0.8

18 4 3
                                    

leeno:

Ria müsait olduğunda işaret ver ve biraz konuşalım.

naria:

Bıkmak nedir asla bilmiyorsun görüyorum ki.

leeno:

Bana ne yaparsan yap senden bıkmam.

naria:

Peki.

Bu seninle görüşeceğimiz son sefer olsun.

Bir daha böyle bir şeyi kabul etmem. 

Ne söylemek istiyorsan hepsini düzgünce toparla ve beş dakika sonra arka bahçedeki oturma yerlerinin oraya gel.

leeno:

Tamam.

•••

 Yine bir eğlencedeydim. Jeno'yla son görüşmemizin üstünden yaklaşık bir ay geçmiş olmalıydı. Havalar iyice ısınmaya başlamıştı ve haliyle partiler de artmıştı. Şu anda içerisinde bulunduğum eğlence liseden birkaç tanıdığın düzenlediği bir şeydi.

 Doğrusu gelmeyi pek istemesem de Nora ve Donghyuck ikilisinin ısrarlarıyla baş edememiştim. Asıl şaşırtıcı olan şeyse Nora'nın ikna olmasıydı. Gerçi Donghyuck ne yapıp edip onu buna sürüklemiş de olabilirdi.

 Yüksek sesli şarkı yüzünden sesimi duyuramayacağımı biliyordum, bağırmakla da uğraşmak istemiyordum çünkü Nora'nın kulağında sesi azaltıcı kulak tıkaçlarından vardı. Kulaklarına epey değer veriyordu. Bu yüzden nerede olacağıma dair kısa bir mesajı ona atarak bahçeye çıktım.

 Rüzgâr ılık esiyordu. Bu havalara bayılırdım, kendimi yeniden canlanır gibi hissederdim.

 Telefonum çaldığında bakışlarım ekrana döndü. Arayan Nora'ydı. "Ne var?"

 "Bana bak, sakın yine öpüşerek gelmeyi düşünme bile. Lee Jeno'nun cazibesi korkunç ve sana deli olduğu için aklın çelinebilir. Kendine gel diye uyarayım dedim."

 Alayla gülerken arkamdan adım sesleri duydum. Bu yine de susmam için bir sebep değildi. "Bu akşam öpeceğim son kişi bile değil. Merak etme."

 Sonra da telefonu kapattım.

 Büyük salıncağa yayılarak oturan Jeno söylediklerimi duymayacak kadar dalgın gözüküyordu.

 Yanına oturmamayı tercih ederek ayakta dikildim. 

 "Ne oldu? Neden buradayız."

 Dalgınca baktığı çimenlerden bakışlarını bana çevirdi ve sakince konuştu. "Özür dilerim."

 Kaşlarım çatıldı. "Ne?"

 O da ayağa kalktı ve hemen karşıma geçti. Şimdi kafamı kaldırarak bakmam gerekiyordu.

 "Sana yaşattığım her şey için özür dilerim. Son yaptığın şey beni iyice tokatladı ve yaptıklarımın ağırlığını fark etmemi sağladı. Hiçbir bahane yaptıklarımı küçültemez."

 "Bunu ancak mı fark ettin? Ayrıca hangi şey için özür diliyorsun, beni rezil edip arkadaşsız kalmamı sağlayana dek zorbalığa uğramamı sağladığın için mi yoksa beni en yakın arkadaşımla aldattığın için mi?"

 Bana sessizce bakarken ben sıralamaya devam ettim. Söz hakkım varken asla susmazdım.

 "Ha bir de şey vardı, beni sevgili olduğumuza inandırdıktan sonra fotoğraflarımı terbiyesizce shoplatman ve bunu yayman. Hangisi için af diliyorsun?"

 "Seni aldatmadım."

 "Evet fiziksel olarak aldatmadın. Bunu daha sonradan öğrendim. Peki diğerleri de aldatma olmaz mı Jeno?"

 O dudaklarını sıkıca birbirine bastırarak bana bakarken ben arkamda kalan hasır desenli masaya yaslanıp kollarımı bağladım.

 Ondan hâlâ yanıt gelmezken sıkılmaya başlamıştım.

 Aniden dizleri üstüne çöktüğünde etrafta dolanan bakışlarım ona döndü.

 "Yaptığım her şey için özür dilerim. Aptal herifin tekiydim. Asla değerini bilemedim ve tam bir orospu çocuğu gibi davrandım. Bana ne istersen yap ama senden uzak duramam. Her ne istersen yaparım yeter ki benim yanımda ol."

 Sırıttım. "Dizlerinin üstünde yalvarırken acınası görünüyorsun."

 Dengesini kaybederek hafifçe yalpaladığında elimi ona uzattım ve o da elimi hayatı buna bağlıymışçasına tuttu.

 Hafifçe eğilerek saçlarını yavaşça okşadım. "Bu tavrı ben seninleyken sergilemeliydin Jeno. Bu kadar olay yaşandıktan sonra af dilemek için değil. Acınası ve rezil hareketleri keserek kendine gel. Sen kötü ve umursamaz birisin. Bana karşı kötü davran ve beni yine umursama. Benim tüm istediğim bu."

 Bakışlarını bana çevirdiğinde gözlerimin zevkle parladığına emindim. Elimi saçlarından hızlıca çektim. O esnada kısaca kıkırdamama engel olamamıştım. Karma cidden çok sert işliyordu.

 Ve o dizleri üstünde orada kalakalırken ben yüzümdeki gülüşle içeriye girdim. Bu onunla son konuşmamdı. Bundan sonra sadece yaşanılanları hatırlamak kalmıştı ona. 

•••

Do Me A FavourHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin