24. Bölüm Pişti

196 23 0
                                    

"Berbat görünüyorsun..." 

Üzerimde morun belki de en berbat tonu ile bezeli uzun derin yırtmaçlı bir elbise ayakkabılarımı giyinmeye çalışıyordum. Gece için seçmek zorunda kaldığım kıyafetler Lorenzo'nun  dalga geçişiyle bir kez daha zihnimde canlanırken aynaya bakmamak kendimi görmemek için  çabalamaya devam ettim."

 "Tekrar tekrar hatırlatmak zorunda mısın?" Benim aksime kırmızı halıda yürüyormuş  gibi salınıp duran Lorenzo halinden oldukça memnun görünüyordu.

Sabah yapılan çekilişte Karlı ailesi ile pişti olma görevi bana düşmüş, o kendi dolabından kıyafetler seçerken bana zevklerini bir türlü anlayamadığım Ahsen hanımın elbisesinin aynısını giyinmek düşmüştü.

"Yanında güneş gibi parlıyorum resmen."

Normal zamanlarda bile oldukça özgüvenli konuşan sevgili dostum Lorenzo bugün kurduğu her bir kelime ile sinirlerime oynuyor morelimi bozmaya devam ediyordu.

Ten rengine uygun takımı, özenle yapılmış saçları... Baştan aşağıya her şeyi kendi seçmiş benim gibi bazı tercihler yapmak zorunda kalmamıştı. Yanımda dikilip aynada bir sana bir bana bak demesi hem gerçekçi hem sinir bozucuydu.

"Problemi ne bu kadının anlamadım ki..."

Kısacık sürede Accardi ailesi tarafından bulunan elbise doğru düzgün bedenime oturmasa da umrumda değildi. Kendimi tenimde çığlıklar atan elbisenin görselini hazmetmeye o kadar kaptırmıştım ki sağıma soluma tutuşturduğum çengelli iğneleri gözüm görmüyordu...

"Problem onda değil ki?" Beyaz tenimde bas bas bağıran tonun Ahsen hanımın esmer tenini taçlandıracağını söyleyen Lorenzo zevksizlikle suçladığım kadını koruyordu. 

"Herkes her şeyi giyecek diye bir şey yok..." Bir türlü bağlayamadığım bağcıkları bağlamama yardımcı olan Lorenzo moda hakkında bilgilerini bir bir sıralarken bakışlarım yaralı ayaklarım yüzünden giyinmek zorunda kaldığım yumuşak spor ayakkabıya kaydı.  

İkidir kendime uygun ayakkabıları seçemediğim için paramparça olan ayaklarım herkesin her şeyi giyinemeyeceğinin kanıtıydı. Herkesin her şeye sahip olamayacağı gibi...

Ne düşündüğümü anlamış gibi iç çeken dostum bağcıkları sonuna kadar sıkıp "Kendine uygun olanı bulunca da elden kaçırmamak lazım." dedi.

Alttan alttan Arslan ve benim birbirimize uygun olduğumuzu ima ediyor indirim reyonlarında savaş ilanı çıkartan  genç bir kız gibi onu söküp almamı söylüyordu. "...sonuçta dünya hali... Kaynak sıkıntısı malum. Bir malın birden fazla alıcısı olabilir..." 

Ayağa kalkıp  ceketini düzeltti. Arslan'dan bahsederken tek eşi kalmış bir topukludan hem şık hem ısıtıcı bir monttan bahseder gibi konuşuyordu.

"Sana ne demeli?"

Ayağa kalkıp kabanımı giyinmeye başladım. Alıcısı oldukça yüksek olan Beste'den bahsederken konuşması kolay ama harekete geçmesi zor demeye çalışıyordum.

"Sohbet ne ara buraya geldi anlamadım ben." Arabanın anahtarını alan Lorenzo girmem için kolunu uzattı. O konuşmayı geçiştirmek için babamlarla yiyeceğimiz yemekten bahsederken benim aklımda akşam yaşanabileceklerin ihtimali vardı....

#######

"Sence biraz geç kalmadık mı?"

"Assolistler en son gelir..." Saçımı savurarak arabadan aşağı indim. Evin ışıkları tüm geceyi aydınlatırken içeride beni bizi bekleyen kalabalığın çoktan yemeğe oturduğuna , babamın öfkeden kudurduğuna emindim.

Azat (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin