BÖLÜM-11

222 72 15
                                    

... Terra'nın karnı darbenin etkisiyle içe doğru çekildi. Gözleri acıdan yuvalarından fırlamıştı. Ağzı kocaman açıldı ve masmavi kanlar akıyordu. Hemen ardından Amanda belinden hançer çıkardı. Gözlerini Sam'in gözlerine dikerek Terra'nın boğazını kesti. Kahkaha atarak hançerdeki kanı diliyle yaladı.

"Bizim kanımızla böyle mi besleniyordunuz kirliler!"

Diyerek Terra'nın ölü bedenini önlerine doğru fırlattı.
Sam şok içinde bağırıyordu. Herkes kalakalmış şoka girmişti. Sam Derek'in kollarından kurtularak öne atıldı. Dalbert'a  hızla yaklaştı ve ona saldırmaya çalıştı. Dalbert onu iki eliyle havaya kaldırarak hemen ilerdeki duvara doğru sertçe fırlattı. Lori öne atıldı,

"Dişine göre bir rakip ister misin seni o*ospu çocuğu!"

Dalbert küçümser bir şekilde eğilerek selam verdi.
"Hay hay."

Lori sağ ayağıyla Dalbert'ın yüzüne tekme attı. Dalbert ise Lori'nin ayağını sıkıca tutarak onu yere doğru itekledi. Üzerine çıktı. Onu yumruklayacakken Lori iki ayağının arasına Dalbert'ın başını sıkıştırdı ve onu üzerinden hızla attı. Birbirleriyle deli gibi kavga ediyorlardı...

Derek ise koşarak Paul'a saldırdı. Öylesine sert dövüşüyorlardı ki her yumruklarında neredeyse birbirlerinin kemiklerini ya çatlatıyor ya da kırıyorlardı.

Amanda'nın karşısına ise Scot atılmıştı. Amanda kaçak dövüşüyor elindeki hançerle Scot'ın vücudunu delik deşik ediyordu...

Megan ve Alberta hala kapının önündelerdi. Megan'da diğerlerine yardım etmek istiyorudu ancak yapması gerek şeyi de biliyordu. Albertaya döndü. Alberta şok içindeydi. Lori ve diğerlerine yardım etmek için koşacaktı ki Megan onu bileğinden yakaladı,

"Alberta gitmeliyiz. Seni burdan çıkarmalıyım. "

Alberta bileğini Megan'ın elinden kurtarmaya çalışıyordu,

"Onlar ölürken kaçamam!"

Megan Alberta'ya yaklaştı. Dip dibe gelmişlerdi. Megan,

"Eğer şimdi gelmezsen Terra boşuna ölmüş olacak."
Lori bağırarak,

"MEGAN GÖTÜR ONU BURADAN!"

Megan Alberta'yı kolundan tuttu ve zorla kapıdan dışarı çıkardı. Alberta tüm gücüyle direniyor ve diğerine yardım etmek için yalvarıyordu. Megan onu on metre kadar sürükdikten sonra artık dayanamadı arkasına döndü ve Alberta'ya şiddetli bir tokat attı.

"ÇOCUK GİBİ DAVRANMAYI KES ARTIK, KES!"
İki eliyle  Alberta'nın omuzlarından tutarak onu sarsıyordu.
"Fazla vaktimiz yok bi aptal gibi davranmayı kes artık!"

Megan arkasına baktı. Ve tekrar geri döndü. Nefes nefese kalmıştı. Ekledi,

"Seni nereye saklayabilirim bilmiyorum. Ama buradan gitmemiz gerekiyor anladın mı beni!"

Alberta şoka girmişti. Vücudu titriyordu. Söylediği sözlerin farkında bile değildi. Kafasını sallayarak onay verdi. Megan'la beraber arabaya atladılar.

   Megan arabayı ara sokaklardan ve deli gibi sürüyordu. Aracı 1 km kadar uzaklaştırmıştı. Yola hala hızla devam ediyordu. Diğerleri aklındaydı. Alberta'yı güvenli bir yere bırakıp hemen yardıma dönmesi gerekiyordu. Alberta,

"Beni boşver diğerlerinin yanına dön. Ben başımın çaresine bir şekilde bakarım..."

Megan onu dinlemiyordu bile. Sadece sürüyordu. Hızla ve delicesine gaz pedalına basıyordu.

  Beş dakika kadar sonra Megan dikiz aynasından siyah bir aracın hızla onlara doğru yaklaştığını fark etti. Endişesi yüzüne vurmuştu ki Alberta durumu anlayarak arkasına baktı. Aracın camı filmliydi. Kim olduğu görünmüyordu. Araç çok yaklaşmıştı. Alberta korkarak,

"Silah var mı ? "

Megan,

"Bizi takip eden bir maviyse istersen kurşunu kalbinden geçir. Onun şah damarını patlatmadığın sürece gebertemezsin."

Araç sol tarafa geçti ve Megan'lara doğru çok yaklaşarak aracını sürttü. Korna çalıyordu. Alberta bağırarak,

"Bas, bas, bas, bas, bas, bas..... " diyordu.

Megan şunu fark etmişti. Araç onlara zarar vermeye çalışmıyordu. Çarpmak yerine sürtüyordu. Sanki uyarmaya çalışıyordu. Kafası çok karışmıştı.
Araç bu sefer hızlı bir şekilde Megan ve Alberta'nın olduğu aracın önüne geçti. Çok hızlı gidiyordu. Hemen ilerde Manevra yaparak durdu. Ortalığı toz duman kaplamıştı. Megan aracı yavaşlattı. Aracın içinden Adrian çıktı. Siyah kabanı, dağınık saçları...  kirlenmiş yüzünün arasından sadece mavi gözleri ışıldıyordu. Çok yorgun görünüyordu. Alberta, Adrian'ı görür görmez araçtan atladı. Koşarak Adrian'ın önüne atıldı. Yanına neredeyse varmıştı. Adrian durdu. Alberta ise nefes nefese kalmıştı. Yere yığıldı ve bağıra bağıra,

"Adrian durdur şunu! Söyle onlara dursunlar. Yalvarıyorum durdur şunu...."

Adrian bakakalmıştı. Alberta'nın baş ucuna gelince durdu. Megan şaşkınla aracı tamamen durdurdu. Ve hemen aşağı inerek Alberta'nın yığıldığı yere doğru koşmaya başladı. Vardı ve durdu. Adrian'la göz göze gelmişlerdi. Alberta şoka girmişti ve deli gibi ağlıyordu. Megan,

"O gece Alberta'ya anlattıkların doğru muydu?"
Adrian,
"Sen nereden..."
Megan sözünü kesti,
"Doğru muydu dedim. Onu korumaya mı çalışıyorsun gerçekten? Söyle !"
Adrian,
"Evet."

Megan birkaç saniye bir şey demedi. O geceyi hatırladı. Nöbet tuttuğu geceyi. O gece evin yakınında birini görmüştü. Gördüğü kişi Evan'dı. Onu takip etmişti. Evan Alberta'nın odasının penceresinin yakınlarında durmuş Alberta ve onunla konuşan birini dinliyordu. Çok geçmeden o kişinin Adrian olduğunu anlamış ve Adrian'ın söylediği tüm sözlere şahit olmuştu. Hepsini duymuştu. Ne yapacağını düşünüyordu. Karar veremiyordu. O gece konuşulanlar kulağına fısıldanıyordu, Terra ve bebeğinin ölümü gözlerinin önüne geliyordu. Aklında ise diğerleri vardı. Lori, Derek, Scot... onlara yardım etmeliydi... Dayanamadı ve bağırarak,
"GÖTÜR ONU BURDAN!"
Megan şiddetli bir şekilde nefes alıp veriyordu. Ekledi,
"Gidin. Diğerlerine yardım etmem gerekiyor. Hemen şimdi gidin!"

Arkasına döndü. Ne yaptığının farkında bile değildi. Birkaç yavaş adım attıktan sonra adımlarını hızlandırdı ve koşarak aracına binerek oradan hızla uzaklaştı.

Adrian, Alberta'ya doğru eğildi. Sağ eliyle çenesinden kavradı. Gözlerinin içine bakıyordu. Yaşlar arasında süzülen göz bebeklerinin içinde kendi süliettini görüyordu. Alberta ise o soğuk nefesi tekrar yüzünde hissediyordu. Sanki Adrian'ın parmakları değil, buzdan bir el çenesini kavramıştı...
Adrian ayağa kalktı. Elini Alberta'ya uzattı. Alberta elini tuttu ve ayağa kalktı. Biraz öylece durduktan sonra Adrian aracına yöneldi ve aracın içine girdi. Alberta ise peşinden yürümeye başladı.

Bölümü beğenerek ve yorum yaparak destek olabilirsiniz sevgili dostlarım💙🌸


ALBERTA: DOLUNAY'IN SON IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin