🦋 Kelebek Hissi

213 17 17
                                    

Bu gün günlerden Üsteğmencim...

Bugün istememiz var.

Semamun aleyküm 🤍
_______________

Bugün saat beşte uyanmıştım, bir türlü uyuyamamıştım ve bununda tek suçlusu Alkan'dı. Sabah namazına kalkmam için mesaj atmıştı ona kısa bir mesajla cevap verip abdest almaya gitmiştim. Ben namaz kılıp geri yatağa girene kadar durup durup mesaj atıp silmişti, attıklarının hiçbirini görememiştim ama başım ağrımıştı. En sonunda uykum kaçınca feracemi üzerime geçirip terasa çıkmıştım, şimdi ise yerdeki kilimin üstünde oturmuş aydınlanan gökyüzünü izliyordum. Arkamda duyduğum ayak sesleriyle başımı hemen oraya çevirdim.

Gelen Alkan'dı, benim burda olduğumu bilmediği için kısa bir bakışma yaşadık, hemen gözlerimi ondan ayırıp önüme döndüm. Hastaneden çıkalı iki gün oluyordu, yaram hâlâ acıyordu ve ani haeketlerim tamamen kısıtlanmıştı, buna rağmen yürüyüş yapabiliyordum ve bu herşeye değerdi. Gece herkes evine çekildikten sonra Kaan ve ben yaz ayındaymışız gibi sahile yürüyüşe gidiyorduk.

Gözüm sağ tarafındaki masaya kayınca Alkan'ın orda oturduğunu gördüm. Yanına gidip gitmemekte kararsız kalırken vücudum benden izinsiz ayaklandı ve ayaklarım soluğu Alkan'ın yanında aldı. Çaprazında ki sandalyeyi çekip oturduğumda yüzüm kapıya dönüktü, o ise Galata kulesini izliyordu.

"Benim yüzümden yatmadın değil mi ?" Göz ucuyla bana bakarken ben kollarımı masanın üstünde birleştirdim ve yanağını kolumun üstüne koyarak ona baktım "Özür dilerim ama-"

"Özür dilemene gerek yok, hem iyi oldu uyumadığım"
Dediğim şeyle yönünü bana döndü, yüzünü tamamen görünce yanağında ki çizik dikkatimi çekti. Ben hastaneden çıkmadan operasyona gitmişlerdi ve dün gelmişlerdi, bu süre zarfında onu görememiştim. Yanağına ne olmuştu ki ? Ben yerimde doğrulurken o başını tekrardan önüne çevirdi. Yerimden kalkıp tam karşısına geçtim.

"Yanağına ne oldu ?"
Parmakları çiziğin üstünde hafifçe dolanırken gözlerini gözlerimden ayırmadı, derin bir nefes çekti ciğerlerine ve konuştu.

"Ufak bir sıyrık, önemli değil"
Bu onun için normal olabilirdi ama benim için kesinlikle normal değildi. Endişeyle elimi kaldırıp ona doğru yaklaştırdıktan sonra yüzüm düştü. Ona elliyimiyordum ki..gözlerimi onunkilerden ayrılıp masaya indirdim aynı yavaşlıkla elimde indi. Masanın üstünde duran parmaklarıma köşede bulduğu çubukla dokununca gözlerim gözlerini buldu. Yüzünde hafif bir gülümseme vardı.

"Üzülme, unuttun mu bu akşam sözümüz var ?"
Dediği şeyle yüzündeki gülümseme çoğalırken aynısı bana da yansımıştı. Onunla olan namahremliğim biticekti, söz nişan bir arada olacak ve ondan sonrada dini nikah kıyılacaktı.

Kızlar her ne kadar 'aceleye geliyor' dese de erkeklerde 'hayırlı işte acele etmeli' diyorlardı ve her iki tarafta haklıydı.

Parmaklarıma çarpan çubuğu iki parmağım arasında tutuğumda o bırakmıştı. Çubuğu elinin arkasında gezdirirken düşüncelere dalmışım ki Alkan beni düşüncelerinden ayırdı.

"Hava iyice soğudu, eve girelim mi ? Hasta olacaksın, sümüklü bir gelin istemiyorum" son dediği şeyle kıkırdarken ben de gülmüştüm, sandalyesini ittirerek kalktığında elini bana doğru uzattı, avuç içine çubuğu koyarak bende ayağa kalktım çubuğu sıkı sıkı tutuyorduk ikimizde. Terasın kapısında içeri girdiğimizde anca üşüdüğümü hissettim, vücudum titrerken Alkan'ın dikkatini çekmiş olmalı ki konuştu.

"Zaten hava soğuktu bir de sabah serinliğinde çıktın. Hasta olacaksın"
Dediği şeye tebessüm ederek cevap verdim.

"Merak etme bağışıklığım güçlü, sümüklü gelin olmam"
Kelimelerim biterken bizim kata gelmiştik, sol tarafıma dönerek ona baktığımda gözleri benim üstümdeydi. Yüzümün her köşesini tarayan gözleri sanki hafızasına kazıyordu.
"Ben gidiyim artık"

ÜSTEĞMENCİM {Texting} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin