Kahve dükkanının arka tarafında oturmuş, sıcak fincanını tutarken diliyle dudaklarını ıslatıyordu.
Bir yanı,içindeki sıvının aşırı derecede sıcak olduğunu hissetti.
kağıt bardağı tutarken elleri neredeyse yanıyordu Ama aynı zamanda, olacaklara odaklanmasını sağlayan şeyin belki de bu olduğunu hissetti.
Yakın bir arkadaşını bekliyordu.
Bu buluşmayı ayarlayan kişi olan Troye, yine de tam yeri seçen oydu.
Fark edilmemek konusunda ustalaştığı bir sanat vardı.
tek bir söz edilmeden iki yılını etrafta dolaşarak geçirerek ve görünmemesini varsayarsak fazla yetenekliydi.
Harry'nin albüm heyecanını mahvetmeye niyeti yoktu.
"Hey?"
Zayıf bir beden Karşısına oturduğunda ona baktı.
"Troye?"
Tek kaşı havadaydı.
Gözlük ve şapka ile kendini iyice saklamıştı.
--
"üç aydan biraz daha az bir süredir konuştuğun bir adamla çıkıyorsun. Her ne kadar grup arkadaşın olsada, onu tanıdığına emin misin?"
birkaç yıldır tanıyordu ve birbirlerinin arasında çok sayıda avantaj vardı ama bugüne kadar asla bu çizgiyi aşmamışlardı.
"çıktığın adam Louis ile tanıştığından beri... ne değişti?"
Harry hemen bu düşünceden hoşlanmadığına karar verdi.
"Harry nasıl gidiyor? Siz ikiniz birbirinize bağlıymışsınız gibi geliyor."
Harry loş cafe de konuşmaya başladı.
"O iyi! Her zamanki gibi müzik üzerinde çalışıyoruz."
Cümlemin son kısmını görmezden gelmek için elinden geleni yaptığını söyledi.
Bir anda Harry karşısındaki bakışlardan tekrar rahatsız olmaya başladı.
Troye içi sıkkınca gözlüğünü çıkardı.
"Bak ne düşündüğünü biliyorum Troye.. ama durum öyle değil."
Sadece Harry'i dinlemeye başladı.
"Son bir kaç haftadır yoğun çalışıyoruz, başıma nedensizce çok şey geldi ve Niall'da ayağını kırdı. Sahneye bu şekilde çıktık. onu doğru düzgün göremesemde tanıyorum."
Troye anlamsızca başını salladı.
"Bahsettiğim şey sizin ilişkiniz değil..."
Yeşil gözler, Şaşkınca ona bakıyordu.
"Nick?"
Harry aniden kaşlarını çattı.
"Nick mi?"
Troye kafasını olumlu salladı.
"En son ona seninle bir randevu ayarlarım dediğimde ona onay verdin ve yazmadın.."
Harry aniden yüksek sesle "Ne" deyip sessizliğe düründü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Precious Sunshine (Larry-Ziam)
FanficSevgilim, kralı karanlık olan bir ülkedir senin saçların Alnın çiçeklerin bir havalanışı. Başın dipdiri bir ormandır senin, Uyuyan kuşlarla dolu Gövden nisandır, benim için Koltuk altlarında ilkbaharın gelişi. Sevgilim, başın kutusudur, Aklın olan o...