Oy vermeyi ve bol bol satır arası yorum yapmayı unutmayın.
Keyifli Okumalaaaaar ❤️🩹
•••••••••
Yalan söylemek biz insanlara özgü sıradan bir şeydir. Her insan hayatında bir kerede olsa yalan söylemiştir, "Ben hiç yalan söylemem" diyen bir insan ise bilin ki işte o an aslında yalan söylüyordur.
Ben yalanların her zaman aşamaları olduğuna inanmışımdır. Beyaz yalan, pembe yalan falan filan. Ancak benim tam şu an söylediğim yalanı hangi aşamaya koyacağımdan pek emin değilim
Ellerim, daha düne kadar tanımadığım, sadece mesajlaştığım ondan da önce kaba kaba laflar edip burnundan getirdiğim komşumun elleri arasındaydı. Ve elleri garip bir şekilde güvende hissettiriyordu. Bu his, hissetmek istediğim son his bile değildi.
El ele masaların olduğu tarafa doğru yürümeye başladık, içimden bildiğim tüm duaları sıralamaya başlamıştım.
Zamanında beni zorla da olsa kuran kursuna gönderip bu duaları ezberlememi sağlayan anneme çok teşekkürler...
Aşırı gergindim. Göz ucuyla Han'a baktığımda onunda benden bir farkı olmadığını gördüm. Gerginlikle dudaklarını dişliyor, yürürken aynı anda boşta olan eliyle bacağında ritim tutuyordu.
"Kalp krizi geçirirsen, suni teneffüs yapmam serbest mi?" diye sordum alayla. Eğer o masaya oturduğumuz zamanda böyle davranmaya devam ederse bir sorun olduğunu anlarlardı.
Han'ın dudaklarının yukarı kalktığına şahit oldum, durdu ve gözlerimizi buluşturdu.
"Bu bir öpüşme teklifi miydi?" dedi çapkın gülümsemesiyle, bir kaşı havaya kalkmıştı. Kurduğu cümleyle tükürüğüm boğazıma kaçtı ve kısa süreli bir öksürük atağı geçirdim.
Benim bu hallerime kıkırdamıştı, boşta olan elimle göğsüne sertçe vurdum. "Saçmalama salak, ondan mı dedim ben?"
"Tam olarak neden dedin Sumrucuk? Bana, kalp krizi geçirsem sanki suni teneffüs pek işe yaramaz gibi geldi?" dedi kafasını kafam ile eşitleyerek. O an boy farkımızı hatırladım. Kısa bir kız asla değildim. 1.70 boyum vardı, ayağıma giydiğim topukluları da eklersek 1.73 vardım ama yine de kafalarımızı eşitlemek için eğilmesi gerekmişti.
Acunun o meşhur lafını alabilir miyiz tam şu an? Teşekkürler...
"Korkudan altına işeyecekmişsin gibi geldiği için espri yapmıştım Han." dedim başımı onun başına biraz daha yakınlaştırırken. Burunlarımızın değmesine az bir mesafe kaldığını fark ettiğimde her şey için çok geçti.
"Öyle mi Sumru?" dedi meydan okurcasına ve daha da yakınlaştı. Tek kaşı hâlâ havadaydı, sanki ben biraz daha yaklaşayım diye bekliyordu, bunu bakışlarında görmüştüm.
İMDATKİNE İMDAT
"Masaya geçelim mi? Bizi bekliyorlar." dedim fısıltıdan beter bir sesle. Nefesim suratına çarpmıştı. Kalbim ise 100 km koşmuşum gibi atıyordu. Yüzünü yüzümden uzaklaştırdı, kısık sesle güldüğünü duyabilmiştim. Yüzünü çektiği anda tuttuğum nefesi verdim. Öylece durduğumu gören Han, yürümeyi unutmuş ayaklarıma aldırmadan masaya doğru resmen sürükledi beni.
Sonunda gözlerim masada oturan ve karşılarındaki oturan kişilere sahte gülücükler atan arkadaşlarımı bulabilmişti. Şu anda Denizin beni tekme tokat dövmesi, Yazgının ise diliyle beni dövmekten beter etmesi gerekiyordu sanırım anca öyle akıllanırdım.
Han, gözlerimde ne gördü bilmiyorum ama elimi hafifçe sıkıp göz kırptı. Bu beni gaza getirmeye yetmişti.
Geldiğimizi fark eden kişiler şaşkın şaşkın bize bakıyordu. O bakışlar arasında Han yavaşça elimi bırakıp sandalyeyi benim için çekti ve oturmamı sağladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Parti Düşmanı | Texting
Teen FictionSiz: Ya bir insan nasıl her gün ses yapabilir ya? Siz: Nasıl her gün farklı parti verebilir? Siz: Senin yüzünden kaç aydır ne düzgün uyku uyuyabildim, ne evimde huzurla vakit geçirebildim Siz: 2 hafta önce yine partiliyordunuz yukarıda, benimde sına...