0.7

18 4 7
                                    

 Nora kendini yanıma attı. "Lee Jeno'ya ne yaptın?"

 Omuz silktim. "Bir şey yapmadım."

 "Donghyuck, Jeno'nun ruh gibi dolandığına hatta dolanmayıp sadece yattığına dair zırlanıp duruyor."

 Kafamı yavaşça ona çevirip güneş gözlüğümü burnumun ucuna indirdim. "Yaşamsal fonksiyonları işlevsiz hale gelmiş mi?"

 Dilini damağına yapıştırarak 'Cık' sesi çıkarttığında gözlüğümü geri takıp önüme döndüm.

 "Tüh. Kötü halde deyince umutlanmıştım."

 "Hakkaten ne yaptın bu arada?"

 İç çektim. "Onu öptüm."

 "Ha bir şey deği-"

 Kendi cümlesini yarıda kesip durdu. 

 "Ne? Ne dedin? Ne zaman?"

 Yüksek sesle sorduğunda kulağımı kapattım. "Kulağımı siktin."

 Yakamı tutup beni kendine çekti. "Senin hayatını sikerim düzgün anlatmazsan."

 Alayla güldüm. "Öpüşecekmişiz gibi çektin, yükseldim."

 Bana ayak uydurdu. "O başka zamana artık."

 Kendimi ellerinden kurtararak kenara çekildim. "Bir şey olmadı abartma. Olması gereken bir şeyi yaptım ve inan bana aşırı eğlendim."

 "Aman bana ne ya. Ne halt edersen et. Zaten anlat desek de yarım yamalak anlatıyorsun."

 Aklıma gelen şeyle ona döndüm. "Bu arada Hyuck'la sen ne alaka?"

 Saatine bakıp ayaklandı. "Ders saatim geldi görüşürüz."

 Benden kaçmaya çalışırken hızlıca ayağa kalkıp onu yakaladım ve yerine geri oturttum.

 "Bugün başka dersin olmadığını mesajlaşırken söyledin. Yemem bu numaraları. Dökül bakalım."

"Hina'nın partisinde olaylara karışan tek kişi sen değilsin maalesef."

 "Ne alaka? Hızlı anlatsana ya."

 "Bazı şeyler oldu ve ben kendimi onunla flört ederken buldum. Büyü mü yaptı ne yaptı anlamadım ama bir anda çarpıldım. Çok fena hem de."

 Şaşkınlıkla onu dinledim.

 "İyi iyi. Düzgün birisini bulmuşsun flört edecek. Helal sana."

 "İnan her şey kendiliğinden oluyor. Hiç beklemediğin anda gerçekleşiyor her şey."

 Koluna vurdum. "Dalga geçme lan. Yeni gelin travmalarımı gündeme getirip beni tetikleme."

 Etrafa baktığında merakla ona baktım. 

 Bakışlarımı fark edip konuştu. "Dramaların için bayılabileceğin uygun bir yer arıyorum."

 Yine koluna vurduğumda cırladı. "Vurma koluma be yeter koptu kolum."

 Ona alayla baktım. "Asıl sen git bayıl o bulduğun yerde."

 Sahte bir şekilde güldü.

 "Ee?"

 "Ne?"

 "Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun?"

 Bugün kaçıncı kez olduğunu sayamayacağım şekilde yine omuz silktim. "Hiçbir şey yapmayı düşünmüyorum. Azıcık kendine karşı saygısı varsa bana daha bulaşmaz. Bana saygısı yok bari kendisine olsun."

 "Bence kendisine karşı daha saygısız. Yoksa bu kadar sefil duruma düşmezdi."

 "Orası beni ilgilendirmez. Gelirse daha hatırlatacak çok anımız var. Her birini tek tek hatırlatırım. Sever o geriye dönüşleri."

 •••

Do Me A FavourHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin