(9) I'm sitting eyes wide open and I got one thing stuck in my mind

374 40 25
                                    

"...ayrıca Choi Yeonjun biz asla arkadaş olamayız dedim." 

"Koymuşsun lafı, çak!" dedi Soobin ve ellerimizi birbirine vurduk.

"Suratını görmeliydin." dedim ve kahkahayı bastım. Soobin'de gülmeye başlamıştı. 

Gülmemi zar zor durdurdum ve kenardaki kolamı alıp içmeye başladım. O sırada Soobin birden durgunlaştı ve yanıma gelip oturdu.

"Beomgyu sana bir şey söylemem lazım." dedi ciddi bir şekilde.

"Yoksa ölüyor musun?" dedim korkuyla.

"Ya ne ölmesi salak." dedi ve kafama vurdu.

"Ah! ne vuruyorsun? Çok ciddi oldun ne yapayım. Söyle o zaman ne oldu?"

"Ben birinden hoşlanmaya başladım." dedi ve elleriyle oynamaya başladı.

"Ne?" diyerek aniden ayağa kalktım ama kucağımda olan kolayı unutmuştum ve Soobin'in üzerine döküldü.

"Ya Beomgyu yapacağın işi ben." dedi ve hemen ayağa kalkıp banyoya gitti.

"Özür dilerim Binnie." dedim arkasından bağırarak.

Sakarın tekiydim.

 ...

Yatak odamda uzanmış Soobin'i bekliyordum. Duş almaya karar vermişti. Ben de o gelene kadar telefonumdan oyun oynuyordum.

Kapı açıldı ve içeri Soobin girdi. Yanıma uzandı ve telefonumu alıp kenara koydu.

"Pekala, konuşma vakti."

"Evet anlat bakalım, bu şanslı kişi kim?"

"Huening Kai."

"Ebesinin a-" derken ağzım Soobin'in eliyle kapandı.

"Terbiyesiz." dedi ve elini ağzımdan çekti.

"Nasıl becerdin acaba Yeonjun'un arkadaşından hoşlanmayı?"

"Lavaboda karşılaştık, üzerine kola dökmüştü. Çok tatlıydı tamam mı?"

Söylerken ki surat ifadesi o kadar komik ve tatlıydı ki, gülmeye başladım. "Ya seni yerim ben." dedim kollarımı ona sararak.

"Kai'de Yeonjun'un aptal olduğunu düşünüyor bence yan yana gelseniz iyi anlaşırsınız."

"Ciddi misin?" dedim ve güldüm. "Şimdiden onu çok sevdim lütfen sevgili olun."

Bu onu güldürdü ve "Her şey için çok erken ayrıca onun bana karşı bir şey hissedip hissetmediğini bilmiyorum, zamana bırakmak en iyisi." dedi saçımı okşayarak.

"Haklısın ama yinede hemen sevgili olun." dedim ve yataktan kalktım.

"Bu kadar konuşmak yeter, açlıktan ölmeden önce yemek yapmalıyız." dedim.

"Sen hazırlasana ya çok yorgunum." dedi esneme numarası yaparak.

"Hey bu benim bahanem, sen kullanamazsın." dedim kızarak. "Kalk bakayım çabuk, iş başına." dedim kolundan tutarak.

"Tamam Gyu dur çekiştirme." dedi kolunu kurtararak ve önden gitmeye başladı.

Arkasından gülümseyerek baktım. Amacıma ulaşmıştım.

Ben de arkasından gidecektim ki telefonuma bildirim geldi. Yatağa yattım ve telefonumu elime aldım. Gördüğüm mesaj ile bütün modum değişmişti.

Anne

Anne: Yarın akşam ailecek yemek yiyeceğiz, sakın gelmemezlik yapma sonuçlarına katlanırsın.

fifty shades of greenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin