Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Severus, şirketteydi. Saatlerdir buradaki bir soruna takılıp kalmıştı. Eve dönüp kocasını öpeceği, oğlunun neşeli sesini duyacağı anı iple çekiyordu.
Şimdi James çoktan işten dönmüş, Harry'le akşam yemeğini yemiş olmalıydı. Harry'nin bakıcısı Büyükanne Tori de onlarla kalmış olabilirdi.
Yorgunluk ve sinir omuzlarını kaskatı hâle getirmişken kapı gürültüyle açıldı. Severus bu saygısızlığa kaşlarını çatarak başını kaldırmış, bütün sinirini gelen kişiden çıkarmaya hazırlanmışken kırmızı küçük bir şey ona doğru uçtu.
"Baba!" Severus gülerek oğlunu göğsüne çekmiş, yüzüne öpücükler konudururken James de kapıyı kapatıyordu.
"Ne güzel bir sürpriz bu." dedi gülümseyerek. James oğlunun üstünden eğilip dudaklarından öptü.
"Harry evde beklemeye dayanamadı, bir an önce seni görmek istedi." dedi James kendini yandaki koltuğa atarken. Severus oğlunu kucaklayıp yanına oturmak için ayağa kalktı.
"Yoo," dedi Harry kaşlarını çatarak. "Baba seni özledi, gidelim dedi."
Severus kahkaha atarken James kaşlarını çatmıştı. "Hemen sattın beni," dedi şakadan kızarken. Harry suçlu suçlu güldü.
"Unuttum." dedi uzanıp onu yanağından öperken. James anında yumuşayıp oğlunu alnından öptü.
"İyi ki geldiniz," dedi Severus kocasını da tıpkı oğlu gibi kendine çekerken. James anında ona sırnaştı. "Bunalıma girmek üzereydim."
Harry kaşlarını çattı. "O da nedir?" Her şeyi sorgulayan küçük bebeği, böyle baktığında aynı ona benziyordu. Severus gülerek onu yanıtladı, sonra da yere indirdi.
"Neden gidip Gloria'yla sohbet etmiyorsun Doktor?"
Harry'nin gözleri parladı. Koşarak çıkarken James gülüyordu.
"Ah şu Gloria aşkı..."
Severus onu kendine iyice çekip başını boynuna gömdü ve huzur veren kokusunu içine çekti. Onu bu koku kadar rahat ve mutlu hissettiren başka bir şey yoktu şu dünyada. Oğlunu saymıyordu, o zaten en büyük huzuruydu.
"Çok çabuk büyüyor."
James sırıttı. "Daha dün gibi hatırlıyorum beşikte sallarken uyuyakaldığımızı."
"Bir keresinde klozetin üstünde uyuyakalmıştın." dediğinde James yüzünü buruşturarak güldü.
"Sen de arka bahçede iksirin için bitki ekerken yere kıvrılıp uyumuştun." dedi ve gözlerini kocaman açtı. "Aralık'ın ortasıydı!"
