Fantazi dünyama hoş geldiniz...
Başlıkta görüldüğü gibi bu tarz içerikler yapacağım.
Eleştiriye ve isteğe açığım.
Ben TDK değilim..
Lütfen hayalet okuyucu olmayın.
Bi yıldızı eksik etmeyin :")
İyi okumalar dilerim...
Bu adamı çok seviyorum ağağağa. Animasyonlu halini de sevdim ama mangada baya güzel. Suegiku fani olduğum için bu hikayeyi stok yapmıştım onu yayınlamaya karar verdim. Uyarı; Ben TDK değilim. Biraz alkol var birazcık argo galiba birazda aşk var başka birşey yok tek part olucak ^^. Perşembe günü akutagawa x okuyucuyu yayınlayacağım. İyi okumalar dilerimmmmm. ____________________________________
Tecchou ile antrenman yapmak aşırı zordur. Kolları o kadar güçlü ki tahta kılıç bile olsa sizin kılıcınıza çarptırdığında kılıçla beraber ortadan ikiye ayrılcak gibi oluyordunuz.
Üstelik size bütün gücünü kullanmaktan çekinmiyordu bile. Aranızdaki mesafeyi yavaşça kapatırken kılıcını savuşturmaya çalıştınız. O size saldırıyor siz sürekli savunma yapıyordunuz. Sizin hızınız onun üzerine bir şeye yaramıyordu.
"Yani bu kadar mı?" size sorgularcasına bakmıştı. Şuan onu boğazlamak istiyordunuz. Yüzlerinizi ayıran şey çapraz kılıçlarınızdı.
Tahta olduğuna şükür ediyordun. Gerçekten savaşsaydınız bin kez ölmüştünüz. Üstelik yeteğini bile kullanmamasına rağmen bu kadar zorlanıyordunuz.
Savunmadan yapmaktan vazgeçip kollarınızda kalan son güçle saldırdınız. Tecchou öyle bir açık bulmuş ki farkında değildiniz. Kılıçla bileğinize vurup kılıcınızı düşürdü. Karnınıza bir tane darbe indirip sizi yere yapıştırmıştı.
Kafanızı vurup sarsıntı geçirmeyin diye yere düşmeden kafanızın altına elini koymuştu. "Tecchou.. ölüyordum lan!" diye Tecchou'nun yakasına yapışmıştınız. O da size şaşırmış kedi bakışı atıp "Yioo ölmezdin. Kılıçlar tahta?" dedi size bakarak.
Sinirlenip ayağa kalktınız. Kılıcınızı aldınız. Tecchou'ya savurmaya başladınız. O kadar hızlı savuruyordunuz ki Tecchou bazılarını karşılayamıyordu.
"Bundan sonra hep antrenman öncesi seni kızdırıcam." sırıtarak dedi. " Öyle bişey yaparsan kafanı kırarım." dediniz tıslayarak. "Denemeni görmek isterim" demesinin ardından yere yığıldın.
Yüzün kıpkırmızıydı. Zar zor nefes alıyordun. Tecchou da yanınıza oturup sizi izliyordu. "İyi gidiyordum değil mi?" dediniz Tecchou'ya. Tek dediği şey evetti. "Ne kadar daha yatacaks-" Tecchou sözünü tamamlamadan Jouno araya girmişti. " L/N-san yine mi Tecchou'ya kaybettin?" diyerek dalga geçti. "Yine mi derken? İstersen seninle kapışalım?" dediniz sinirle. "Hmm belki daha sonra" dedi. "Sende mi antrenmana katılcaksın Jouno?" dedi Tecchou. "Kukuku.. tabiki hayır ben senin gibi ruhunda sanat olmayan biriyle çalışmam." dedi Jouno.
"Peki ne için geldin?" dediniz. "Komutan bugün bizi içmeye götürecekmiş. Haber vereyim dedim. Ayrıca leş gibisiniz biriniz terli biriniz toz toprak içinde gidin temizlenin de öyle gelin." diyip ortadan kayboldu Jouno.
"Neyse bugünlük bu kadar antrenman yeter" dedi Tecchou. Sizde başınızı salladınız. Hemen eve koşup hazırlanıp buluşma yerinde toplanacaktınız. Sürekli görevden göreve gittiğiniz için tatil fırsatınız çok olmuyordu.
Üstelik Tecchou'yu da dışarda görmek için fırsatınızdı. Ona karşı boş değildiniz. O bunu bilmiyordu. Bilemeyecek kadar saftı. Piç Jouno kesinlikle kalp atışlarınızdan anlıyordu ama umrunda olmadığı için bişey yapmıyordu. Ona açılırsan red yiyip arkadaşlığınızı kaybetmekten korkuyordunuz. Bu yüzden hiçbir şey demediniz.
Eve gidip hazırlandınız ve aynanın karşında uzun bir süre kendinize baktınız. Kimononuz güzel mi diye bakıyordunuz çünkü Teruko veya piç Jouno tarafından dalga geçilmez istemiyordunuz.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
