14

1K 96 97
                                    

childe:
kasimi patlattim ya

zhongli:
ne
bir bu kalmıştı zaten amk.
nasıl yaptın
çok acıyor mu bari

childe:
valla acıyor ya biraz
simdi şu sekilde yaptim
bugun kaeyalar falan geldi evime
boyle yere armut koltuk falan koyduk film izleyelim diye
iste oradayken ben biraz insanlik disi guldugum için
kasimi sehpanin sivri kismina geçirdim
oyle sey oldu yani

zhongli:
şaşıramıyorum artık
sizin evde sehpa bile yok, childe

childe:
iste eskiden vardı da kullanılmayan eşya/mobilyaları koyduğumuz odaya koymustuk
kaeyalar gelecek diye güzel görünsün istedim eski yerine koydum

zhongli:
sende var biraz salaklık

childe:
birazcık

zhongli:
kaşın patlayınca ne yaptilar

childe:
hastaneye gittik
dikis attilar
bir de bant gibi bir şey yapistirdilar üstüne
o bantın çıkarılısı cok acıtacak ya

zhongli:
okulda iki parmağını ve kolunu kirdin
eline civi girdi
2 kat merdivenden yuvarlandin
hepsinde de acımıyor dedin
şimdi sorunumuz bant mı sence.

childe:
değil mi 🤨

zhongli:
of childe of

childe:
ne childe ne
o bant nasil çıkacak senin haberin vsr mi

zhongli:
tükettin beni cidden.

childe:
kirildim
beni kırdın.

zhongli:
🤨

childe:
tamam kırılmadim aglama
bugun sinemaya gidelim mi

zhongli:
hangi film

childe:
aksiyon filmi

zhongli:
🙄

childe:
sensin be 🙄 emojisi
aksiyon filmi sevilmez mi zevksiz herif

zhongli:
korku veya bilim kurgu varsa vizyonda gidelim

childe:
korku var
saat 19.00'da var bi tek

zhongli:
iyi tamam
nerde

childe:
her zaman gittiğimiz avm'de

zhongli:
tamam

****

Film için evden dışarı çıktığımda saat 18.30'u gösteriyordu. İlkbahara girmiştik, hava artık daha geç kararıyordu. Zhongli ile tanışalı yaklaşık 3 ay kadar oluyordu. İlk zamanların aksine şimdilerde daha iyi anlaşıyorduk.

Evime yürüme mesafesindeki AVM'ye kısa sürede vardım. Zhongli beni bekliyordu. Hiçbir yere geç kalmıyor oluşuna her seferinde hayranlık duymaktan kendimi alıkoyamıyordum.

- Fikrimi değiştirdim.

Filmden bahsettiğini düşünüp bir anlık paniğe kapıldım. Hiç böyle yapmamıştı.

- Ne?

- O bantın çıkarılışı çok acıyacak.

Anlık gelen rahatlamayla beraber tuttuğum nefesimi verdim.

- Sağol, çok yardımcı oldun.

- Ne demek.

Yüzünde sadece bana gösterdiği, kendine has, muzip sırıtışı vardı. Sadece bana gösterdiği yönleri vardı. Son 3 ayda baya yakınlaşmıştık. Onu öfkeden deliye döndüğünde de, ağlarken de görmüştüm bu süre zarfında.

Ona olan hislerim git gide kendini belli etmeye başlamış, ben düşünmemeye çalıştıkça tüm zihnimi doldurmuştu fakat hala bunu dışarıya yansıtmamakta kararlıydım. Şu anlık.

- Kimi düşünüyorsun öyle? Daldın gittin.

- Seni.

Yalan söylememiştim aslında ama her zamanki gibi cümlemi dalgaya alıp güldü.

- Daha 20 dakika kadar vaktimiz var, ne yapmak istersin?

- Bugün hiç içmedim, bir yerde oturup kahve içelim istersen.

- Şu ara fazla kahve içmiyor musun sence de?

- Uyuyamıyorum pek.

Pek inanmış gibi görünmemesine rağmen üstelemedi. Eğer çok önemli bir şey olsa ona söyleyeceğimi bildiği için. Cidden söyler miyim, Zhongli?

- Tamam öyleyse, kahve alıp sinema salonunda bekleriz.

- Bana uyar.

Böylece kahve almak için her zamanki kahve dükkanına doğru yol aldık.

***

bu bölüm çok içime sinmedi ama olsun

childe'ın kas patlamasını kendimden esinlenerek yazdim bu arada 👍
o

bantın çıkarılısı cok acıyor.

you can count on me /zhongchi/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin