Vampir Fyodor Dostoyevski (Part 2)

523 42 27
                                    

Selammm Reis,
Biz yine uyarımızı yapalım.
Ben TDK değilim illaki yazım hatam olur. Bunun için şimdiden özür dilerim. Kan, şiddet, kavga, aşk? vb. Şeyler içerir. Böyle şeylere hassasiyeti olanlar hikayenin bundan sonrasını okumaması önerilir. Okuyacak olanlara iyi okumalar dilerimmm.
____________________________________

Önceki parttan hatırlatma*

Sizi kendi yatağına nazikçe yatırdı ve kanayan yerlerinize pansuman yaptı. Kolunu sargıyla sardı. Size işaret bıraktığı boynuna baktı. Orayı tekrardan yaladı ve kokunuzu içine çekti.

"Bu kadar inatçı olmasaydın bunlar olmazdı. Bunlar suçunun cezaları." diyerek elini tuttu. Ayağa kalkıp odadan çıktı ve ardından kapıyı kilitledi.

Uzun bir süre sonra uyanmaya başlamıştınız. Başınız çatlıyordu. Ne olduğunu hatırlamaya çalışıyordunuz. Bilinciniz tam olarak yerine gelince yataktan çıkmadan etrafa bakınmıştınız. Oda karanlıktı. Küçük aydınlatmalar vardı. Tüyler ürpertici görünüyordu.

Kendinize lanet ediyordunuz. Yanlış yerde yanlış zamanda orada bulunmasaydınız başınıza bunlar gelmezdi. Yumruğunu sıkıp göz yaşlarına sessizce hakim olmaya çalışıyordun. Nerde olduğunu bilmediğin bir yerin yatağında yatıyordun. Bu bir insan için yeterince panik kaynağıydı.

Flashback*

"Pardon şu kitap bu kütüphanede bulunuyor mu efendim?" fısıltıyla söylemiştiniz. "Sistemden sizin için bakabilirim. Başka bakmak istediğiniz var mı hanımefendi?" dedi oradaki personel. "Hayır teşekkür ederim." diyerek nazik bir gülümseme sundunuz. Oradaki personel aradığınız kitabı bakana kadar etrafta göz gezdiriyordunuz. Sadece siz, birkaç personel ve elinde kahve ile oturan uşankalı bir adam vardı.

Gece geç vakitte bile birileri olduğuna şaşırmıştınız. İşinizden geç döndüğünüz için buraya geç vakitte anca gelmiştiniz. Bu Kütüphane de bir ila iki saat arası takılıp kafanızı dinliyordunuz. Zaten pek çok kimse buraya uğramadığı için gayet kafa dinleyici oluyordu.

"Aradığınız kitap şurada oturan beyefendinin arkasındaki rafta bulunuyor." diyerek masa başına tekrar oturmuştu personel. Ses çıkarmadan çekine çekine o rafa gitmiştiniz. Neden rafın en üstündeydi ki? Olabildiğince ses çıkarmamaya çalışıyordunuz. Parmak ucunuzda almaya çalışıyordunuz. Kitaba dokunuyordunuz ama alamıyordunuz. Sandalye çekip üzerine basmak çok ses çıkartırdı.
Eski bir kütüphane olduğu için her hareketiniz ses çıkartıyordu.

Sonra arkanızdan bir ses duydunuz. Orada oturan adam ayağa kalkmıştı. İçinizi bir endişe sarmıştı. Onu rahatsız ettiğin için mi kalktı? Yoksa kendi isteği ile mi?

" İzin verirseniz size yardım etmek isterim." demişti leylak gözlü adam. Tek yaptığınız kafanızı evet anlamında sallamaktı. Uzanıp ordan size kitabı uzatmıştı. "Buyrun hanımefendi." dedi "Teşekkür ederim. Size rahatsızlık verdiysem özür dilerim."dediniz.
" Bu kitapları yerine koyacaktım zaten. " hafif gülümseyerek söyledi.

Sesi o kadar nazik bir tondaydı ki kendinizi hayran olmaktan alı koyamadınız. Neredeyse masada yirmiye yakın kitap vardı. Sizde ona yardım etmek istemiştiniz. Bu iyiliğin bir karşılığı olduğunu düşünmüştünüz. " İsterseniz size kitapları yerleştirmekte yardımcı olabilirim" dediniz.

Leylak gözlü adam yüzünde hafif bir gülümseme olmuştu " Eğer işinizden alı koymuyorsam neden olmasın." demişti. Kitapların yarısını elinize almıştınız.

Birlikte kitapları koymaya başlamıştınız. "Adınız nedir hanımefendi?"dedi. "Adım L/N Y/N sizin adınız nedir efendim?"
"Fyodor Dostoyevski. Fyodor diye bilirsiniz." dedi.

Bungou Stray Dogs x OkuyucuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin