1.9

1.5K 86 14
                                    

Oy vermeyi ve bol bol satır arası yorum yapmayı unutmayın.

Meyda; Sumru ve Han (çok güzel değiller mi canım karakterlerim...)

Keyifli Okumalaaaaar ❤️‍🩹

•••••••••

Bazen bazı şeyler yapar ve yaptığımız şeyden anında pişman oluruz ya ama iş işten geçmiştir. İşte şu anda başıma gelen şey kesinlikle buydu.

Han'a bir şeyler içmeyi teklif etmemden beri ikimiz arasında çıt bile çıkmıyordu. Adeta put gibi karşımda donup kalmıştı, hayır birazdan nefes alıyor mu almıyor mu diye dürtecektim ayıp olur diye yapamıyordum.

"Han?" Diye seslendim, irkildi ve bakışları gözlerimi buldu. "İyi misin?"

"İyiyim, çok iyiyim hatta neden?" Dedi hızlıca. Sadece ufak bir soru sormuştum neden ayarları bozulmuştu bu çocuğun durduk yere, aç kapa yapsak düzelmez miydi?

"Soru sordum ya hani, cevap vermedin. Apartman soğuk evde soğumasın, geliyor musun?' diye son kez sordum. Bir kere daha donup kalırsa evimden yaka paça dışarı atar kapıyı da suratına çarpardım.

"He sen onu diyorsun." Diyip durdu, kafasında bir şeyleri tarttığına emindim. Bir şey demeden konuşmasını bekledim. Kısa süre sonra devam etti. "Tamam, olur içelim. Komşuyuz sonuçta."

Dudaklarım istemsiz yukarı kalktı. "Komşuyuz sonuçta," dedim bende yüzümden silemediğim gülümsememle. "Mutfak solda geç sen geliyorum hemen." diye de devam ettim cümleme, dediğimi onaylarcasına kafasını sallayıp mutfağa doğru geçti. O kapının önünden çekilince bende hızla içeri girip kapıyı örttüm.

Evimde resmen 3. dünya savaşı çıkmış gibiydi. Salon darmadağın olmuş, koltukların üstündeki yastıklar dört bir yana dağılmıştı. Kafamı korka korka odamın olduğu koridora doğru çevirdim. Orası salondan daha beter durumdaydı. Han evden gider gitmek kızlara rüşvet teklif edip evi temizletecektim.

Daha fazla bakıp sinirden kudurmamak için mutfağa doğru ilerledim. Han mutfak masasının taburelerinden birine güzelce kurulmuş mutfağımı inceliyordu. Ben bu çocuğu bu pisliğin içine çağırarak doğru bir şey mi yapmıştım acaba. Evimde bir fare saldırısı olmuştu, her yer darmadağındı ve ben birazdan hem komşum hem de sahte sevgilim olan adamla bu dağınıklık içinde kahve içecektim. Bu kadar ironi bir hayata çok fazla değil mi allahım? Azcıkta diğer insanlara verseydin olmaz mıydı yani?

"Kahve mi seversin, çay mı?" Çaydanlığın altına su doldurup kaynaması için altını açtım, bir yandan da bardak çıkartıyordum.

"Aslında günlük hayatta kahve çok fazla tüketirim ama sanırım çaycı bir insanım." dediğinde elimde kahve poşediyle ona bakakalmıştım. Yüzümü görünce hafif bir kıkırtı çıktı dudaklarından. "Ama kahveni içebilirim sevgili komşum." dedi suratındaki sırıtışla.

Yanaklarımın ısınmaya başladığını hissedince hızla önüme döndüm ve kahveleri bardaklara boşalttım. Ardından fokurdamaya başlayan suyu bardaklara döktüm.

"Fare nasıl girmişki senin eve?" Dedi Han arkamdan. Kafamı çevirmeden cevap verdim.

"Ben balkondan girdiğini düşünüyorum, bir kaç kere görmüştüm bahçede gezindiğini."

Ve tekrardan derin bir sessizlik. Bir kaç gün önceki tartışmamız yüzünden aramızda olan soğukluğu hissedebiliyordum. Ha bana sorsanız önceden sıcak mıydı aranız diye, cevap veremezdim.

"Sumru." diye seslendi bir anda. Cevap vermeyip cümlesine devam etmesini bekledim. "Ben geçen olanlar yüzünden tekrar özür dilerim." Sesindeki mahcubiyet beni mutlu etmişti, çünkü hatasının farkına varan insanları severdim. Yok kardeşim öyle kırıp döküp sonrasında hiçbir şey olmamış gibi devam etmek. Özür önemli.

Parti Düşmanı | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin