Edogawa Ranpo

993 50 45
                                    

Ufak bir uyarı reis;
Biraz argo olabilir
Bu arada okuyucu Tsundere. Çok merak ediyorum bir narsistle tsundere yan yana gelirse OvO.
Ben TDK değilim. Noktalama ve yazım yanlışı olabilir.
Bu yüzden şimdiden özür dilerin
İyi okumalar dilerim...
____________________________________

Kışın işe yürümek eziyet gibidir. Sertçe esen rüzgardan dolayı sallanan ağaçlar. Buz tutmuş sular ve yolda kayan araçlar.

Hava soğuk olduğu için Kalın bir ceket giydiniz ve çantanızı alıp büroya doğru yürümeye başladınız.

Her iç çektiğinizde ağzınızdan buhar çıkıyordu. Tanrıya şükür ki eviniz büroya yakındı. Taş çatlasa on beş yirmi dakika ederdi.

Etraf buz tutmuş olduğu için yürümeyi zorlaştırıyordu. Bir anda ayağınız kaydı ve dizleriniz üzerine düştünüz. Ayağa kalkamıyordunuz ve durum daha da beter oluyordu. Tam bir rezillik.

O sırada biri size el uzatmıştı. Kafanızı kaldırıp baktığınızda aşırı utanmıştınız. Karşınızda Edogawa Ranpo'yu gördünüz.

Yüzünüz aşırı derece kızarmıştı. Ve meslektaşınız sizi bu halde görmüştü. Yer yarılsada içine girsem diye düşünmüştünüz.

Ranpo: "Heyy Y/N-Chan elim havada kaldı. Yoksa hala yerde yuvarlanmak mı istiyorsun" diye sizinle dalga geçmişti.

Ranpo kadar olmasa da sizde ünlü bir dedektiftiniz. Böyle ağır bir yenilgiyi kabul edemezdiniz. Daha doğrusu kendinize bunu yediremezdiniz.

Sinirli bir şekilde, "Sağ ol ama ihtiyacım yok!" dediniz.

Ranpo şaşkın bir ifadeyle size bakmıştı. Arkasını dönüp duvara yaslanıp sizi izlemeye başlamıştı.
Yarı yokuş gibi buz tutmuş bir yerde ayağa kalkmak aşırı zordu.

En sonunda ayağa kalkmayı başarmıştın. Bu başarın çok uzun sürmemişti. Tekrar yere çakılacakken Ranpo sizi tutmuştu.

Ranpo: Bazen çok inatçı oluyorsun ama bu huyun hoşma gidiyor. Ayrıca böyle bir yerde herhangi bir yerini kırarsan Yosano-san'ın tedavisine maruz kalırsın.

Bacakların iki yana katlanmış ve kafan Ranpo'nun boynunun altındaydı. Yüzün domates gibi olmuştu. Kırmızının 1000 farklı tonuna bürünmüştünüz.

Hafifçe Ranpoyu ittirerek konuşmaya çalışıyordunuz ama sesiniz çıkmıyordu. Ellerinizle bir şeyler yapıyordunuz.

Ranpo kıkırdamaya başladı. Yüzün kıpkırmızı olmuş diye dalga geçiyordu.

Ranpo: Yüzün domates gibi olmuş. Yoksa benden mi utandın?

Y/N: Alakası yok! Sadece hava çok soğuk o yüzdendir.

Ranpo sizi sorgularcasına baktı ama birşey demedi. Siz üzerinizi silkeledikten sonra bir teklifte bulundu.

Ranpo: Birazdan buraya taksi gelecek sende binebilirsin.

Y/N: Senin için sıkıntı yoksa...olabilir.

Nede olsa ofise geç kalmayı göze alamazdınız. Taksi dediği gibi gelmişti. Arka koltuğa oturmuştunuz. İkinizde hiçbir şey demeden dışarı baktınız. Zaten taksiyle aşırı kısaydı.

Parayı uzattığınızda Ranpo elinizi tutmuştu. "Ben öderim" demişti.
"Ama ben bunu kabul ede-" cümlenizi tamamlamadan Ranpo,
"Davet eden bendim ve bence bunu kabul edebilirsin değil mi ?"dedi.

Bu adam tam bir ikna makinesiydi... Onunla münakaşaya girmek istemiyordun. Bir yolunu bulup sizi yine ikna ederdi. Bu yüzden hiçbirşey demeden taksiden indiniz ve binaya girdiniz.

Bungou Stray Dogs x OkuyucuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin