0.4

3.1K 154 75
                                    

AY SELAM SELAM SELAAAAM

Özlediniz mi beni? Ben çok özledim.

Uzatmadan hemen bölüme geçin istiyorum çünkü bu bölümde en sevdiğim sahnelerden biri var.

Okumaya başlamadan hemen önce yıldıza basıp oy vermeyi ve bol bol satır arası yorum yapmayı unutmayın.

Keyifli Okumalaaaaar ❤️‍🩹

••••••••

Öfke duygusu o kadar dallanıp budaklanan bir duygudur ki, öfkelendiğinizde gözünüz hiçbir şey görmez. Sadece içinizdeki o duyguyu atabilmek için çabalarsınız. Günün sonunda, içinizdeki o duyguyu attığınızda ise istemediğiniz ne varsa yapmış olursunuz.

İşte benimki de o hesap, asla yapmam dediğim ne varsa yapmış bulunmaktayım. Ve asıl kötü olan hiçbirinden pişmanlık duymamam.

Tabi şimdi komşumun telefon numarasını alıp ağzıma ne gelirse saydırmam biraz fazla olmuş olabilir.

Yani yüksek sese katlanamıyorsam bu benim sorunum mu? Ayrıca burası bir apartman ne o öyle sürekli bir partileme sevdası. Bana sorun şimdi pişman mıyım dediklerimden.

Zerre kadarda pişman değilim. Bir daha olsa bir daha derim.

Konuştuğumuz günden beri 1 hafta geçmişti ve o günden beri yukarıdan bangır bangır gelen bir müzik sesi duymamıştım. İşte demek ki neymiş bazı insanlar azarlanmadıkça doğru yolu bulamıyormuş.

Bu sessizliğin şerefine, özene özene mısır patlatmış ve kendimce kendimi ödüllendirerek olacakları ve sonunu ezbere bildiğim bir romantik komedi filmi açmıştım. İşte benim için huzur buydu.

Ayaklarımı uzattığım masanın üstündeki telefonum çalmaya başlayınca irkilerek kendime geldim. Filmin daha yeni 20. Dakikasına gelmiştim. Homurdana homurdana zar zor bulduğum rahat oturuş şeklimi bozmamaya çalışarak telefona uzandım ve aramayı yanıtlayıp kulağıma götürdüm.

"Umarım arama nedenin önemlidir." diye homurdandım. Ne var? Sadece rahatımın bozulmasını sevmem o kadar. Ayrıcada telefonda konuşmayı hiç sevmem. Eğer diyeceğin şey önemliyse yaz bana, benim keyfim ve kâhyam isterse sana geri dönerim.

"Yaaa ne iyi ettin de sordun, iyiyim Sumrukuş çok iyiyim, sen nasılsın?" diye tersledi Deniz.

"İyiyim Denizcim, he canım noldu söyle. İşim var hızlı." Gerçekten normalde böyle değilim. Huysuzum evet ama genelde bu kadar değilim. Bugün sadece ters tarafımdan kalkmıştım o kadar.

Karşı taraftan derin bir oflama işittim. "Neredesin kızım sen? Evde değil misin?"

"Yoo evde oturuyorum, niye ki?"

"Kalk kapıyı aç kızım o zaman," diye kısık bir ses çıktı Denizin tam yanından, büyük ihtimal sesim hoparlördeydi ve yanındaki konuşan da Yazgıydı.

Şimdi dertleri anlaşılmıştı işte. Biz apartmanca biraz pintiydik sanırım çünkü yaklaşık 3 aydır dış kapı zilimiz bozuktu.  Benim pek işime yaramıyordu zaten zil çünkü bana gelen kişiler belli başlı insanlardı. Onlarda arardı.

Lütfen az önce aramalarına laf ettiğimi hatırlatmayın. Arada kendimle çeliştiğim olur, zamanla alışırsınız.

Telefonu bir şey demeden kapattım. Kucağımdaki güzelim mısırımı masaya bırakıp televizyonu kapattım ve ayağa kalkıp kapıya yöneldim.

Salonun tam karşısındaydı dış kapı. Dış kapının solunda mutfak sağında ise kısa bir koridor vardı. Koridorun başında banyo sonunda ise odam vardı. 1+1 tatlış bir eve sahiptim.

Parti Düşmanı | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin