5. Bölüm & Yanılgı.

17 2 0
                                    


Myles Erlick - Sweat.

Burası duygu mezarlığı..

Sevgili diğer yanım, kendinle birlikte bana çok şey gömdürdün o mezara. Duygularımızı istedin. Benimle gelsinler dedin. Seninle kalırlarsa zarar verirler dedin. Ben, ya da benim suretimde birisi olmadıkça sende, o duygular sana zarar verir dedin. Yanıldın. Belki de ilk defa benim hakkımda yanıldın. Senin suretinde biri de olsa yanımda, o duygular ortaya çıktığı her an bana zarar verdi.

Bak. Yine oldu. Bana zarar verdin. Seni o mezara koymamın intikamını mı aldın diğer yanım?

Hissettiğim duygu, hissettiğim heyecan, hissettiğim hoşnutluk, izin ver bu kez sadece bana zarar versin. Ben, bir kez daha istemeden öldürmek istemiyorum sevgili diğer yanım. Bir kez daha tek pişmanlığımı yaşamak istemiyorum. Ellerim bir kez daha benden habersiz o boğaza dolansın, eklemlerim kasılsın, avucuma tam oturan çene, koyu kahve saçları kavrayıp çektiğim yönün tam aksine korkunç bir çatırtıyla hareket etsin istemiyorum.

Sevgili diğer yanım, intikamını Cansure'yle al istemiyorum..

Siyah..

Her hareketi içimdeki bir şeylerin üstüne basan adam hareket etti. Adım attı ve her adımında kurduğum bir ihtimalin üzerine bastı. Tehlikeye attığım tek şeyin Cansure olmadığını, asıl yaptığım hatanın Siyah'ı, görevimi, ekibimi deşifre etmek olduğunu daha yeni fark ediyordum. Saat yaklaşık olarak 4'e geliyordu. Daha saatler önce polislerin bastığı bir mekandan beklenmeyecek seviyede kalabalıktı. Erkek sayısı fazla, ve hatırı sayılır bir miktarı takım elbiseliydi. Yeni fark ettiğim bir diğer şey ise buydu zaten. Etrafımdaki herkes, olmaması gerektiği kadar organize görünüyordu.

İhtimaller Kuzey Karadağlı'nın bir polis olduğu yönünde baskınlık kuruyordu. Benim korktuğum ise, tam tersiydi.

Eğer polis olsaydı, beni yakaladıktan hemen sonra daha sorgu odasına sokamadan ekibim işimi bitirirdi. Babanın öz kızı da olsanız, örgüt risk almazdı. Cansure ise tutuklanır lakin hayatta kalırdı. Bu, şuan için önümde olan en iyi ihtimaldi.

Lakin karşımdaki adamın katilvari soğukkanlılığı, hiçte bu ihtimalin yanında değildi.

"Kaç dediğimde arkana bakma."

Gözlerimin odağına endişeli kahveleri alarak sakince tekrar ettim.

"Kaç dediğimde, arkana bile bakma."

Tanıştıktan 10 dakika sonra bir cesetten kurtulmama yardım ettiğinden mi olsa gerek hayatım hakkında hiç soru sormamasına rağmen anlamıştı. Hayatımı anlamıştı. Şimdi ise neden kaçması gerektiğini anlamamış, lakin başını korkuyla sallayarak onaylamıştı. Tamda ondan beklediğim gibi bir anda korkusuna rağmen inatçı cesareti belirmiş, ve limonatasını yudumlayarak çalan fransızca şarkıya eşlik etmeye başlamıştı. Bar tezgahını takip eden birkaç adım atarak ondan uzaklaştım lakin hala her şeye müdahale edebilecek kadar yakındım. Bu sürede 3 adım uzağıma kadar gelmiş buzdağları üzerimde geziniyordu. Kuzey Karadağlı. Bu gece buradan birimiz çıkamayacak gibi geliyor.

Anka'nın SilüetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin