Vampir Fyodor Dostoyevski

737 37 33
                                    

Merhabalar uzun zamandır bölüm atamadığım için özür dilerim. Ülkemizde birçok tatsız olay oldu. Depremde bunlardan biriydi. Geçmiş olsun Türkiye... Size bir arkadaş tavsiyesi olarak söylemek istiyorum. Bizim şehrimizde olmaz demeyin sizde yine de hazırlık yapın. Deprem esnasında ne yapılmalı veya yapılmamalı öğrenin çünkü bizim milletimiz başına gelmediği sürece anlamaz. Bu yüzden önleminizi alın. Tekrardan herkese baş sağlığı ve sabır dilerim...

Uyarı!
Bu parça kan, çatışma aşk gibi birçok şey barındırır. Böyle şeylerden rahatsız olanlar. Hikayenin bundan sonrasını okumaması önerilir. Başka hikayelerime geçebilirsiniz.

Seni baya beklettim @Charatheundertale kusura bakma TvT"'
İyi okumalar dilerimmmm.
____________________________________

"Ne zaman pes edeceğini bilmiyorsun değil mi Milaya? Ben insan üstü bir varlığım benden kaçmanın imkansız olduğunu biliyorsun değil mi?" demişti Fyodor. Sesi koridorlarda yankı yapıyordu.

Gözleriniz dolmuştu. Titremekten kendinizi alı koyamıyordunuz. Sizi bulmasından korkuyordunuz. Sizi bulduğunda kemiklerinin teker teker kırabilir ondan af dilemen için sabaha kadar işkence yapabilirdi. Hatta tek bir saldırıda bile öldürebilirdi.

Elinden tek gelen tanrıya dua etmekti. Hızlı ve sessiz adımlarla onun olduğu yerden ayrılmaya çalışıyordun. Zaten kanıyordun... yerlere kanının damlaları düşüyordu. Size saldırdığında kaçınmış olsanın bile cam kırıkları fena bir şekilde sizi kesmişti. Bir yandan kanayan kolunuzu bastırıyordunuz bir yandan kaçmaya çalışıyordunuz.

"Benden saklanmak ha..? Saklanbaç gayet güzel oyun... Bilirsin ben bu oyunlar için fazla zeki biriyim.. Eğer benimle gelirsen sana zarar vermeyeceğim. Sizin gibi nazik kadınlara zarar vermeyi seven biri değilim.." demişti.

Eninde sonunda bulacağını biliyordunuz. Hatta belki yerinizi bile biliyordur. Sizi sinir eden şey sizinle oynamasıydı. Bundan hem korkuyordunuz hemde nefret ediyordunuz. Gözlerinizdeki yaşlar görüşünüzü bulanıklaştırıyordu. Her şey sizin aleyhinizeydi.

Parmaklarınız buz kesilmişti. Hızla yürürken bacaklarınız o kadar titriyordu ki neredeyse tutmuyordu. Çıkış arıyordunuz. Bu lanet olası yerden çıkmak istiyordunuz. Sıcak yatağınızda uyanıp bunların hiç birini olmamış olmasını diliyordunuz.

Bir anda bir odadan çok yüksek bir ses gelmişti. Korkudan olduğunuz yere çökmüştünüz.

"Ah..Milaya her şeyi daha da zorlaştırıyorsun.. Benden kaçmanın hiçbir anlamı yok. Fareler bile yerini söylüyorlar ama hala şansın olduğunu düşünüyorsan bunu denemene izin vereceğim. Benden kaçmanın ne kadar saçma olduğunu anlayana kadar izin vereceğim. Ne de olsa ben nazikim biriyim."

Kolunuz daha da kötü acıyordu..
Hem kan kaybından başınız dönüyordu hemde acıdan akıl sağlığınız daha da kötüye gidiyordu.

Ayağa kalkıp hızla yürümeye devem ettiniz. Galiba sonunda tanrı sesinizi duymuştu. Orada bir çıkış görmüştünüz. Koşarak oraya yönelmiştiniz.

Bir anda kanınız donmuştu. Çıkışın hemen önünde Fyodor belirmişti. Hemen ters yöne koşmaya başlamıştınız. O kadar hızlı koşuyordunuz ki kalp atışlarınızı kulaklarınızda duyuyordunuz. Hiç bu kadar hızlı koşmamıştınız. Arkanıza baktığınızda onu görememiştiniz. Hiç bu kadar rahatlamamıştınız ama dikkatinizin dağılmasına izin vermemeliydiniz.

Önünüze döndüğünüzde Fyodora çarpmıştınız. Siz daha kaçmaya fırsat bulamadan yaralı kolunuzu kavrayıp tutmuştu. O kadar acıyordu ki ağzından çıkan seslere hakim olamamıştınız.

Kolunuzu kurtarmaya çalışıyordunuz. Boşunaydı o kadar sıkı tutuyordu ki neredeyse çatlatıcaktı.

"L-lütfen yalvarıyorum bırak ne olursun... Lütfen!" diye kendinizi acındırmıştınız. Yolun sonuna gelmiştiniz. Yolun sonu uçurum olarak götürmüştü.

Bungou Stray Dogs x OkuyucuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin