you can count on me /zhongchi/

21

- Kaeya'ya ne girsin?

- Kaktüs?

- Doğru!

- Şike var amına koyayım. Art arda bu kadar çok kelime bilemez.

- Niye, sevgilin salak mı?

- Kaeya?

- Ya valla öyle demek istemedim. Yordun beni Ajax.

1,5 saattir benim evimde tabu oynuyorduk ve iki takım da baya yakın puanlara sahipti. Şu anlık Albedo ve ben kazanıyorduk ama hırsı gözlerinden okunan Kaeya ve biricik sevgilimin(?) takımından da tırsmıyor değildim.

Süre dolduğunda kartları bıraktım ve Zhongli'nin yanına oturdum. O sırada Albedo da yasaklı kelimeleri söyleyip söylemediğini kontrol etmek için Kaeya'nın yanına geçti.

- Kumu ters çeviriyorum bak.

- Çevir.

Çevirmemle beraber Kaeya kelimeyi açıklamaya başladı.

- Ajax neyi izlerken şekilden şekle girer?

- Korku filmi.

- Doğru.

Bu şekilde 4 kart bilmişti Zhongli. 1 kelime fark ile kazanmıştık. Bilerek mi yapmıştı yoksa gerçekten bilememiş miydi bilmiyordum, ki o an umurunda da değildi.

- Kaeyaaa. Bizim bi iddia vardı sanki.

- Siksen yapmam.

- Hm?

- Oyunbozanlık mı yapıyorsun sevgilim?

Kaeya yenilginin getirdiği sinirle yukarı doğru çıktı. Bugün birlikte alışveriş merkezinde buluştuğumuzda, kadın reyonunda gördüğümüz kırmızı elbise ile aklımıza gelmişti iddia. Alışveriş merkezinden herhangi birimizin evine geçecek, yazı turayla oyunu seçecek ve kaybeden kişi o elbiseyi giyecekti. İddia Kaeya ve benim aramda olsa da oyuna Zhongli ve Albedo'yu katmıştık, ki böyle çok daha iyiydi.

Birkaç dakika sonra duyulan homurtularla beraber merdivenin başından Kaeya göründü.

Yavaşça merdivenlerden inerken gülmemek çok zordu. Utana sıkıla yanımıza geldi. Gözüm birkaç saniyeliğine Albedo'ya kaydı. Manzaradan memnun görünüyordu. Belki biraz kızarmıştı?

- Pekâlâ, tatmin olduysan değiştirmeye gidiyorum.

- İyi bari.

Hızlı hızlı merdivenleri çıktı.

- Hm, seni de böyle bir kıyafetin içinde görecek miyim bir gün?

Zhongli kulağıma fısıldadığında irkildim. Gerçekten bu tür şeylerden etkileniyor muydu? Bana sadece utanç verici ve saçma geliyordu.

- Belki bir gün?

Biz küçük konuşmamızı sürdürürken Kaeya geldi.

- Elbiseyi alıyor musun?

- Aynen Ajax, her gün onu giyeceğim. Niye alayım salak herif?

- Çok kırıcısın olmaz böyle.

- Bence biz artık gidelim, değil mi Kaeya?

- Gidelim.

Onlar giderken biz de koltuğa uzanmış öylece duruyorduk.

- Gelecekte ne yapmayı planlıyorsun, Ajax?

- Hm, bilmem. Hukuk okuyabilirim belki. Senin var mı bir planın?

- Tarih okumayı düşünüyorum.

- Tam senlik aslında. Nereden çıktı şimdi?

- Son sınıfız ve sınava çok az kaldı, biliyorsun. Niyetim seninle yakın üniversitelere gitmek. Ve eğer tabii istersen seninle aynı eve çıkmak istiyorum. Çok uzun zamandır bu konu hakkında düşünüyorum ve birbirimizi bu evreye geçecek kadar iyi tanıdığımızı düşünüyorum.

- Elbette aynı eve çıkabiliriz. Bu konuda açık biriyim, biliyorsun. Sınavdan sonra ev bakmaya başlarız, olur mu?

- Olur, kabul etmene çok sevindim.

***

ölmedim yaşıyorum 😉
bölüm kısa ve biraz garip oldu bilemedim
begenmissinizdir umarım tekrar okumadan atiyorum hatalarım olabilir