Selamünaleyküm
Öncelikle tüm Türkiye'nin başı sağolsun.Umarım iyisinizdir.Lütfen dikkat edin yaralılara acil şifalar diliyorum dualarım sizlerle:)
İyi misiniz?
...
Azra'nın Anlatımıyla
Zeynep gittikten sonra her zamanki gibi Mehmet bizi azarlamıştı. Sinir ve öfke ile küfür edip duruyordu. Allah'ım neydi bu imtihan? Annem bana acı dolu gözler ile bakıyordu. Yüzünde pişmanlık görüyordum fakat ne? Bakışlarından çok net bir şekilde fark edilebiliyordu. Bilmiyordum. Ah ahh..
Mehmet'e bir telefon geldi. Telaşla kapıya çıkıp cevaplandırdı. Annem'de yanıma gelerek dolmuş olan gözlerini kapatıp,bana sarıldı. Gözyaşları hızla süzülüyordu. Annem tam konuşacakken:
-"Lütfen sus Anne. Biliyorum yine özür diyeceksin. Fakat senin bir suçun yok ki.!"Annemin ellerini sıkı sıkı tuttum. O sırada içeri tekrar babam dediğim şahıs girdi ve konuştu.
-"Selma 2 gündür yoksun işte! Dua et seni işten kovmamaları için ikna ettim. Adam aradı. Yarın işe gidiyorsun. Evden işe,işten eve.Ona göre. Yoksa kelleni koparırım!"
Tam konuşacaktım ki,Annen beni susturmak amaçlı "Tamam" dedi.
Anneme "Ne yapıyorsun?"der gibi bakış attım.Fısıltı ile susmamı söyledi. Ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum.Mehmet araya girip "Ne fısır fısır konuşuyorsunuz!"dedi.
Bağırdı desem daha makbûl geçerdi.-"Yok, bir şey konuşmuyoruz."dedi annem sakince. Mehmet gözlerini devirip konuştu.
-"Ben şimdi kahvehaneye gidiyorum. Seni vereceğim adam yani damadım benimle konuşmak istiyormuş. Sende hazır ol Azra. Malûm kaç güne bay baayy." dedi alayla. Sanki komik bir şey gibiymiş. Şerefsiz işte.
Hızla yanına yaklaştım. Ben okumak istiyorum. EVLENMEYECEĞİM!! Dedim basa basa. Tokat atınca dudağım patlamış ve yere düşmüştüm. Annem hızla yanıma geldi."İyi misin?"diye sordu fakat ne kadar iyi olabilirdim ki? Buna rağmen iyiyim dedim.Mehmet öfke ile:-"Selma,kalk şu veledi odasına götür. Yoksa öldürücem!"
Annem ona nefret ile bakarken,beni de ayağa kaldırıyordu. Yavaş yavaş yukarı odama çıkarmaya başladı. Bıkmış ,usanmıştım. Çok yordu hayat ya da babam dediğim şahıs yormuştu beni.
Odama geldiğimde yatağıma oturup sırtımı yatağın başlığına yasladım. Annemde karşıma oturdu.-"Anne?"
-"Efendim,bir tanem"
-"Anne ben ..ben galiba evlenmeyi kabul edicem. Evet Esra EROL hep derdi nefes aldıkça umut hep var diye. Fakat ben artık nefesde alamıyorum. Umudumu da yitirdim."
-"Azra,Azra saçmalama daha pazartesi gününe çok var. Gün doğmadan neler doğar derler. Mehmet,i şikayet mi etsem?"
-"Anne saçmalama sakın. Sakın deneme. Beni de seni de öldürür. Bilmiyormuş gibi konuşma lütfen. Bunu duymamış olayım. Evet okumak istiyordum ama her şerde vardır bir hayır belki de nasip değildir anne."
-"Azra şuan kendinde değilsin ve sağlıklı düşünemiyorsun. Okumak nasip değildi. Peki ya evlenmek nasip mi? Kızım lütfen böyle düşünme hadi yat."
Annem beni yavaşça yatırıp üstümü örttü. Yanağımı okşayıp,alnımdan öptü ve kapıyı yavaşça kapatıp çıktı.
Gözlerimi yumdum ve bedenimi uykuya teslim ettim.....
Neslihan Hoca'nın anlatımıyla
Zeynep bana Azra'nın başına gelenleri anlatınca gözyaşlarıma hakim olamamıştım. Ağlamak güçsüzlük değildi fakat Zeynep'in beni böyle görünce daha fazla üzülmesini istemiyorum. Bunu rehberlik öğretmeni Emir hoca ile paylaşıcaktım. Zeynep ben düşünürken dolu gözler ile bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK HAYAT
Teen FictionHayatınızda hepiniz rastlıyorsunuzdur: Kız çocukları okuldan alınıp evlendirilebiliyorlar. İşte Azra'nın hikâyeside tam burda başlıyor. Babası Mehmet'in oynadığı kumar borcu karşılığında zorla başkasına verilecekti. Tüm bunlara rağmen Azra annesinin...