Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Harry cumartesi gününü Sirius ve Marlene ile geçirecekti. Arada bir evin kendilerine kalmasını istediklerinde Sirius, Harry'i alırdı ve istisnasız her seferinde küçük oğluna bir şey bulaştırmış olurdu.
Harry hevesle gidiyor olsa da onlara 6. kez sarılıp öpmüş, dolmaya müsait kocaman açılmış gözlerle vaftiz babasının elini tutmuştu. İkisi giderken, Sirius ona harika bir hafta sonu vaadi veriyordu.
Her çiftin bazen çocuklar olmadan özgürce geçirebileceği bir iki güne ihtiyacı olurdu. Severus sevişmek üzereyken oğlunun kâbus görüp aralarında yatmak istemesi gibi şeyleri yaşadığı için bu bir günü oldukça takdir ediyordu.
Kocasının elleri vücudunda gezinirken dudakları birleşti. Onu her zamanki gibi tutkuyla öperken James kollarının arasında inledi. Severus onu odaya sürükledi.
////
Severus sabaha doğru tuhaf bir sesle uyandı. Bilinci açılana kadar yüzüne vuran güneşe sırtını döndü ve huzursuzca kaşlarını çattı.
Sonra bunun kusma sesi olduğunu fark etti. James... Gözleri aniden açılırken uykuyla uyanıklık arasında kendini yataktan attı. Bacaklarına dolanan ince battaniye az daha düşmesine sebep olacaktı. Tökezleyerek battaniyeden kurtulup yarı yarıya uyanık bir şekilde odanın içindeki banyoya ilerledi. Aralık kapıyı açar açmaz, klozetin yanında yerde bitkin bir şekilde oturan James'i gördü.
"James?" Eğilip kalkmasına yardım etti. James solgun bir şekilde dişlerini fırçalamak için lavaboya eğilirken belinden tuttu. Hafifçe sırtını okşayıp endişeyle baktı. "Bebeğim ne oldu?"
James fırçayı suya tutup yerine koydu ve ağzındaki diş macununu tükürdü. Kâğıt havluyla elini yüzünü kuruladıktan sonra bütün gücü bitmiş gibi Severus'a yaslandı. "Bilmiyorum," dedi yutkunarak. "Gözümü açar açmaz midem bulandı. Kendimi buraya zor attım."
Severus onu göğsüne çekip destek oldu, "Hadi yatağa gidelim," dedi yumuşak bir sesle. Birlikte içeri girdiler, James yatar yatmaz Severus üstünü örttü ve ev cinini çağırdı. Hafif, bulantıyı yatıştıracak bir şeyler getirmesini istedi ama özellikle iksir ekletmedi.
Bu kadarı da yeterdi. Hastaneye gideceklerdi. Eğer ki bir şey çıkarsa, vücudunda başka iksirlerin olmaması yapılacak tedavi için gerekli olurdu. Ama James'e bundan bahsetmedi. Birkaç saat geçip de kendine geldiğinde onu gerekirse zorla götürürdü. Şimdi daha da kötü hissettirmenin anlamı yoktu.
Umarım bir şeyi yoktur, diye düşündü endişeli düşünceleri arasında. Saçlarını okşayıp eğildi ve dudaklarından öptü. "Nasılsın?"
