Love • 13

158 11 0
                                    

Şoföre parayı verdim.
"İyi günler."  gülümseyerek kapıyı açtım. Ayaklarımı yere indirerek ayağı kalktım ve kapıyı kapattım.
Araba yavaşça uzaklaşırken yağmur bastırmıştı ve kabanımla kafamı örtmeye çalışıyordum. Hızlıca koşmaya başladım.
Yağmur ve rüzgarın verdiği soğukluk bedenimi titretiyordu. Kapının önünde vardığımda diğer elimle dış kapıyı açtım ve diğer elimle kabanımı başımda tutarak hızlandım.
Kapının zilini çaldım ve bir süre bekledim.
Kapıyı Taehyung açmıştı. Gülüsmeyerek hemen içeri girdim, arkamdan kapıyı kapattı.
Koridordan geçmeden önce kabanımı astım, Taehyung arkamdan bana bakıyordu.
Astıktan sonra ona döndüm ve sarıldım.

"Nasıl geçti?" diyerek söze başladı.
"Çok güzeldi, her şeyi düzelttim." gülümsedim.
"Düzelttim derken? Kötü bir şey mi oldu?" şaşırmıştı.
"Hayır, sadece şuan mutluyum ve hayatımın en iyi anlarından biriydi. Şimdi bunun keyfini çıkarmak istiyorum." gülümseyerek kollarından ayrıldım. Elini tuttum.
Koridordan ilerleyerek mutfağa doğru yöneldim. Onu da arkamdan getiriyordum.
Biraz ilerledikten sonra mutfağa gelince elimi bıraktı ve masanın yanındaki sandalyeye oturdu.
Bu güzel yağmurda kahve yapacaktım.
Yağmurlu havalarda kahve içmeyi severdim.
Telefonumu ve cebimdeki şeyleri oturduğu masaya koydum ve malzemeleri çıkarmaya koyuldum.
"Sütlü içer misin?" Taehyung'a döndüm.
"Olur." buzdolabından sütü çıkardım.
Aslında biraz huzursuzdum çünkü Taehyung'a yalan söylemiştim. Ama bunu kötülük için yapmadım ki!
Tam tersine bizden uzak durması için yapmıştım her şeyi. 
Makinenin düğmesine basıp yanına oturdum.
"Benden bir şey mi saklıyorsun?"
Neden pat diye sordu?
"Hayır, neden?"
"Az önce mutluydun, şimdi gerginsin."
Bunu beklemiyordum.
"Yok, iyiyim bebeğim."
Ucuz atlattım.
Çok belli ediyordum sanırım.
Zorla gülümsemeye çalıştım.
"Kahve olmuştur." Yerimden kalkarak makineyi kapattım.
Fincanları alarak doldurdum. Yavaş hareket ediyordum çünkü hareketlerimden şüphelenmişti.

İki fincanı elime alarak masaya oturdum. Telefonuyla ilgileniyordu.
Bir süre ona öylece baktım. Bu adam benim kocam olacaktı. Hâlâ inanamıyordum.
Telefonu bırakarak bana gülümsedi. Dalgınlığım o an hemen uçtu gitti.
"Her şeyi organize ettim, iki gün sonra yeni hayatımız için uçacağız." Elimi yanağına koyup başparmağımla okşadım.
" 'Yeni hayatımız.' " diyerek vurguladım.
"Her şeyi geride bırakmak da isterdim." diyerek devam ettim. Gözlerim bir noktada dalmıştı.
"Keşke, ama senin gibi benim de burada değerli arkadaşlarım var." Elimi yanağından çekmiştim.
Gözlerimi gözleriyle buluşturdum.
"Arkadaşlarınla tanışmak isterim, Taehyung." Kahvemden bir yudum aldım.
"O zaman gitmeden önce son kez arkadaşlarımızı görelim, hem benim hem senin, olur mu güzelim?"
Gülümsedim.
"Olur." sevinmişti.
"Bu akşam bavul hazırlarız." Kahvesini yudumlamıştı.
"Evime de gitmem lazım, oradan eşya alacağım."
Evim, ailemden kalan tek şeydi.
Evlendiğimizde evim aynı kalacaktı, *eski hatıralar *olarak geçecekti sadece.
"O zaman kahvelerimiz bitince hazırlamaya başlarız."
Telefonumu elime aldım.
Saat 16.29'du.

Sahi, kızlara bahsetmemiştim evlenme teklifinden.
Fakat görme şansım olamadı ki, değil mi?
Kahvemi yudumladım, aklıma bir fikir gelmişti.
Neden herkesi eve çağırmıyorduk?
Zaten sürpriz olarak hep birlikte tatile gidecektik. Biletlerini almıştık.
"Taehyung."
"Hm?"
"Bence herkesi eve çağıralım, topluca. Hem kızlar da ben de birbirimizi tam olarak tanımış oluruz?"
Gözleri her yeri süzüyordu, sanırım düşünüyordu.
"Haklısın, daha eğlenceli de olur."
Gülümsedi.
Yerimden doğrularak boğazımı temizledim. "Kahven bittiyse bavul hazırlayalım mı?" eğildim.
"Hadi."

-

Arabadan indik ve kapıları kapattık.
Evime gelmiştik, birkaç parça kıyafet alacaktım.
Hava çok soğuk değildi, yağmur dinmişti.
Hava kararmadan hemen işlerimi halledecektim.
Anahtarla kapıyı açtım, Taehyung yanımdaydı.
Biraz karanlıktı, alt katın ışığını hemen girdiğim gibi kapının yanından açtım.
Kapıyı kapattım.
"Biraz soğumuş." dedi Taehyung.
"Evet, kaç gündür gelmedim."
Kabanımı çıkarttım ve Taehyung'un kabanıyla birlikte koltuğa fırlattım.
"İçecek bir şey istersen dolaptan alabilirsin." diyerek merdivenlere yöneldim. Telefonu çalmıştı.
"Yok, telefon görüşmemden sonra yanına gelirim." Kafa salladım.

Merdivenlerden yukarı çıktım, odamın kapısını yavaşça açtım.
İçeri girdiğimde aynıydı, ama özlemiştim.
Işığı açarak biraz durdum.
Gözlerimle etrafı süzdüm, sonra bakınarak yatağıma oturdum.
Yatağımı elimle sıvazladım, artık burada uyumayacaktım.
Bavulum yatağımın yanındaki çekmecenin yanındaydı. Yerimden yavaşça kalktım.
Ellerimle sürükleyerek odamın ortasına getirdim ve oturdum. İçini açtım.
Ellerimle bölmelerini düzelttim.
Kalkarak dolabın kapaklarını açtım.
Gözlerimle etrafı tararken kapının aralandığını duydum.
"Sevgilim?"
"Buradayım bebeğim." gülümseyerek geriye eğildim.
Etrafa bakındı, "Odan büyükmüş." "Seninki kadar olamaz." sırıttım.
"Bizim odamız artık orası." içeri biraz daha girdi.
"Otursana." Dolabıma yöneldim.
Yatağıma oturmuştu.
Birkaç tane tişört elime aldım ve oturarak yerleştirdim.
Ayağa kalkarak kısa kot pantolonlarımdan aldım.
Sıcak bir yere gideceğimiz için kısa şeyler alıyordum.
Taehyung beni izliyordu.
Çok eşya almadan birkaç parça daha koydum.
Uzun sürmedi, bavulumun fermuarını kapattım. "Bittiii." sevinmiştim.
"Ne kadar siyah kıyafetin var!"
Bavuluma bakmıştı.
"Önceden siyah giyerdim hep, ondan dolayı böyle."

Ergen dönemlerimde siyah giymeyi alışkanlık haline getirmiştim. Şimdi ise tam tersi, beyazı seviyorum.
"Taehyung, annenlere haber verdin mi?" Bunu düşünmemiştim. Şimdi aklıma gelmişti.
"Hayır."
"Ne zaman söyleyeceksin?"
Yüzü düşmüştü.
"Bilirsin, baba sorunları."
"Babamla pek vakit geçirmedim fakat, peki. Seni üzdüysem özür dilerim."
Yanına gidip sarıldım.
"Eve geçelim mi artık?"
"Olur, orada da işlerimiz var."
Doğrularak bavulumu tuttum.
Kapıya doğru sürükledim.
Arkamdan Taehyung geldi.
Önüme geçerek bavulumu kavradı ve merdivenlerden aşağı indi.
Çıkmadan önce son bir kez odama baktım.
Soluk bir gülümseme bıraktım, herşeyim olmuştu bu oda.
Işığı kapatarak kapıyı kapattım.

Anything • Taennie Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin