7

1.1K 114 98
                                    

- Evin ne kadar da büyükmüş.

Zhongli ile benim evimde kalma konusunda karar kılmıştık. Korktuğum başıma gelmemişti ki, Zhongli kötü bir tepki vermemiş, hatta anlayışla karşılamıştı.

Oyundan sonra ise Albedo ile Kaeya birlikte başka bir yere gitmişti.

Şimdi ise saat 19.00'a geliyordu ve Zhongli ile evime gelmiştik.

- Gereksiz büyük.

O, 3 katlı evi incelerken ben de ne yapabileceğimizi düşünüyordum.

- Yapmak istediğin bir şey var mı?

-  Hm, yok. Odanı görebilir miyim?

- Elbette, gel.

Odama giden merdivenleri çıktıktan sonra odamın kapısını açıp onu içeri buyur ettim ve kapımı kapattım.

- Odan daha büyük olur zannetmiştim.

- Bu kadarı bile abartıyken diğer odalardan birini almak istemedim.

Başını sallayarak onayladıktan sonra kitaplığıma yöneldi.

- Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu?

- Sevdiğim bir kitap.

Memnuniyet göstergesi olarak sırıttı.

- Beklediğimden çok daha farklı biri çıkmaya başlıyorsun, Childe.

- Nasıl birini bekliyordun?

İkimiz de yatağa oturup konuşmaya devam ettik.

- Bilmem, daha çok şımarık biri gibi gelmiştin gözüme ilk başta. Hiç beklemediğim kitaplar okuyorsun vesaire.

- Dışarıdan şımarık biri gibi göründüğümü bilmiyordum.

Mahcubiyet ile birlikte gülümsedim.

- Herkese değil.

- Bütün gün böyle şeyleri mi konuşacağız?

- Konuşmayalım da ne yapacağız onca saat?

- Aslında bildiğim bir uygulama var. Doğruluk mu cesaret mi gibi ama cesaret mi cesaret mi versiyonu. Ekrandaki butona basıyorsun ve sana rastgele bir görev veriyor. Eğer yapmazsan, sana, seni zora sokacak sorular soruyor. Her türlü boku yiyorsun yani.

- Zaman geçirmek için iyi bir uygulamaya benziyor.

- İndiriyorum o zaman?

- Tamam.

Telefonuma uygulamayı indirmem uzun sürmemişti. Uygama indikten biraz sonra oynamaya başlamıştık.

- Pekâlâ, butona basıyorum.

Başlayan kişi Zhongli olmuştu. Ona çıkan şey  'Tam karşında duran kişiye telefonunu 1 dakikalığına ver.'di. Oyunu sadece iki kişi oynadığımız için karşısına denk gelen kişi her türlü ben oluyordum.

- Yapacak mısın yoksa ceza sorusunu mu seçeceksin?

Cevap vermek yerine kilidini de açıp telefonunu bana verdi.

Telefonu ile ne yapacağımdan pek emin değildim. Mesajlarına bakmayı düşünmüyordum, fotoğraflarından da ne çıkacağından emin değildim. Telefonunun ayarlar kısmına girip parmak izimi telefonuna kaydettim. İleride bir işime yarayacağını zannetmiyordum, ki büyük ihtimalle veriyi silecekti fakat aklıma gelen en garip şey bu olmuştu.

- Al. İstersen silebilirsin.

'Önemli değil' dercesine kafasını sallayıp telefonunu yanına koydu. Sıra bana geldiği için butona bastım.

Bana çıkan şey 'Karşında duran kişiyi öp' idi.

you can count on me /zhongchi/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin