi tek yapmamız gereken ona isim bulmaktı.
"Bence Bıdık olsun.""Ne Bıdık'ı Chang. Hani aşko kuşko olacaktı." güldüm.
"Doğru ya. Prenses olsun o zaman. Ya da Lia falan."
"Lia güzel. Cidden Lia olsun mu?"
"Olsun. Bende beğendim. Sende beğendin mi kızım." Chang eliyle Lia'nın burnunu okşamıştı. Lia da ona sırnaşmıştı.
İnstagram'a atmak için Lia'nın bir fotoğrafını çektim. Uzun süredir telefona bakmadığım için bir sürü bildirimle dolmuştu. Onlara aldırış etmeden instaya girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ineffable-Jeonglix
FanficDemek ki sende sözünü tutamıyorsun. Olsun. Bizim hikayemizde buraya kadarmış. Yaşattığın güzel zamanlar için teşekkür ederim. İlk ve tek sevgilim. [angst] #1 ineffable🙏🏻