"Biz hâlâ ilk senede sürünürken biricik kadınım stajına mı başlamış amanın!"
Ben Hina'yı nazlarken diğerleri bize gülerek bakıyordu. Tabii Hina da benden kaçmaya çalışıyordu ama pek işe yaradığı söylenemezdi. Zaten çakırkeyif olduğundan ötürü dengesi pek iyi değildi oturduğu yerde bile.
"E herhalde ablası ne sandın. Siz birinci sınıfta sürünürken ben de stajda sürüneceğim. Hep sürünmeye mahkumuz grup olarak."
Pek de haksız sayılmazdı. Nora da onu onaylar anlamda kafa kalladığında zaten üçümüz tamamlanmıştık. Şu anda birlikte olduğumuz on iki kişi arasında üçümüz yakın arkadaştık, geri kalan kişilerse bugün katılmayı tercih ettiğimiz bölümden birkaç kişiydi işte.
"Ria'nın arkasından bize doğru gelen kişi Renjun mu yoksa ben mi kör oldum?"
Karşımda oturan Hina'nın arkasında asılı olan geniş aynaya baktığımda Renjun'la bakışlarımız ayna üzerinden kesişmişti.
"Selam herkese."
Ortaya selam atarak boş bir yere oturuduğunda herkesin sesi kısılmıştı.
Yakınlığımızın verdiği rahatlıkla konuştum. "Selam. Niye buradasın? Normalde toplanmalara katılmamayı tercih ederdin, ne değişti bugün?"
Arkasında kalan kapıyı gösterdi. "İstersen gideyim."
Ona alaycı bir bakış attım. "Bunu demek istemediğimi gayet iyi biliyorsun."
Saçlarımı karıştırmak için elini uzattığında hızla uzaklaştım. "Yok. O bugün olmaz işte, yemezler. Çok uğraştım saçımı düzgün sabitlemek için."
Arkası olmayan oturaktan iyice sarkarken belim ağrımaya başlamıştı. "Tamam tamam yapmayacağım."
Önüne dönerek içeceklerden birisini diklediğinde ortam da eski gürültüsüne kavuşmuştu çoktan.
"Bu arada hakkaten cevaplamazsan içim rahat etmez. Neden bugünü seçtin özellikle?"
Nora bu soruyu yeniden dile getirdiğinde birkaçımızın bakışı Renjun'a döndü.
"Jeno orospusu zırladığı için geldim. Hyuck'u da sürükleyecekti peşine."
Ben düz bir ifadeyle bakarken kızlar yavaşça bana döndüler.
"Oldu o zaman hepinize iyi akşamlar, iyi eğlenceler. Tam da eve gitme vaktim geldi."
Çantamı ve ceketimi alarak diğerlerine veda ederken hemen Jaemin'e mesaj attım.
Üstüme düşen hesabı ödeyerek hızlıca mekandan çıkarken bizim masada oturan birkaç kişi acelemin nedenini çözmek ister gibi bana bakıyordu ama pek de umursadıklarını sanmıyordum. Zaten umursayacak kafada da değillerdi, hepsi uçuktu.
Kapıyı açıp çıktığımda karşımda dikilen kişiyle dişlerimin arasından küfür ettim.
"Ria, ayrılıyor musun?"
"Evet Donghyuck. Size iyi eğlenceler."
Gülümseyerek kafasını salladı. "Teşekkürler. Daha sonra sakin bir ara görüşelim."
Donghyuck'u seviyordum. Belki de Jeno'nun arkadaş grubundaki en sevdiğim kişi o olabilirdi. Bu yüzden onu kırmadım ve usulca kafamı salladım.
"Tabii. Haberleşiriz."
O içeri girerken ben yine adımlarımı hızlandırdım. Eğer Donghyuck buradaysa Jeno da her an gelebilirdi.
Tam köşeyi dönecekken adımın seslenilmesiyle adımlarımı durdurmadım aksine Jaemin'in beni bekleyeceği yere doğru hızlandım.
"Ria!"
Önüme geçilmesiyle adımlarım mecbur duraksamıştı. Bu salak herif ne ara bu kadar mesafeyi gelip de önüme geçmişti?
Kafamı kaldırmadan ve tek kelime etmeden yana kayıp yürümeye devam ettiğimde bu sefer beni çantamın sapından tutup durdurdu.
Gözlerim çantamdaki eliyle yüzü arasında gidip gelirken hızlıca elini çekti. "Kolundan tutsaydım kızardın, başka yol yoktu."
Elini ensesine atarak başka yöne baktı ve kısa açıklamasını yaptı.
Ona boş boş bakmaya devam ettim sonra da önüme dönüp yine yürümeye başladım.
"Ria! Lütfen dur. Benim yüzümden mi bu kadar erken ayrıldın?"
Şaşırmış rolü yaptım. "Nasıl anladın ya?"
Omuzları düştü. "Dalga geçme. Ben gitmem eğlenceye olur biter. Sen ayrılma."
Kahkaha attım. "Bunu ancak mı akıl edebiliyorsun? Sıkıntı yok Jeno, git ve her zamanki gibi keyfine bak. Beni yok say. Gidiyorum ben."
"Nasıl gideceksin? Ben bırakayım."
Kaşlarımı kaldırarak alaycı bir şekilde baktım. "Sürünerek gitmeyi tercih ederim."
Bir şey söylecekken araba kornasıyla oraya döndüm.
"Güzelim ben alayım seni."
Duyduğum sesle hiçbir şeyi umursamayarak arabaya yaklaştım.
"Doyoung?"
Ardından şoför kısmında beliren Jaemin'le sinirle derin bir iç çektim.
"Ria kim bu?"
Varlığını unuttuğum kişi konuştuğunda bıkkınlıkla ona baktım. "Eben."
Yumruklarını ve dişlerini sıkmıştı. Cidden bu iğrenç ve saçma tavırlarından bıkmıştım artık. Benimle bir ilişkisi olduğunu falan düşünüp buna göre bir hayal dünyasında yaşıyordu.
Onu umursamadan arabanın arka koltuğuna bindiğimde Jaemin hızla oradan ayrıldı.
"Sana dediğim vakitten on dakika sonra geldin. Senin yüzünden orospu çocuklarıyla savaşma derneği oldum."
"Ben ne yapabilirim? Doyoung uzun süre hazırlanamadı."
"Ben niye suçlu oldum şimdi ya?"
İç çektim. "Of tamam ben suçluyum susun."
•••

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Do Me A Favour
Fanfic"Bana bir iyilik yap ve kendini bu kadar değerli görmeyi bırak." ↣Lee Jeno fanfiction.