3. Happily.

30 4 0
                                    

İnsan, Mutluluğu hak ediyor.

Ve gerçek mutluluktan bahsediyorum;  gerçek mutluluk. 

Kalbinizi sıcaklıkla dolduran türden bir mutluluk.

Ve iyi olmanın nasıl bir his olduğunu hissetmeyi hak ediyoruz. 

Dünyanın size karşı olmadığını hissetmek. 

Sırf boğulmamak için sürekli su üzerinde işlemiyormuş gibi hissetmek. 

İyi olmayı her şeyden çok hak ediyorsunuz.

Ve bunu duymanın zor olduğunu biliyorum, özellikle de çok üzgünken. 

Özellikle de kendini sevmekten bu kadar uzaktayken. 

Ama yine de bilmenizi istiyorum. 

Çünkü bir gün kendinizi yeniden iyi hissedeceksin. 

Bir gün yeniden mutlu hissedeceksiniz.

An meselesi.

-

You don't understand, you don't understand
(Anlamıyorsun, anlamıyorsun.)

What you do to me when you hold his hand?
(Elini tuttıuğum zaman bana ne yapıyorsun?)

We were meant to be, but it's just a fade
(Biz olması gereken şeydik ama sadece solduk.)

Made it so we had to walk away
(Böyle olmali, bu yüzden uzaklaşmak zorunda kaldık.)

'Cause we're on fire, we're on on fire
(Cünkü Yaniyoruz,Yaniyoruz.)

We're on fire now
(Biz şuan yaniyoruz.)

Yeah, we're on fire, we're on on fire
(Evet, biz yaniyoruz, biz yaniyoruz.)

We're on fire now!
(Biz şuan yaniyoruz.)

I don't care what people say when we're together
(Birlikte olduğumuzda insanların ne dediklerini umursamıyorum.)

You know I wanna be the one who hold you when you sleep
(Sen uyurken seni tutan tek kişi olmak istediğimi biliyorsun.)

I just want it to be you and I forever
(Ben sadece ikimizin sonsuza kadar olmasını istiyorum.)

I know you wanna leave
(Gitmek istediğini biliyorum.)

So come on baby be with me so happily
(O yüzden hadi bebeğim benimle birlikte çok mutlu ol.)

-

"Yoruldum"

"Susadım"

"Açım!"

Her kafadan bir ses çıkıyordu. Araçta öylece oturuyorduk.

"Açım!"

Niall bir kez daha vurguladığında Louis ona baktı.

"Senin doyduğun bir zaman var mı?"

Kıkırdamıştık Paul'u bekliyorduk.

"Size bir teklifim var?"

Louis fısırdamaya başladı.

"Bunun altından hoş birşey çıkmayacak belli"

"Liam bir kez baba rolünden çık tanrı aşkına.."

Güldük.

"Nedir?"

Niall'da fısırdadı.

"Akşam otel odasında yemekli parti veriyorum ve bütün tatlıları söyliycem"

The Precious Sunshine (Larry-Ziam)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin